-51-

119K 5.6K 2.4K
                                    

Duyuru: Sevgili okuyucu.. Bir kitabın en güzel özelliği hayal etmektir belki de. Karakterlerin görünüşünü, bakışını, konuşmasını, ses tonunu, davranışlarını..

Ve benim bu hayallere müdahale etmek gibi bir hakkım olamaz. Olmamalı da. Aslında karakter yayınlamak istemiyordum ama yorumlarda sıkça sorulan bir soru da karakterleri kimlerin canlandırdığıydı. O yüzden pek istemesem de karakter işini size sordum ve genelde olumlu yorumlar geldi. Karakterleri yayınladığımdaysa, gören kişiler hayal kırıklığına uğradı diye tahmin ediyorum. Çünkü hayallerindeki çok daha farklıydı. Zaten çok kişi de görmedi. Bölümü hemen sildim.

Kısacası karakterler olmayacak. En güzel karakterler, hayallerinizdekidir. O karakterler bölümünü görenler de lütfen o fotoğrafları unutsun ve hayallerindekiyle devam etsin.

Bir de Teog sınavına giren okuyucularım.. İnşallah sınavınız güzel geçmiştir. Geçmemişse de kendinizi yıpratmayın. Bunun ikincisi de var. Hiçbir şey sizden daha önemli değil.. 💐

Bu uzun duyurudan sonra bölüme geçsem iyi olacak.. 😄

İyi okumalar.. ☄

---


David geri çekilerek şaşkınlıkla bana baktı.

Evet. Söylemiştim işte. Sonunda söylemiştim.

"Ne?" dedi hâla şaşkın bir biçimde.

"Dönüştür beni."

"Şu an içtiğin için pek kendinde değilsin herhalde. Eve götürebilirim istersen seni?" dedi soru sorarcasına.

Bu da ne demekti şimdi? Kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Ne söylediğimin farkındayım David. Vampir olmak istiyorum." dedim.

David ayağa kalktı.

"Hayır. Hayır." dedi. Bu sefer ben ona şaşkınlıkla baktım.

"Ne demek hayır?"

"Vampir olamazsın. Olmamalısın."

"Asıl vampir olmam gerekiyor. Farkındasın değil mi? Sen ölümsüzsün. Benim ise ne zaman öleceğim bile belli değil. Eğer vampir olmazsam nereye kadar devam edecek?" diye sordum ben de ayağa kalkarak.

"Ne yani sadece birlikte olabilelim diye mi vampir olacaksın. Bunun için mi kendini feda edeceksin?" dedi David bana bakarak. Feda etmek mi? Bu da ne demekti şimdi? Biraz daha ikna edici olmak için konuyu bizden başka yerlere de çekmeliydim belki de.

"Sadece o da değil. Şans eseri yaşıyorum resmen. Bir olay olduğunda sizlerden biri olmadan başımın çaresine bakamıyorum. Biraz önce sen gelmeseydin bana neler yapabileceklerini düşünebiliyor musun? Ve ben kendimi koruyamayacaktım David. Güçsüz olmaktan, güçsüz hissetmekten yoruldum. Anlıyor musun? Yoruldum." dedim. David biraz üzüntüyle bana baktı. Ama cevap vermedi.

O sırada Nina, Mandy, James ve Michael bizi görmüş, bize doğru gelmeye başlamışlardı. Yanımıza geldiklerinde ortamdaki gerginliği hissetmiş olmalıydılar.

"Neler oluyor burda?" dedi Mandy meraklı ve şaşkın bir biçimde.

"Hiçbir şey." dedi David.

"Ne demek hiçbir şey?!" dedim sinirle. Ne yapmaya çalışıyordu? Neden bu kadar tepki göstermişti? Anlayamıyordum.

"Hey hey hey.. Sakin olun." dedi James.

Gizemli KasabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin