thirty eight

14.4K 1.3K 426
                                    

Herkese merhaba! Bir bölüm daha yazdım, ayrıca @Ss_Green in etkisiyle hikayem yavaşça yayılmaya başladı. İnsanlar o kadar güzel şeyler söylüyor ki mutlu oluyorum. Herkese teşekkürler :')

Sınır: 35 vote diyorum bakalım ne zaman dolacak ~

Medyaya koyduğum şarkıyı biliyorsunuzdur ama belki dinlemeyen vardır, o yüzden koyuyorum. Bilmeyenler dinlesin aşırı bağımlılık yapıyor. İyi okumalar :')

Oturduğumuz yerde yüzüne yerleşen kanları silmeye çalışıyordum. Çok kötü yaralanmıştı. Acı çekmemesi için olabildiğince yavaş hareket etsem bile canının acıdığını hissediyordum. 

Yüzünde gezdirdiğim elimle işime devam ederken gözlerinin gözlerime baktığını fark ettim. Fazla... anlam dolu bakıyordu.

Ben işime devam ederken '' acıyor mu? '' diye konuştum sessizce. Gözleri bana böyle bakarken kendime engel olamayabilirdim. İçimde her an ona sarılma isteğiyle dolan bir haru vardı. 

'' Hayır. '' diyerek kafasını salladı sağa sola doğru. '' Sen devam et. '' 

Konuştuktan sonra yavaşça gülümsedi, ama hissettiği acının ona izin vermediğini görebiliyordum. 

'' Beklemiyordum. '' diye fısıldadı.

'' Nasıl yani? '' diye sordum anlam vermeye çalışarak. Bana bakmayı inatla kesmiyordu. 

'' Çocukların geleceğini düşünmüştüm. '' dedi hüzünle. Bakışlarımı dizlerime eğdikten sonra cevap verdim ona. 

'' Seni sevdiklerini biliyorsun. '' dedim. Ardından söylediği cümle ise kalbimin hareketlenmesine sebep olmuştu. 

'' Demek ki kimse senin gibi sevememiş. '' dedi. Nefes almakta zorlandığım doğruydu. 

'' Sen seviyordun. Bütün yaptıklarıma rağmen, benim için endişelendin. Koşa koşa yanıma geldin, Haru. '' diye konuştu. '' Sanırım bu hayatta beni en çok seven insan sensin. ''

Aptal, Jeon Jungkook. İçimden ona kızmadan edemiyordum. Kalbim, ruhum, her şeyim ona ait olmuştu. Ben tamamiyle onun sevgisiyle dolmuştum zaten. 

Belli değil miydi?

Cesaretimi toplayarak '' aşk böyle bir şey '' diye konuştum gözlerine bakarak. Sesim biraz kısık çıkmıştı. 

'' Sen ne yaparsan yap, seni sevdiğim için kendimi yanında buluyorum. '' dedim. Gülümsedi. 

Her gülümsediğinde içimde kelebekler uçuşuyordu sanki. Rüya gibiydi. 

'' Bunu sana kim yaptı? '' diye sorduğumda cevabını vermemekte inat etti. '' Sağlam bir dayağa ihtiyacım vardı. '' diye konuştu, ardından gülmeye çalışsa da ağrısı buna izin vermemişti. 

'' Bir daha sakın bunu yapma. '' diye konuştum. Artık cesaret sınırlarını fazlasıyla zorladığımı biliyordum. '' Acı çekmeni görmek istemiyorum, oppa '' diye konuştum, gözlerimdeki hüzünlü ifadeyle. 

Elinden geldiğince bana yaklaşmaya çalıştı, ardından kollarını bana sarıp sarılmaya çalıştı. Onu incitmemeye çalışarak ben de kollarımı ona doladım. 

Son zamanlarda sıcaklığını daha yakından hissediyordum. Kokusunu içime çekebiliyor, sarılabiliyordum ve bu sevgimin kat kat artmasına sebep oluyordu. 

Kollarımı ondan ayırdığımda tekrar konuştum. '' Sana ağrı kesici getireceğim. '' dedikten sonra ayağa kalkmaya yeltenmiştim, ki kolumdan tutup beni geri oturdu koltuğa. 

Gözlerime kilitlenen gözleri sanki konuşmamamı söylüyordu. Ardından yüzü yüzüme doğru yaklaşmaya başladı. 

Gözleri dudaklarıma kilitlenirken aradaki mesafe gittikçe kapanmaya başladı. Son anda kafamı sağa doğru çevirdim. 

'' Yapma. '' diye fısıldadım sessizce. Cevap vermemi istediğini biliyordum. 

'' Benden nefret ettiğin halde bunu yapmanı istemiyorum. '' diye konuştum. '' Kafan çok karışık. '' 

'' Senden nefret ettiğimi mi düşünüyorsun, Haru? '' diye sordu, sertçe bakarak. Cevap veremedim. 

'' Sana kızdığım, defalarca sana eziyet ettiğim doğru, haru. '' dedi. '' Ama bunun sebebi öfkeydi. Senden nefret etmem, edemem. '' 

Tekrar gözlerine baktım. Doğru söylüyor gibiydi. 

'' Bunu ancak bir insanı sevdiğinde yapabilirsin, oppa. '' diye cevapladım. '' İnsanlar aşık oldukları insanla bunu yaparlar, ve bizim aramızda böyle bir ilişki yok, bilirsin. '' 

'' Haru konuşmama izin ver. '' 

'' Hayır. '' diye direttim ona. '' Kafan karışık, ve ben sadece iyi olmanı istiyorum. '' 

Ardından ağrı kesici almak için ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Bunu yapacaksa beni sevdiği için yapmalıydı. 

Şu an içinde bulunduğu durum fazlasıyla karışıktı. Ben sadece onun iyi olmasını istiyordum. Bekleyebilirdim. 

Mutfaktan aldığım ilacı ona götürecekken kapının sesini duydum. Açtığımda tanıdık yüzleri karşımda görmüştüm. 

Onlar adımlarıyla beni izlerken Jungkook' un yanına doğru gittim. O koltukta otururken '' misafirlerin var '' diyerek gülümsedim ona bakarak. 

Gözlerini bana doğru çevirdiğinde arkamdaki tanıdık yüzleri gördü. Daha fazla dayanamayan çocuklar ona doğru koştu ve boynuna dolanan ilk isim Namjoon olmuştu. 

Sorunun büyük bir bölümü çözülmüştü. Namjoon kollarını ona doladığında, Jungkook' un gözleri tek bir yere kilitlenmişti. 

Gözlerime. 

O ısrarla bana bakarken dudaklarındaki gülümseme silinmemekte kararlıydı. 

BÖLÜM SONU

ŞU BÖLÜMDEN SONRA FENA OLDUM YAA SKDSJFKGD GÜZEL GÜNLER YAKINDIR KIZLAR

ÖPÜLDÜNÜZ 

lover | jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin