64. Bölüm Kalbinden Sevmek

41.4K 2.2K 661
                                    

#Bencebudur diyerek Twitter üzerinden katılan arkadaşlarım.

@Damlaaydın
@Kartalice77
@NurArzu
@Zehraltnkpr
Zeyneb999
@gulbursinnn
@badiseba

Canlarım emeklerinize sağlık çok ama çok teşekkür ediyorum, seviyorum sizleri 💐👩‍❤️‍💋‍👩🌷😘🐞

Twitter, instagram, ya da Facebook üzerinden #Bencebudur yazıp, Twitter üzerinden @SahEsaret hesabımızı etiketleyerek katılabilirsiniz. İnstagram ya da Facebook üzerinden de beni etiketleyebilirsiniz. Arkadaşlarım hepsini not alıyorlar.

Sevgili bükücülerimden Burcu Ulubel. İyi ki aramıza katıldın. Seni tanıdığım için kendi adıma çok mutluyum. Bu bölümü yazarken aklıma hep sen geldin. Bölüm senin canım. Umarım beğenirsin. Sevgili bükücülerim hepinizi çok seviyorum!👩‍❤️‍💋‍👩❤️💕🐞💐

Ve geçen bölüm karışan kafalarınız bu bölüm düzelecek mi? Bakalım bakalım neler olmuş. Müziğimizi duyduğunuzda şaşıracaksınız. İlk paragraflarda dejavu yaşayabilirsiniz. Müziğimiz ilk bölümle aynı. Acaba neden? Ya kafalarınız biraz daha karışacak ya da her şey oturacak. Hadi kahvelerimizi alalım müziğimizi açalım. Buyurun efenim bölüm sizlerin. Yorumlarınızı bekliyorum ✌️👩‍❤️‍💋‍👩💕❤️☕️🐞

Kerem, atını doludizgin kullanırken, hava, ilikleri titretecek gibi soğuktu ve yağmur tüm hırsını indirircesine yağıyordu. Gözlerini kısıp giderken, ara ara sis çökmüş yollara baktı. Her taraf çamur içerisinde ama ona rağmen hızla giden Şah. Konaktan iyice uzaklaştığına emin olunca atını yavaşlattı. Ağaçlık alana geldiğinde içindeki sızı yine sardı, tüm benliğini. İyice yavaşlayıp aylar önce oturduğu ağacın yanına gelince durdu. Atından inip ellerini beline koydu, gözlerini kısarak etrafına baktı. Şah'ı bağlayıp yanında getirdiği küçük minderi yere attı. Oturup ağaca yaslandı. Yine böyle oturmuştu ama o zaman yağış yoktu. Hava ılıktı ama içinde yaşadığı mevsim kıştı. Oysa şimdi bu soğuğa rağmen hiç üşümüyordu. Duyduğu silah sesiyle irkilip, ürken Şah'ı, boynunu okşayarak sakinleştirdi.

Dikkatle etrafına bakarak giderken ileride gördüğü kişiye dikkatle baktı. Yağmurluk giyse de avcı kıyafeti giydiği belli olan birisi elindeki tüfeği atının üzerine yerleştirdi. Sonra ilerlemeye başladı. Buralarda hem de bu mevsimde avcı? Gözlerini kısıp takip ederken avcı gitti gitti ve yerde akan sudan avuçlarına doldurup içti. Başındaki şapkasını çıkarınca kıvırcık saçları dökülen kıza, şaşkınlıkla baktı. Biraz daha yanına yaklaşmak için birkaç adım daha attı ve yerdeki bir dala basmasıyla duyulan çıtırtıya avcı irkilip döndü. Meraklı gözlerle bakarken yanına yaklaştı.

"Kimsin sen ve burada ne işin var? Sessizce yaklaşıyorsun ve korktum."

Kerem kalbinin deli gibi atmasına aldırış etmeden zorla bir nefes alıp tek taraflı gülümsedi.

"Ben silah sesi duydum. Bu mevsimde pek olan bir şey değil. Korkutmak istemezdim. Ben Kerem. Kerem Karahan."

Avcı umarsız bir edayla uzanan ele kısa bir bakış atıp elini uzattı.

"Bu topraklar benim ve avlanmaya çıkmıştım. Memnun oldum. Ben Hande İnanoğlu."

Kerem dudaklarını bastırıp gülümserken elini yumuşacık sıktı.

ESARET  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin