2.BOLUM

160 61 25
                                    

Bazı anlar vardır sevgisine sığınmak için güvenli kollar ararsınız, o güvenli kollar hiç olmadık zamanlarda ortadan kaybolur sığınacak kimseniz kalmaz güvendiğiniz insanlar bile ihanet eder sizi yalnış yorumlayarak yalnış anlamlar yüklerler sadece gördükleri yeter zannederler aslında dinleyip sizinde fikirlerinizi almazlar sadece gördüğüne inanırlar gerçekleri duymak istemezler  gördükleri onlar için yeterlidir çünkü, akıllarıyla değil de kalpleriyle haraket etseler belki bazı şeyler düzelir.

Geceden  beri gözüne uyku girmemişti duvarlar üstüne üstüne gelirken kendini hıçkırıklarla bastırıyordu.

Birkaç kere intihar teşebbüsünde bulunsada son anlarda vazgeçmişti. Kendini toplaması lazımdı, artık kendine yeni ve güçlü düşman edinmişti. Her ne kadar delicesine sevsede onun zarar vermelerine karşılıksız  kalacaktı ve bunda kararlıydı.

Duvardaki saate gözleri daldı evi boştu kimse olmadığı için saatin sesi sessizlikte kulaklarında çınlıyordu telefonun sesi onu derin düşüncelerinden alı koymak istercesine ısrarla çalıyordu. Telefonunu eline aldı

Arayan:özel numara

Telefonu açtı ilk başlarda sessizlik hakimdi ortalığı ve sonradan vızıltı sesleri artmaya başladı.

"Kimsin"

Ardından kahkaha sesi geldi

"Azrailin"

Telefonu direkt kapattı beş dakika kadar geçti ama ne tekrar aradı ne de mesaj attı telefonunu önünde duran siyah renkteki sehpanın üzerine koyarken tekrar çaldı vücudu kaskatı kesildi yine arıyordu

Arayan:çaki

Yazısını görünce rahatladı bir çift yeşil göz arıyordu

"Efendim"

"Uyanmışsın"

"Hiç uyumadım ki"

"Hiç mi?"

"Hiç"

"Evde misin peki dün gece geleceğimi söylemiştim ve uzun uzun konuşacaz kaçışın yok "

"Ben öyle bir şey hatırlamıyorum "

"Numara yapmayı keser misin lütfen"

"Evdeyim"

"Geliyorum o zaman kahve hazırla  10 dakikaya oradayım "

"Gelmemen benim için daha iyi hiç konuşacak havamda değilim"

"Ama anlatacaklarım önemli"

"Ben ortada çokta vahim bir durum göremiyorum"

"Burak öztoprak'ın kinini almak kolaydır ama bedelini ödemek zordur"

"Sende benim yaptığımı düşünüyorsun değil mi?"

"Yani olaylar öyle gösteriyor"

"10 dakikaya burada olmassan kahveyi unut "

Telefonu kapatıp masaya koyarak ayağa kalktı ayağındaki beyaz üzerinde renkli puantiyeleri olan panduflarını sürüye sürüye mutfağa ilerledi raftan kahve fincanlarını alarak masaya koydu her zaman kahvesini şekersiz içmeyi  tercih ederdi kahve makinasına kahve ve suyu koyarak makineyi çalıştırdı.

kapı çalınca şaşırmıştı bu kadar erken geleceğini bilmiyordu bu kadar mı kahve manyağıydı mutfaktan çıkarak uzun koridorda yürüdü çelik kapıyı açacakken içeride bulunan telefonu çalmaya başladı kapıyı açıp geri salona göndü

Kar Tanesi#Wattys2017(DÜZENLENECEK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin