neun ✿ waterfall

3.6K 378 94
                                    

ALEX

Ormanlar en başından beri kendilerini savunmayı bilmiş, onlara kötülük yapanı affetmemeyi ilke edinmiş inanılmaz varlıklardı. İnsanların onları kendi çıkarlarına göre yönetip istedikleri hale sokmalarına asla izin vermeyip yalnızca insanlar kendi istedikleri şekle büründüğünde onlara kucaklarını açıyorlardı. Bu nedenle doğa size en ufağından en büyüğüne birçok şey sunsa da hiçbiri karşılıksız değildi ve mutlaka bir bedeli vardı.

Biz de sanırım bu bedeli sivrisinek istilasıyla ödüyorduk. Sözümü dinlemeyen tek hayvan türü bunlardı, ne olursa olsun bana karşı gelirlerdi ve gerekmedikçe muhatap olmazdım. Topladığımız mantarların ardından gittiğimiz o ağaç kovuğunun hemen yanındaki küçük su birikintisinden peşimize düşen bu söz dinlemez sivrisinekler tüm gece nefes aldırmamış, kanlarımızı kurutmuştu. Üstelik iş öyle boyuta varmıştı ki, Yoongi'nin küfürleri havada tüm gece savrulsa da artık ben bile onu susturmaya çalışamamıştım. En sonunda yenik düşüp bu yataklarda uyuyamayacağımızı anlayınca da ateş yakmış ve tüm gece boyunca o dumanın bize sağladığı kısıtlı özgürlükte  derin bir sohbete dalmıştık.

Şarkılarını oluşturma ve yazma sürecinden bahsetti bana. Bir keresinde sırf şarkıyı yetiştirmek adına sabaha kadar uyanık kaldığını ve tüm gece durmaksızın çalıştığını söyledi. Bu benim avlanma sürecime benziyordu bir bakıma. Bir şey ortaya çıkarmak adına bir şeylerden feragat ediyorduk. Ben tokluğu çıkarmaya çalışıyordum Yoongi ise parayı. Fakat şarkılarını yapmasındaki asıl amacın para olmadığını söylediğinde şaşırdım. Çünkü tüm insanların özellikle gençlerin amacının bu olduğunu sanıyordum.

"Hislerim," demişti, "Hislerimi ifade etmek için müziği bir araç olarak kullandım."

Bu sohbet uzadıkça uzadı ve en sonunda yorgun düşen bedenlerimiz nasıl olduğunu anlayamadan uykuya teslim oldu. Karşılıklı oturduğumuzdan onun önce uyuduğunu fark ettim ve yukarı çıkıp battaniyeleri alarak üstüne örttüm, ardından ben de uykunun şefkatli kollarına kendimi teslim ettim.

Şimdiyse sabahın erken saatleri olduğundan ve dünkü mantarları bolca topladığımızdan avlanma ihtiyacımız yoktu ve vaktimiz fazlaydı. Doyurucu kahvaltının ardından keşfe çıkmak için hazırlanmaya başladım fakat bir süredir aşağıda olan Yoongi'nin kızgın ve bitkin sesi kulaklarıma dolduğunda vazgeçerek bugünü farklı bir şekilde değerlendirmeye karar verdim.

"Lanet olsun çok kaşınıyorum! On bir gündür banyo yapmadım delireceğim!" Yoongi bir taraftan etini koparacak gibi kaşıyıp bir taraftan da ağlamaklı bir ses tonuyla isyan ederken dediğinde haklı olduğunu, benim de artık yıkanmam gerektiğini hissettim. Sonuçta burada bir gün bile kalsak kirleniyorduk ki biz günlerce buradaydık, çürümemiz an meselesiydi.

Ağaç merdivenden inip yanına ulaştığımda elimdeki havluyu ona fırlattım ve gülerek, "Hadi o zaman gidiyoruz." dedim. Şaşkın gözleri beni izlerken kafasını sağa eğdi ve köpek yavrusu gibi gözlerini kırpıştırdı.

"Burada banyo yapabileceğim bir yer mi var?"

Kafamla onu onaylayıp kıyafetlerini almasını söylediğimde daha fazla sorgulamayıp bir koşuda çıkıp aldı ve ardından vakit kaybetmeden yola koyulduk. Gittiğimiz süre boyunca tek kelime etmemiştik ve aramızdaki sessizlik ne beni ne de onu rahatsız ediyor gibiydi. İkimiz de fazla ve boş konuşmadan hoşlanmıyorduk, bunu artık çok net fark etmiştim. Yaklaşık bir saatin ardından  ormanın diğer yakasında olan derin ve ağaçlığın örttüğü cennet parçasına ulaştığımızda Yoongi'nin gözleri fal taşı gibi açılmıştı ve aramızdaki sessizlik yeminini ilk o zaman bozdu.

wild child | myg  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin