22.Bölüm: GÜVEN

70.2K 4.4K 3.6K
                                    

Jamie Scott - Unbreakable


Uyku ve uyanıklık arasındaki o ince çizgideydim. Uyanma zamanı gelmişti, ama ruhum uyanmak istemiyordu. Yorgundum, ruhum yorgundu. Her şey üst üste gelmişti, dün gece çok ağır bir gece olmuştu.

Ali bizi yakalamıştı, hemde Ilgar'la öpüşürken, Ilgar beni öpmüştü ve bunu yaparken ağlamıştı, ona acı vermiştim. Biliyordum ki bugün yüzüme bile bakmayacakt, hala korkuyordu. Beni kendine bir şeyleri kanıtlamak için öpmüştü, benim ise onu iliklerime kadar işleyerek öpmüştüm. İşte bu canımı yakıyordu.

Kapımın açılmasını duymamla gözlerimi açtım, zaten Aleda'da gece gelmemişti ve sabah ezanından sonra dalabilmiştim uykuya. Aleda yanımda geldi.

"Günaydın." Kısık gözlerim arasından ona baktım, zorlukla dudaklarımı araladım konuşmak için.

"Günaydın." Yatağıma oturdu.

"İyi misin?" Sorusuna cevap vermedim, iyi miydim? "Göz altların şişmiş, kıpkırmızı gözlerin. Neler oldu Efsa?" Sesi telaşlıydı, dünyada benim düşünen birisinin olması güzel bir histi, çok geç tattığım bir his.

Yerimden zorlukla doğruldum. "Sorun ne?" Sırtımı yatağın başlığına yasladım. Kuruyan dudaklarımı ıslattım, yutkundum.

"Dün gece." Sesim kısıktı, güçsüz hissediyordum. "Çok aptalca bir şey yaptım." Merakla yerinde kıpırdandı. "Ali bizi yakaladığında Ilgar'ı öpüyordum."Gözleri şaşkınlıkla açıldı , aynı zamanda ağzı da, onu daha da şaşırtacak şeyleri söylemeye başladım. "Eve geldikten sonra, odama çıktım, duş aldım, çıktığımda Ilgar vardı odamda. Biraz konuştuk önce sonra gidecekti, onu kızdırdım ve birden kendi isteğiyle öptü beni."

"Ne!" Bunu söyleyen bir kişi değildi, aynı kelimeyi farklı iki kişi, aynı tonda söylemişti. Aleda'yla kafamızı aynı anda kapıya çevirdik. Çağkan kapıda durmuş bizi dinliyordu.

"Ilgar, Efsa'yı öpmüş mü?"Bağırmaya devam ediyordu Çağkan şokla. Elime geçen ilk yastığı yüzüne fırlattım.

"Neden bağırıyorsun?" Bende sesimin yüksek çıkmasına mani olamamıştım.

"Ne Ilgar, Efsa'yı öpmüş mü?" Bu da aynı şok ifadesiyle konuşan başka biriydi, Karan'dı. İkisi de odaya girdiler.

"Kapı mı dinliyorsunuz siz?" Dedi Aleda kaşlarını çatarak.

"Valla ben tam içeri girecektim, Efsa'nın sesini duydum." Dedi Çağkan iki elini havaya kaldırarak.

"Bende koridordan geçiyordum, Çağkan'ın 'Ilgar, Efsa'yı öpmüş mü dediğini duydum." Karan'ın açıklamasını dinlerden yatakta bulduğum başka bir yastığı aldım ve kafamı ona gömdüm. Rezil olmuştum, resmen evde Ilgar'la öpüştüğümü duymayan sadece Demir kalmıştı.

"Vay anasını çok şaşırdım, Ilgar'a bak sen korkusunu yeniyor." Çağkan'ın sesiyle kafamı kaldırdım.

"Hemde baya yenmiş." Aleda'nın sözleriyle şaşkınlıkla Aleda'ya baktım.

"Bari sen yapma Aleda." Omuz silkti masumca.

"Yıllardır Ilgar'la aynı evde yaşıyorum, bir kere bir kadınla konuştuğunu, baktığını bile görmedim. Sana karşı hisleri var, belli." Karan'ın sözleri içimde bir şeyleri hareketlendirmişti.

"Zannetmiyorum, beni öperken ağladı." Umutsuzca bacaklarımı kendime çektim.

"Bu çabaladığını gösteriyor. Acı çeke çeke öptü seni, acı çekmesine rağmen öptü seni. Bu Ilgar gibi bir adam için ne kadar büyük bir şey farkında mısın?" Aleda'nın kulağa masal gibi gelen sözleri içimde çok tehlikeli bir duyguyu etikiliyordu, umudu. Evet umut çok tehlikeli bir duyguydu.

KİRALIK CEHENNEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin