12

12.2K 804 513
                                    

Min Yoongi

Gördüğüm manzarayla göğsüm sıkışmaya başlamıştı.

Oluşan kan göletinin içinde hareketsiz yatan bedeni, koyu sıvının ortasında beyazlıkları parlayan açık gözleri...

Etkisinde olduğum uyuşturucu bile bu manzarayı değiştirmeme yetmiyordu.

Dilim tutulmuş bir şekilde göletin içinde uyuşturucu etkisiyle kahkahalar atıp üstünde yattığı sıvı sanki karmış gibi melek izi yapmaya çalışan kıza baktım. Dudakları her yere yayılmış kan gibi kıpkırmızı rujla boyanmıştı, her zamanki gibi.

Bulanık aklımın bana oyun oynadığını söylemek istiyordum. Tek istediğim gördüklerimin gerçek olmamasıydı.

Dayanamadım ve odanın kandan en uzak yerine koşarak kusmaya başladım. Kan kokusu hala baskındı ve zaten yarı uçuk aklımı tamamen kaybetmek üzereydim.

"Yoongi..." dedi kız ıslaklık içinde ayaklanmaya çalışıp tekrar düşerek.

"Shin Ra payını kabul etmeyince biz de rulet oynamaya karar verdik. Ama şimdi de mızıkçılık yapıyor, kalkmıyor! Halbuki uyanık olduğunu biliyorum, baksana gözleri açık!"

Sözleri üzerine kan göletinin içinde neredeyse hiç fark edilmeyen silahı fark ettim.

Dehşet ifadesiyle yüzüne baktığımda gayet sakin olduğunu gördüm. Söylediklerine gerçekten inanıyordu. Gerçekten onu öldürdüğünün farkında değildi.

"Onu öldürdün.." dedim karnımın kasılmasına sebep olarak kendimi nefes almaya zorlarken. Yeni bir bulantının geldiğini hissetmiştim. Bana biçimli kaşlarını kaldırarak baktı ve omuz silkti.

"Boşver, gitsin. O zaman sen de beni seversin." dedi ve ellerini kana bastırarak ayağa kalktı.

Bu hale nasıl geldiğimizi bilmiyordum.

Sadece o piyanoyu alıp anneme kendi başımın çaresine bakabileceğimi göstermek istemiştim.

Shin Ra benim yüzümden ölmüştü, hayır, ben ona bir şey yapmamıştım. Zaten hepimiz kendimizi bu boka teslim ettiğimizde ölmüştük.

Artık uyanma vaktim gelmişti, bu hayattan kurtulmalıydım.

Ancak kabul etmem gereken çok farklı bir şey vardı.

Hırslar, zevk oyununa dönüştüğünde aradığım katil aynada gördüğüm kişiden başkası değildi.

***

Shin Yoo Rae

Söyleyeceklerini duymadan bile kalbim çıkacak gibiydi. Onun için anlatması bile bu kadar zor olan bir şeyi hayal etmek güçtü.

O aklındakileri toparlarken elimi koluna kaydırdım ve zorlandığı her halinden belli olan yüzünü inceledim. İfadesiz kalmak için çok çaba harcıyordu. O an bu kadar üstüne gittiğim için pişman olduğumu hissettim. Ne kadar kendi kişiliğime ters olduğunu düşünsem de daha önce sürekli olarak hissetmediğim şeyler yaşıyordum ve pişmanlık da bunlardan biriydi.

"Daegu'da küçük bir mahalleden çıkma arkadaş grubumuz vardı. 7/24 hiç ayrılmazdık. Başımızda benden 5-6 yaş büyük biri vardı ve bize ablalık yapardı." Histerik bir şekilde güldü.

"Her şey güzel gidiyordu ama ergendik ve daha fazlasını istiyorduk. Hep daha fazlasıydı istediğimiz. Hiçbirimiz çok zengin ailelerden gelmemiştik ve doğal olarak en büyük hırsımız paraydı."

one million bullets || myg.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin