12.Bölüm: GEÇMEMİŞ

69.2K 4.5K 1.2K
                                    

Ed Sheeran - How Would You Feel


Vanilya. Güzel ve etkileyici bir kokuydu, ilk defa birisi vanilya koktuğumu söylemişti. Bunu güzel bir şekilde söylememişti, iltifat şeklinde söylememişti. Hayatında duyduğu en kötü şey gibi söylemişti.

Elimde hala oyuncak ayı ve resim duruyordu. Arkamı dönmek için hareketlendim.

"Bakma." Bunu söylemek için gecikmişti. Hemen kafamı geri önüme çevirsem de sadece havluyla sarılmış, yarı çıplak bedenini görmüştüm. Hatta vücudundan süzülen su damlalarını da görmüştüm, çıplak göğüs kaslarını da. Vücudum anlamsız bir heyecanla titrerken, derin bir nefes aldım.

"İzinsiz girdim, kusura bakma." Bir süre ses gelmedi, ardından nefesini hırsla verdiğini işittim.

"O elindekileri hemen bırak." Dediğini yaptım, bıraktım elimdekileri. "Çıkabilirsin artık." Ne için geldiğimi bile sormamıştı. Kafamı ona hafifçe çevirdim ama hala görüş açımda değildi.

"Neden geldiğimi sormayacak mısın?"

"Neden geldin?" Kafamı önüme çevirdim, gerçekten buraya gelmemdeki asıl amaç neydi?

"Bizi neden izlediğini soracaktım." Evet, ne kadar da mükemmel bir nedendi!

"Bunun için mi odama gizlice girip, eşyalarımı karıştırdın?" Sakinlikle konuşuyordu, ses tonu yumuşacaktı. Sanırım o bir hikaye anlatsa, hemen uyurdum onun rahatlatıcı sesiyle.

"Gizlice girmedim, kapıyı çalmıştım."

"Görevi batırmadığına emin olmak için izliyordum. Şimdi çık odamdan." Beni kovmuştu, yine. Ona dönmeden kapıya yürüdüm. Çıkmak üzereyken durdum ama ona bakmadım. 

"Ilgar." Beni dinliyordu. "Demir'e güvenmeli miyim?" Bir süre ses gelmedi. Ilgar ve Demir sıkı dostlardı, tabi güvenmemi söyleyecekti ya da bana fikir vermek istemeyerek sessiz kalarak.

"Sana bir ailen olmadığı için kimsesiz diyorum. Ailen bile sana ihanet etmişken bir yabancıya mı güveneceksin?" Ilgar benimle konuşurken ilk defa bu kadar samimiydi, gerçekçiydi.

"Sen Demir'e güveniyor musun?"

"Demir benim dostum." Bu bir cevap değildi. Kaçamak bir cevap vermişti. Tam çıkacağım sırada kafamı ona çevirdim. Vücuduna değil, yeşil gözlerine baktım. Sanırım ilk defa adam akıllı birbirimizi aşağılamadan konuşmuştuk. Kalbim, o kadar hızlı atıyordu ki canım yanmıştı.

"İyi geceler Ilgar."

"İyi geceler vanilya kokulu." Yapamıyordum, odadan çıkamıyordum. Yeşil gözlerini tüm gece seyretmek istiyordum. Üzerimdeki elbise ince olmasına rağmen, onun gözlerine bakarken sıcak basıyordu.

"Bunu kötü bir şeymiş gibi söylüyorsun."

"Benim için kötü bir şey kimsesiz. Vanilya kokusundan nefret ederim." Yutkunamadım. Bana ait her şeyden nefret ediyordu ve ben bunun nedenini bilmiyordum. Benden nefret eden bir adamı neden her an düşündüğümü de bilmiyordum, kalbimi neden bu kadar hızlandırıyordu bilmiyordum, gözlerine neden sürekli daldığımı bilmiyordum sadece onun bana huzur verdiğini biliyordum. Tüm aksiliklerine, acıtıcı sözlerine rağmen onda huzur buluyordum. Ne aptalım ama.

Kafamı önüme çevirdim, hızla çıktım odasından. Hızlı nefeslerimi düzene sokmaya çalıştım, bana ne oluyordu böyle? Elim kalbimin üzerine gitti, neden böyle atıyordu? 

KİRALIK CEHENNEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin