21. Bölüm: İLKLER

69.9K 4.5K 2.2K
                                    

Can Ozan feat. Damla Eker - Öyle kolay aşık olmam (Şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim.)



Bazı anlar olur, kapana kısılmış gibi hissettiğimiz. Sanki çıkış yokmuş gibi, kurtuluş yokmuş gibi, büyük bir batağa batmışız gibi hissettiğimiz. Şuan tam da öyle hissediyordum, silahın namlusunun ucundaydım. Bir kurbandım şuan, silahı tutan avcının merhametine kalmış bir kurban. Ve bir gerçek vardı ki, avcılar acımasız olurdu.

Ve biz ava çıktığımız bu oyunda av olmuştuk. Yenilmiştik, oyun bitmişti ya da tamamen başka bir oyuna başlamıştık.

Tepki veremiyordum, şaşkınlık tüm bedenimi kobra zehri gibi etkisi altına almıştı. Korku, heyecan ve suçluluk hissi vücuduma aşılanmıştı hızla. Az öncenin etisin de olan kalbim, şimdi ise korkudan hızlı atıyordu.

Sarhoşluğum yaşadığım şokla bedenimi terk ediyordu ya da bilincim yerine geliyordu. Az önce Ilgar'ı öpmüştüm. Bir görev üzerinde onu öpmüştüm ve ona sadece yakınlaştığım da bile kitleniyordu. İçimden şoka girmiş olmaması için dua ediyordum, onu öpmemeliydim.

Karanlık gecede parlayan silahın namlusuna baktım ve silahı bize doğrultan adama. Bu adam aslında kimdi? Onu ayakta uyuttuğumuzu zannederken ayakta uyutulan biz mi olmuştuk?

"Sevgilim, beni ilk günümüzde aldatıyor musun? Gururum incindi." Sesi o kadar alay doluydu ki. Yutkunarak kafamı arkaya doğru çevirdim. Ilgar gözlerini Ali'ye dikmişti. Tepki vermiyordu, lanet olsun yine kitlenmişti. Kafamı geri Ali'ye çevirdim. Ne diyeceğimi bilmiyordum.

"Kimsin sen?" Güldü.

"Ben Ali Çetinler ve sizde hırsızsınız." Silahı indirmiyordu.

"Ne zamandır biliyorsun?"Dedim zorlukla konuşarak.

"En başı-" Konuşmasını kesen şey ona doğrultulan silah olmuştu. Hemen arkamdan Ilgar ne ara çıkardığını karanlıkta görmediğimiz silahı Ali'ye doğrultmuştu. Demek ki kitlenmemişti. Ali güldü.

"Senin kolay lokma olmadığını en başında anlamıştım Ali Çetinler ama dikkatsizsin." Ilgar'ın buz gibi sesi beni bile ürkütmüştü. Kafamı Ilgar'a çevirdim, sert yüz hatları kasılmıştı, gözleri kısılmıştı ve avına odaklanmış bir avcı gibiydi. Az önce korkudan titreyen bedenim artık o kadar da korkmuyordu. O yanımdaydı, bana beni koruyacağına dair hiçbir söz vermemişti ama aptal bir şekilde körü körüne güveniyordum ona.

"Size bir teklifim olacak, arayın da aşağıdakileri yukarı çıksınlar." Duyduklarımla daha da şaşırırken Ali'nin ciddi olup olmadığını anlamaya çalışıyordum. "Hadi Ilgar,  indirelim şu silahları ve konuşalım." Ilgar silahı indirmedi.

"Seni kandırdık, evini soyduk. Ne anlaşmasından bahsediyorsun?" Ali yine güldü.

"Bunları ben izin verdiğim için yapabildiniz." Dedi kendinden emin bir şekilde Ali. Ardından silahını indirdi. Çok geçmeden Ilgar'da indirdi.

"Ensest mi yaşıyorsunuz?" Dedi dalga geçercesine, kardeş olmadığımızı biliyordu. "Sevgilini bir oyun karşılığında başka bir adamla yakınlaştıracak kadar adi misin?" Ilgar iyice geriliyordu ve silahı kaldırıp karşımızdaki Ali'nin kafasına sıkmamak için kendini zorladığının farkındaydım.

"Peki sen Ali, keriz rolünü bu kadar zaman nasıl böyle güzel oynamaya başardın? Tebrik ederim." Ali'nin rahatlığı giderek, kasıldı. Sinirlenmişti. Elindeki silahı sinirle yere attı, ardından Ilgar'da attı. "Hadi arayın şunları, salona geçelim." Ali önden yürürken şaşkın bakışlarımı Ilgar'a çevirdim, gözlerini kısmış Ali'nin arkasından bakıyordu.

KİRALIK CEHENNEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin