On Üç

6.3K 502 87
                                    

Da Eun'un sonuçlarının açıklanmasını beklerken midem bulanıyordu. İkimiz de gözlerimizi telefona dikmiş, çalmasını bekliyorduk. Ancak saatler geçiyordu ve telefon ses geldiği yoktu.

Bu güzel havada hafta sonu kendimizi eve hapsetmiştik. İkimizden de çıt çıkmıyordu çünkü en ufak bir konuşma sesinde bile telefonun sesini duyamamaktan endişeleniyorduk.

Da Eun kollarını ve bacaklarını açıp kendini sırt üstü yere bıraktığında umutsuzluğa kapılmaya başladığını anlamıştım. Ama ben onun aksine hala umutluydum. Bu yüzden telefon çalmaya başladığında onun gibi şaşırmak yerine heyecanlanmakla yetinmiştim.

Ne var ki çalan benim telefonumdu.

Hayal kırıklığıyla başını tekrar yere koyarken yüzünü halıya gömüp çığlık atmaya başladı. Bu kadar stresin sonunda olan olmuştu işte. Delirmişti kız.

"Noldu Jimin?" dedim telefonu açtığımda.

"Efendim canım arkadaşım Jiminie diyeceksin," dedikten sonra telefonu yüzüme kapatmıştı. Şaşkınlıkla elimdeki telefona bakarken tekrar çalmaya başladı.

"Ne yapıyorsun canım arkadaşım Jiminie?" dedim. O da delirmişti. Toptan kafayı yemiştik.

"Böylesi daha iyi." Sesi neşeli geliyordu. "Ne yapıyorsun? Sıkıldım."

"Cidden iyi bir zaman değil," dedim sıkıntıyla. "Da Eun'un sonuçlarının açıklanmasını bekliyoruz."

"Daha aramadılar mı?" Arkadan birileri bir şeyler dedi. Birden bağırmaya başladı. "Evet, daha aramamışlar hyung!" Bir anda bağırması beni ürkütmüştü. Telefonu hafifçe kendimden uzaklaştırdım. "Namjoon hyung soruyordu da. Neyse ben de kutlama yapalım demek için aramıştım."

"Dediğim gibi daha sonucu bilmiyoruz Jimin. Daha sonra konuşuruz."

"Ben sana söylüyorum ya sonucu."

"Seninki bir tahmin."

"Ya değil diyorum. Seçildi. Kesin bilgi. Gözümle gördüm ismini." Bir an nefessiz kaldığımı hissettim.

"Sen ciddisin," dedim zorlukla.

"Ha şunu bileydin. Ararlar sizi de birazdan. Sen hazırlanmaya başla. Bangtan tarafından kutlama yemeğine çıkarılıyorsunuz."

"Teşekkürler," diyebildim sadece gözlerimi yerde yatan Da Eun'a dikmiştim. Beni dinlemiyor, gözleri boşluğa dikili yatıyordu. Ona bu haberi nasıl versem diye düşündüm. Bir anda söylesem yine heyecanlanıp bayılmasından korkuyordum. Ama benden duymasını da çok isterdim. Bu mutluluğu ona ben yaşatmak istiyordum.

Telefonda olduğunu unuttuğum Jimin var gücüyle bağırmaya başladığında korkuyla telefonu kulağımdan çektim. Bu kez onu Da Eun da duymuştu. Gözleri bir anda bana çevrildi.

"Da Eun! Seçildin!" diye bağırıyordu. Da Eun'un çığlıkları onun telefondaki bağırışlarına karıştığında gülümsemeden edemedim. Bu iki küçük serserinin hayatımdan hiç çıkmamasını dileyebildim sadece.

*

Çok geçmeden şirket tarafından da bir telefon almıştık. Evin içinde zıplayarak gezen şebek kardeşim bir anda ciddileşmiş bir yetişkin edasıyla çoktan bildiği haberi karşılamıştı.

Şimdi de hem hazırlanıyor hem de yeni uydurduğu "Jimin iyi ki dayak yemiş!" adlı şarkısını mırıldanıyordu. Uzun zamandır onu bu kadar enerjik görmüyordum. Seçmelere girebileceği belli olduğundan beri mutlu ama biraz da endişeliydi. Bu endişe onu ümitlenmekten alıkoyuyordu. Bu yüzden şimdi onu böyle keyifli görmek uzun zamandır sırtımda taşıdığım yükü kaldırıp atmıştı.

Lilac | JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin