-52-

120K 5.6K 1.6K
                                    

Odamdaki sessizlik sinir bozucu düzeydeydi. Ama ne o, ne de ben bu sessizliği bozmaya cesaret edemiyorduk.

David'in söylemesini bekliyordum. Beni neden vampir yapmak istemediğini..

Nedenini söyleyeceğini söylemişti. Ama söyleyemiyor gibiydi. Belki de cesaretini toplamaya çalışıyordu. Bu kadar çekindiği neydi hâla anlayamıyordum.

"Anlatacak mısın?" dedim sessizliği bozarak. Sesim oldukça sakin çıkmıştı. Garip bir şekilde sakindim de aslında.

David sağ eliyle saçlarını karıştırdı ve bana baktı.

"Belki de anlatmamalıyım. Anlatmak istemiyorum. Hatırlamak istemiyorum." dedi David de sakin bir ses tonuyla.

"Bana güvenmiyor musun?" diye sordum.

"Benden nefret etmeni istemiyorum." dedi. Merakım daha da artıyordu. Ona biraz daha yaklaştım.

"Ben senden nefret edemem. Anlıyor musun? Bu her neyse bana anlatabilirsin." dedim. David derin bir nefes aldı. Birkaç saniye sessizlikten sonra konuştu.

"Kan." dedi. Bu kelime nedense beni korkutmuştu. Duyunca içimde değişik bir his ortaya çıkmıştı. Merak, heyecan, korku.. Hepsinin karışımı bir histi bu. Devam etmesini istercesine ona baktım.

"Kontrol edemeyeceksin Jenna. Öyle bir şey ki.. Kendini kaybedeceksin. Özellikle ilk dönüştüğünde. Hatta şu an biz bile kendimizi zor kontrol ediyoruz. Alice'in sana saldırdığı zamanı hatırlıyor musun? O hâla kendini tam olarak kontrol edemiyor. Kana karşı en dayanıklımız her zaman Nina oldu. Hâla da öyle." dedi David.

"Öğrenirim. Siz nasıl öğrendiyseniz, ben de öğrenebilirim." dedim.

"Ben de bundan korkuyorum."

Gözlerimi onunkilere diktim. Neydi bu? Aslında nedenini duymaya korkuyordum. Ama bilmek istiyordum işte. Bilmek istiyordum.

"Neyden? Söyle artık." dedim yine aynı sakin ses tonuyla.

David gözlerini benden kaçırarak elinde tuttuğu telefona yöneltti. Telefon kapalıydı. Amacı sadece bana bakmamaktı.

"Ben.. çok kötü şeyler yaptım Jenna." dedi David. Sesindeki kırgınlığı resmen hissedebilmiştim. Kendimi kötü hissetmeye başlamıştım. Yaptığı her neyse onu söyletmeye zorladığım için. Ama öğrenmeliydim. Bir şey demedim ve devam etmesini bekledim.

"Kontrol edemedim. O gün çok kötü duruma gelmiştim.. Çok önceden sınıfımızdan biri vardı. Adı Charlie'ydi. O gün eve Charlie'yle geliyordum. O zamanlar yeni dönüşmüş sayılırdım." dedi ve duraksadı. Birkaç saniye sonra devam etti.

"Hava kararmıştı. Issız bir yoldaydık. Sonra aniden bir araba belirdi. Kullananın sarhoş olduğu apaçık belliydi. Kontrolsüzce ve doğrudan Charlie'nin üstüne sürdü. Duraksamayarak yoluna devam etti." dedi David. Büyük acı içindeydi. Şu an ona bunu anlattırdığım için resmen kendimden nefret ediyordum. Geçmişten unutmak istediklerini anlattırıyordum resmen.

"İstersen anlatmayabilirsin David. Önemli değil." dedim pişmanlıkla. Ama bunu söylemek için geç kaldığımın farkındaydım. Bu pişmanlığın sebebi David'in yüz ifadesiydi. Ne olduğunu tam olarak çıkaramıyordum. Ama büyük acı çektiğini görebiliyordum.

David beni duymamış gibi yaptı ve anlatmaya devam etti.

"Charlie kanlar içinde yerde uzanıyordu. İçimden bir içgüdü harekete geçmişti. Çok değişik bir histi. Benden yardım istedi. Kötü durumdaydı. Onu hastaneye götürmeliydim. Ama ben resmen kilitlenmiştim. Ondan gelen yoğun kan kokusu.. düşünmemi engelliyordu."

Gizemli KasabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin