iki - "stone cold"

6.7K 695 737
                                    


 Tuttuğum nefesim ciğerlerimi yakarken onu tekrar görmenin şokunu daha atlatamamıştım. Resmen canlı kanlı karşımdaydı. Soğuk bakışları kanımı donduruyordu ama hala hayatta olduğu gerçeği her şeyi silip atıyordu.

Oydu. Gerçekten oydu. Sarı saçları fazlasıyla beklenmedikti ve yüzünü tamamen değiştirmişti ama yüz çerçevesi hala aynı güzellikteydi.

Boğazımdaki parmakları bir an olsun gevşememişti. Aniden gelen refleksle yüzüne şaşkın şaşkın bakmayı bırakıp derin bir nefes aldım. Bakışlarındaki duvar değişmemişti.

İstemsiz olarak ellerim yüzüne uzanmıştı ki yine soğuk bir şekilde kendini geri çekti ve dümdüz bana baktı.

"Birileri buraya gelene kadar beni iyi dinle. Oradan Baek Seo Ra olarak kaçmış olabilirsin ama artık her şey farklı."

Anlamayarak gözlerimi kıstım.

"Sadece 24 saatten biraz fazla zaman önce birlikte uyuyorduk."

Yüzünü buruşturdu. "Neden bahse-" Yüzü bir anda aydınlandı.

"Gerçek zaman ve simülasyon zamanı eş gitmiyor. Senin orada yaşadığın 1 saat burada aylara denk geliyor. Ve ben buraya geri döneli 17 ay oldu."

Kaşlarımı çattım ve boğazımdaki elinden olsa gerek zorla yutkundum. Bana bu kadar yakın olup nasıl aynı zamanda böylesine soğuk olabilirdi?

"Ama.. Sen... Yani... Biz-"

Başını yana yatırdı ve gözlerini devirdi.
"Orada yaşamam gereken bir yaşam dilimi vardı ve yaşadım, bitti. Şimdiyse yönetmem gereken bir asker topluluğu ve korumam gereken topraklar var. Sonunda bu askeri üniformanın içindeyim, bunu hiçbir şeyin bozmasına izin vermeyeceğim, Denek 0. Özellikle senin."

Dişlerimi sıktım. Fakat o beni yıkmaya devam etti. "Şimdi sen de o dünyanın sahteliğini göreceğine göre aklımın orada oyalanmasını gerektirecek bir şey yok."

Şimdi bakışlarım ölümcül hale gelmişti, emindim. Karşımdaki bu kişi Taehyung değildi, olamazdı.

Histerik bir şekilde güldüm ve bir parmağımı havaya kaldırıp göğsündeki rozete yaklaştırdım.

"Yani hatırladığım her anın saçma bir simülasyondan ibaret olduğunu mu söylüyorsun?  Ya sana dokunurken hissettiklerim, sen son nefesini verdiğinde çektiğim acı... Bana bunların sahte olduğunu söyleyemezsin, asker."

Son kelimeyi öyle bastırarak söylemiştim ki donuk gözlerindeki irkiliş gözlerimin önündeydi. Zorla yutkundu.

O daha söylediklerimi sindirememişken koridora doğru yaklaşan seslerle parmaklarını boğazımdan çekti ve duygusuz bir şekilde gelenlere döndü. Bakışlarım ensesini delip geçiyordu, hissetmesini umuyordum.

Koridordan girenler tahmin ettiğim gibi asker değil doktordu. Fakat daha sonra arkalarından gelen üniformalı yapılı genci görünce anladım ki burada önemli biriydim. Daha sorulacak sorularım vardı.

***

"Aramıza hoşgeldin, Denek 0!" Bu neşeli sesin sahibi doktorlardan en genç görüneniydi. İsim rozetine çaktırmadan baktığımda isminin Park Jimin olduğunu gördüm. Yanındaki daha yapılı olanın adıysa Kim Seokjin'di. Yaşadığım şeylere bakılırsa normal isimlerdi.

"Bir adım olmasını tercih ederim." dedim ters ters bakarak. Yaslandığım sandalye sırtımı acıtmaya başlamıştı. Şu an burada olmak gibi.

Seokjin -resmiyetin canı cehennemeydi- sakince dudaklarını büzdü ve not defterini açtı.

"Şu an kafan karışık olmalı." dedi kendini ikna etmeye çalışır gibi.

crossfire | kim taehyung.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin