BÖLÜM / 10

10.3K 472 103
                                    

"Ya," dedim oflayarak. "Niye satıyorsun ki Kızıl'ım beni şimdi?"

"Melis söz anlatacağım ama bugün olmaz. Buğra aradı. Benimle görüşmek istiyormuş, nasıl kabul etmem?"

Telefonu önüme getirip kaşlarımı çatarak ekrana baktım ve ofladım. Buğra şu sokakta bulduğu çocuktu, hani kardeşine benzeyen. Dün Bahar'ı aramış ve onunla buluşmak istediğini söylemişti. Bahar da Buğra için beni satıyordu.

Telefonu tekrar kulağıma götürerek "Kusura bakma ama tanımadan uyuz oldum çocuğa. Kaç gün önceden anlaşmıştık. Ders anlatacaktın. Kendim yapamıyorum demiştim," dedim huysuzca.

"Biliyorum, üzgünüm. Mert'i arasan? Onun fiziği de iyiydi."

"Of, yapacağım artık bir şeyler. Neyse kapatıyorum. Kendime öğretmen bulmam lazım."

"Tamam Melis. Affettireceğim kendimi, öptüm çok."

"Bende," diyerek kapattım telefonu ve Mert'i aradım. Birkaç çalışın ardından açtı.

"Efendim güzellik?"

"Mert ne yapıyorsun?"

"Çarşıdayım arkadaşlarla. Geziyorum, bir şey mi oldu?"

Mert'ten de hayır gelmeyeceğini anlayınca moralim daha da bozuldu. Güya bu cumartesi gününü ful çalışarak geçirecektim.

"Bahar tarafından ekildim de. Kendime fizik anlatacak birini arıyordum. Biliyorsun, bir türlü anlaşamadım şu dersle."

"Tüh, kötü olmuş. Şimdi geleyim desem çocuklara ayıp olur," dedi üzgünce.

"Yok, yok. Gelme. Gezip eğlen. Bende başka ders çalışırım."

"A, bak ne geldi aklıma?" dedi Mert birden. "Batu'nun fiziği baya iyi. Hem bizle de gelmedi. Büyük ihtimalle evdedir. İstersen ona sorayım. Belki kabul eder."

"Hayır," dedim hemen. Ben onun anlattığı dersi dinleyemezdim ki. Aklım sürekli başka şeylere kayardı. Yaşadıklarıma, yaşadıklarına...

"Neden?" diye sordu Mert garipseyerek.

"Şey, yani kabul etmez ki. Sonuçta öyle yakın bir bağımız yok."

"Baban hatırına eder bence," deyip bir şey dememe izin vermeden devam etti. "Neyse o zaman ben kapatıp Batu'yu arayayım. Sana mesaj atarım," deyip kapattı telefonu. Şaşkınlıkla telefona bakarken "Babam ne alaka ki?" diye sordum kendi kendime. Hakikaten bu babamla Batu'nun arasındaki ilişkiyi çok merak ediyordum. Nedense bu kadar iyi anlaşmaları tuhafıma gidiyordu. Sakladıkları bir şey var gibiydi.

Ben öyle düşünceler âlemine dalmışken telefonumun mesaj sesiyle kendime geldim. Mert'tendi.

'Kabul etti :) Birazdan sizde olur. Haydi, iyi dersler!'

Bir süre şaşkınca ekrana baktıktan sonra ayağa fırladım. Ben hiç kabul edeceğini düşünmemiştim. Ayrıca Bahar gelecek diye üstüme başıma da bakmamıştım ve pijamayla oturuyordum!

Hızla dolabımın başına geçerek üzerimdekileri değiştirdim ve sonra odadaki dağınık yerleri topladım. Sonuçta çocuk ders anlatmaya gelecekti. Beni pasaklı halimle görmemeliydi.

Tam odayı düzgün bir hale soktuğum anda çalan zille gülümsedim. "Harika zamanlama," diye mırıldanarak odamdan çıktıktan sonra aşağıda Merve ablayla konuşan Batu'nun yanına gittim.

"Hoş geldin," dedim gülümsemeye çalışarak.

"Hoş buldum," dedi düz bir yüz ifadesiyle. Merve ablaya dönüp "Abla biz odamda ders çalışacağız," diyerek bilgi verdim. Merve ablanın yüz ifadesinden şaşırdığı belli oluyordu. Neyse ki bozuntuya vermeden "Tamam," diyerek mutfağa gitti. Onun ardından Batu'ya dönüp elimle merdivenleri işaret ettim. Bir şey demeden üst kata çıkmaya başlayınca peşine takıldım.

İKİ YARALI |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin