23

9.3K 710 479
                                    

 Helö madırfakırs!

Umarım bu bölüm dünün telafisi olabilmiştir, yorumlarınızı merakla bekliyorum ve teorileriyle aklımı karıştıran herkese de helal olsun diyorum. Fandomca teorilerimiz kutsal düzeyde tabii qjskjnakden

***

Sakinleşmek gerçekleri düşünmekten çok daha kolaydı.

 Ne kadar sakinleşirsem sakinleşeyim içinde bulunduğum belirsizlik, her şeyi daha kötü bir hale getiriyordu. Kendime hakim olamıyordum. Uyandığımda hastane odasından çok da uzak bir yerde olmayan Namjoon'un evindeydim. Herkes oraya toplanmıştı, ama kalabalığın içindeki sessizlik bakışlarının çığlığıyla ters düşüyordu. 

 "Jae Bum ve Hana annenin yanında, yeni bir yer ayarlıyoruz." dedi Namjoon soru dolu bakışlarımı karşılayarak. Uzun zamandır uğramadığım evdeki yatağımdaydım. Olduğum yerde doğruldum ve sırtımı başlığa dayadım.

 "Neler oluyor?" dedim üzerimde dolaşan bakışları fark ederek. Açık kapıdan Yoongi'nin girdiğini görünce bilincimi kaybetmeden önce en son duyduğum cümleyi aklımda tekrarlamaya başlamıştım bile. 

 "Yoongi..." dedim gözlerime kenetli anlaşılmaz bakışlarını çözmeye çalışarak. Yatağın kenarına oturdu ve derin bir nefes aldı. 

 "Konuşmamız için izin verin." dedi kararlı sesiyle. 

 İlk defa kimse homurdanmadan harekete geçti. Jimin bile endişeli bir şekilde bakıyordu, tek bir şaka bile yapacak gibi durmuyordu. İçten içe meraktan ölürken gerçekler için kendimi hazırlamaya çalışıyordum.

Herkes çıktıktan sonra bakışlarını kıyafetimi sıktığım ellerime indirdi ve uzanarak tuttu. Parmakları el sırtımın üstünde dolaşırken yüzüme bakmaya çekindiğini fark ederek yüzüne daha dik bakmaya başladım. Gelecek şeyden korktuğumu biliyordum. Bu bilmek isteyeceğiniz türden bir şey olamazdı.

"Namjoon bir kayıt buldu." dedi sadece önce. Sonra gözleri yavaşça gözlerimle buluştu.

"Sanırım bir şeyleri öğrendik, bilmen gereken şeyler."

Aniden ellerimi tutuşundan silktim ve avuç içlerimi alnıma dayadım.

"Hayır!" dedim sesimin kararlılığına şaşırarak, "Bunu böyle öğrenmek istemiyorum. Eğer o kadın bunları bana yapıyorsa olanları bilmediğimi de biliyordur. Ben her şeyi ondan duymak istiyorum. Neden, diye ona hesap sormak istiyorum. Böyle öğrenirsem ona yeterince kinimi gösteremem. İstemiyorum."

Yoongi önce itiraz edecek gibi olduysa da sonradan vazgeçti. "Gerçek ne olursa olsun ben senin yanındayım." dedi bir anda ciddiliğine şaşırdığım gözlerini gözlerime dikerek.

  Parmakları yüzüme uzandı ve neredeyse tüy kadar hafif dokunuşuyla dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı. Tereddütle dudaklarını benimkilere bastırdığında birden fazla yeni duygu hissetmiştim. Üzgündü. Şefkatliydi. Teselli ediciydi. Koruyucuydu. 

  Geri çekilip tekrar yüzüme baktı. Dudağımı ısırdım. 

 "Oraya gitmek istiyorsun değil mi?" dedi oynadığım parmaklarıma kaçamak bir bakış atarak. Ellerimi gevşettim ve başımla onayladım.

 "Namjoon'un bulduğu şeyleri çocuklar da biliyor mu?" dedim endişeyle yüzüne bakarak. Jimin'in suratı gözümün önünden gitmiyordu. Başını iki yana salladı. 

 "Sadece ben ve Namjoon, olanları idrak edebildiğimizde ilk senin öğrenmen gerektiğini düşündük."

 Gözümün daldığını fark etmemiştim bile. 

one million bullets || myg.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin