UYANIŞ| PORTRE

1.9K 152 92
                                    

İyi Geceler Karamellerim. Çok beklettim, üzgünüm. Hoş bu aralar paso üzgünüm sanırım. Biliyorsunuz Poyrazcım Karayel Çarşamba akşamı finish verdi ve finish verirken benide götürdü. Takip edenler biliyordur Poyrazcım Karayel bu hayatta değer verdiğim sayılı şeyler arasında. Bir dizi değildi sadece.  Bu yüzden mütemadiyen bitişlerin yaşandığı hayatımda bir bitişin daha sahnelenmesi üzdü. İş hayatım çok çok hatta double yoğun bir döneme girdi. Artık her fıratta yazamıyor her fırsatta uyuyamıyorum. Ve uykularım genellikle sancılı kabuslar içeriyor. Ve sancılı uykularımdan uyandığımda burada bana mesaj atmayı alışkanlık edinen bir kaç okurum yüzümü güldürüyor. Onlar iyiki varlar, sizde öyle. Keyifle okuyun bakalım neler olmuş... 

Gelecek Bölüme kadar kendinize azıcık popüler
davranın. (: 

BÖLÜM 4

İnsanlık son zamanlarda herkesin dert yandığı ortak konuydu. Çevremizde yaşayan birçok kişi insanlığını yitirmişti, vicdanını, merhametini, duygularını. Bunun milyonlarca örneğini görüyorduk sürekli akşam haberlerinde. Dizleri parkeye baskı uygulamaktan aşınmıştı Fırat'ın. İnsnalıktan ümidini kesmişti geçirdiği saatler boyu. Duvarda çizili duran, daha doğrusu duvara çizdiği portreye bakıyordu Merih gittiğinden beri. Onun gerçek olduğunun en büyük kanıtıydı bu portre. Kirpiğinden kaşına her bir zerresini kazıdı hafızasına. Bu yüze o kadar muhtaçtı ki, tek bir saniyesini ona bakmadan geçirmek istemiyordu. Onu unuttuğu için tüm hücrelerine küfür etti. Böyle bir hataya nasıl düşerdi zihni? Olur muydu hiç öyle şey? İnsan sevdiğini nasıl unuturdu bilmeden? Nasıl ona bakmadan seneler geçirebilirdi? Ondan ayrı nasıl nefes alır, nasıl gülerdi? Fırat nefes almıştı işte. Gülmüştü en acısı. Sevdiği kadın bir başına kaldığı hatıralarla yaşarken o, zihninin kilitlediği anıların veremediği acıyı duymadan yaşamıştı. Ahsen acıdan kavrulurken belki o gülmüştü hiçbir şey olmamış gibi. 

Ahsen nasıl başa çıkmıştı hatıraların ten acıtan varlığı ile ya da başa çıkabilmiş miydi? Bu düşünce ile tenine batan soru cümleleri zihnini ayağa kaldırdı. Ahsen ne haldeydi şimdi? Hâlâ Efdal denilen o adamın elinde tutsak mıydı? Acı çekiyor muydu şimdi? Yaşıyor muydu, en mühim soru buydu şu saniyelerde. Apar topar çıktı o odadan. Çıkmadan önce duvarın resmini çekti. Nasılsa  lazım olacaktı uyumadan önce. Seri bir şekilde anıların zihnine dolmasına müsade eden evden ayrıldı. Merih'i kapıda görmeyi beklemiyordu tabi. Genç adam arabaya yaslanmış sigara içiyordu. 

"Sonunda be birader. Meyve verdim burada." 

Elleriyle gösterdiği yere bakınca bir düzine sigara izmaritiyle karşılaştı. Bu sahne Ahsen'i, kardeşinin mezarının başında bulduğu günü anımsatmıştı. O günde böyle izmarit doluydu yer ve tek tek hepsini toplayıp çöpe atmışlardı. Gülümsedi istemeden. Onunla ilgili gördüğü herşey gerçekti. Ahsen gerçekti. 

"Onu bulmam gerek, Merih. O olmadan daha fazla nefes almsk istemiyorum."

"Hayatta mı, değil mi, onu bile bilmiyoruz daha, Fırat. Artık biliyorsun, Ahsen için tek yaşama sebebi sen olmuştun. Onu unuttun. Yaşaması için elinde bir sebep kalmadı. Sen onu almaya gitmediğin için Efdal ile kalmasına gerek kalmadı. Efdal'den ölmeden kurtulamayacağını düşünürsek... Bizi zorlu bir arayış bekliyor."

Merih'in her cümlesi tenine batıp yeni bir korkunun tohumlarını ekiyordu ruhuna. Sahi Ahsen neden yaşasındı ki? Hayatta kalmaya değecek neyi kalmıştı, Fırat'ın ailesi elinden almamış mıydı tek dayanağını? Usulca etrafına baktı, nerede arayacaktı onu? Gözlerindeki ifadeden anlamıştı Merih. Saçlarını düzeltip ona bir adım attı.

"Onu unutmana sebep olan kazadan sonra Ahsen internetten benimle iletişime geçti. Ama olayların bu şekilde olduğundan bahsetmemişti.Bana sadece işlerin yolunda gitmediğini ve sizinyolları tamamen ayırdığınızı yazmıştı. Bilseydim seni yalnız bırakmazdım. Ailenin onunla ilgili her şeyi ortadan kaldıracağını tahmin edemedim. Affet beni, Fırat. Yeniden doğmana neden olan kızı hatırlamana yardım edemediğim için affet." 

UYANIŞ [ TAMAMLANDI ] RÜYA SERİSİWhere stories live. Discover now