Ep.16

3.6K 384 65
                                    

Bu bölüm bir şarkımız var. Dinleyerek okumanızı öneririm. *Multide*

Day6-Colors

•°•°•

Bakışlarında hiçbir duygu yoktu. Sanki ben öylesine, tanımadığı biriydim.

Onu o kadar çok özlemiştim ki birkaç saniye gözlerimi üzerinden alamadım. Bana bakmıyordu ancak ona baktığımı biliyordu. Gözlerimi yanındaki adama, babasına çevirdim.

"İki adamıma yaptıklarına bir bak. Belki de onlar yerine seni korumam yapmalıyım."

"Ölümünün bir korumanın elinden olmasını istiyorsan denemeni öneririm."

Üzülmüş gibi dudaklarını büktü.

"Senin için bambaşka planlarım olmasaydı, çabalarını izlemek isterdim. Ama maalesef ki tatlım, koruma olamayacak kadar değerlisin."

"Sikmişim değerini." dedim hiddetle.

Bana iyice yaklaştı yüzündeki gülümsemeyle. Elinin tersiyle yanağımı hafifçe okşadıktan sonra aniden sert bir tokat attı. Bunun geldiğini görememiştim, bu yüzden yere bakarken şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım.

Yana düşen kafamı çevirirken sinirle güldüm. Ona baktığımda hâlâ gülümsüyordu.

"Uslu bir kız ol." dediğinde kafamı salladım.

Sonra suratına tükürdüm.

Elini salladığında bir adam ona peçete uzattı. Yüzünü sildi ancak bana vurmadı.

Yoongi'ye bakmayı reddediyordum. Babası bana vururken orada hiçbir şey yapmadan duruşunu göreceğime onu yok sayardım.

Hiç değilse kalbimi daha az acıtırdı.

"Yoongi. Buraya gel oğlum. Başarınla gurur duy."

Kafamı sola çevirdim. Onlara bakmayacaktım. Onları duymayacaktım. İnanmayacaktım.

"Saklanmaya çalıştın ancak beceremedin Yoo Min Shin. Seni bulan da becerikli oğlum Yoongi oldu."

Beni asla babasına vermeyeceğini söylemişti.

Ona güveniyordum. Bu yüzden babasının dediklerine inanmayacaktım.

O zaman kim vermişti ki?

"Bu kadar yeter. Gidelim." Yoongi'nin soğuk sesini duyduğumda gözlerimi kapatmak istemiştim. Sadece onun sesini duymalıydım.

Şu durumda bile hislerim aynıydı. Bu kalbimin kırıldığı gerçeğini değiştirmese de, aynıydı işte.

Kapıya doğru ilerlerken ayaklarımı yere sabitleme çabalarım sonuçsuz kalıyordu. Ölümüme doğru adımlıyordum ve Yoongi bana eşlik etmekle yetiniyordu.

Ondan nefret etmek istiyordum.

Onun o güzel suratını dağıtmak istiyordum.

Ancak yine konu ona gelince kıyamıyordum.

O benim zayıf noktam haline gelmişti.

"Yoongi, sen diğer arabaya bin. Biz ikimiz buna bineceğiz. Konuşmamız gereken konular var."

Yoongi bir an itiraz edecek gibi göründü, daha sonra hiçbir şey söylemeden, yüzüme bakmadan diğer araca geçti.

Beni bu kadar çabuk bırakabileceği aklımın ucundan geçmezdi.

Babasına karşı bu kadar zayıf, itaatkâr olacağı da.

Mümkünmüş gibi kalbim bir kez daha kırıldı.

Consciousness // Min YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin