13.Bölüm: ANNE

69.6K 4.5K 2.1K
                                    

  Lorde - Liability  


Hayatım boyunca kontrollü bir insan olmuştum. Mantık çerçevesinden hiç çıkmadan düşünmüştüm bu zamana kadar. Hayattan zevk almayı düşünmekten çok hayatta kalmak için yaşayanlardandım.

Şimdi ise bir girdaba sürükleniyordum, ilk defa mantıklı düşünmüyordum. Beynimi değil nefsimi dinliyordum.

Karşımdaki yansımama baktım, üzerimdeki zümrüt yeşili elbise bedenimi tamamen sarmıştı, saçlarım dümdüzdü, bir ton makyaj vardı yüzümde. Kimdi bu kız? Ben bu kızı tanımıyordum. Duru eski pantolonu ve gömleği yırtılmasın diye uğraşırdı, Efsa'nın ise sayamadığı çok şeyi vardı. Ben Duru muydum hala? Yoksa çoktan Efsa'nın bilinmeyen kişiliğine mi bürünmüştüm?

Duru silah tutmayı bilmezdi, Efsa biliyordu, Duru yalan söylemeyi beceremezdi, Efsa bu konuda her geçen gün daha iyi oluyordu, Duru bugüne kadar hiçbir erkekle yakınlaşmamıştı, Efsa yeşil gözlü bir adama her geçen gün daha çok kapılıyordu. Duru ve Efsa tamamen birbirinden farklı iki insandı, peki ben hangisiydim? Artık bilmiyordum. Hiçbir halt bilmiyordum kendim hakkımda.


Odanın kapısı tıklandı ve ardından açıldı. Demir girdi. Üstünde lacivert bir gömlek, siyah bir pantolon vardı. Esmer teninde lacivert yakışmıştı. Koyu gözleri üstümde gezindi.

"Çok güzel görünüyorsun." Aynaya baktım. Kısa elbise tüm vücut hatlarımı belli ediyordu. Ancak ben görünüşümü değil de ruhumu izliyordum.

"Bir fahişe gibi hissediyorum." Kaşları çatıldı.

"Kısa giyinen ve kendine bakan kadın fahişe olmaz Efsa." Ona döndüm, kollarımı iki yana açtım.

"Şu halime bak Demir. Ben kıyafetten bahsetmiyorum, ben ruhumdan bahsediyorum. Bir adama sırf saçma bir iş için yakınlaşıyorum, duygularıyla oynuyorum. Nasıl oldu bilmiyorum ama benden hoşlanmaya başladığını görüyorum, ona sahte bir mutluluğu yaşatıyorum. Fahişelerin yaptığı da bu değil mi? Sahte bir mutluluğu yaşatmak." Kapıyı kapattı ve yanıma yakınlaştı. Havaya kaldırdığım kollarımı tuttu nazikçe.

"Değişiyorsun Efsa, artık Duru olmak istemiyorsun. Artık küçük bir çocuk olmak istemiyorsun." Kollarımı okşadı hafifçe. "Sen artık gerçek bir kadın olmak istiyorsun ve bunun için kendini suçluyorsun. Sen fahişe olmuyorsun Efsa, bir kadın gibi hissetmeye başlıyorsun." Yutkunarak baktım koyu gözlerine. Demir'den korkuyordum, ona karşı bu kadar şeffaf olmak beni korkutuyordu. Herkes şeffaftı ona. Omuzlarımı düşürdüm yorgunlukla.

"Ne zaman bitecek bu iş Demir?" Kollarımdaki ellerini çekmedi.

"Amacımıza ulaştığımızda Efsa. Daha yolun çok başındayız." Bir süre sessizce bakıştık. Geri çekilen taraf ben oldum. Kolundaki pahalı olduğuna emin olduğu kol saatine baktı. "Geç kalacağız, çıkalım artık." Kalın montumu aldım ve Demir'le çıktım odadan.

Aşağı kata indiğimizde herkesin bizi beklediğini gördüm. Sanki nerede olduğunu biliyormuşum gibi gözlerim direk onu buldu. Beyaz bir gömlek giyinmişti, ilk üç düğmesini açık bırakarak bronz ve pürüzsüz tenini gözlere sermişti. Beyaz ona çok yakışıyordu, rengini açıyordu ve yeşil gözlerinin daha da parlamasını sağlıyordu. Ona baktım bakabildiğim kadar, ta ki o bana dönene kadar. Bakışlarımı hızla üstünden çektim ve Aleda'yla göz göze geldim. Kaşları hafifçe çatık bir şey düşünüyordu.

"Yine afet olmuşsunuz." Dedi Çağkan yanıma gelerek. Boyu bir erkeğe göre uzun olmasa da topukluyla onunla eşit oluyordum. "Aleda'nın çok dağınık yattığını duydum, gece yanıma gelebilirsin sakın çekinme." İyi yürekli bir insan gibi konuşuyordu. Onun bu hallerine alışmıştım, gülerek yürümeye başladım diğerleriyle birlikte.

KİRALIK CEHENNEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin