32/ Planlar

4.3K 335 443
                                    

Ben verdiğim sözü tutup uzunca bir bölüm yazdım, sizden de bol bol yorumlar bekliyorum.

Şimdi eminim diyorsunuz ki, Allah Allah bu yazar neden böyle bölümler paylaşıp duruyor? E önümüz bayram! Sosyal insanım ben anacım, evde oturmam ki.

Size şimdiden elimden geldiğince bölümler paylaşayım, herkes mutlu olsun, benim de içim rahat olsun!

Keyifli okumalar! Yorumlarda buluşmak, görüşmek üzere!

Blaise Zabini, oturduğu yerde duvar dibinden sökülen minik taşlarla yere Jenna ismini kazıyordu.

Kızını o kadar çok özlemişti ki, bazı geceler onu rüyasında görüyordu. Bu aralar kendisini pek iyi hissetmiyordu. İçinde tarifsiz bir sıkıntı vardı.

O, elindeki taşla yeri kazırken birden zindanın demir kilidi açıldı. Blaise, elindeki taşı öteye fırlatıp gelenlere bakmak için kafasını kaldırdı.

İçeri birkaç seherbaz ve başlarında Harry Potter girmişti.

Blaise, çöktüğü yerden kalktı ve Harry'ye baktı.

"Blaise? Görüşmeyeli nasılsın?"

Blaise, kaşlarını çatarak Harry'ye ve yanındaki iki seherbaza baktı. Bir şey olmadığı sürece bu adam buraya gelmezdi.

"Jenna'ya mı bir şey oldu?" Diye sordu Blaise hızla.

Harry, yanındaki seherbaza dönüp "Ayağındaki kilidi açın, görüş odasına götürün." Dedi.

Seherbaz, asasıyla Blaise'in ayağındaki kilidi açtı. Blaise'in kolundan tutarak yürümeye başladı.

Blaise, zindandan çıkarılıp götürülmeye başlandı. Zindanların içindeki mahkumlar, Blaise'i izliyorlar, nereye gittiğini merak ediyordular.

Birkaç dakika sonra Blaise bir odaya sokulmuş, oradaki sandalyeye oturtulmuştu.

Harry, Blaise'in karşısına oturdu ve geriye doğru yaslandı.

"Anlat bakalım Blaise Zabini."

"Neyi anlatacağım?" Dedi Blaise. "Her şeyi biliyorsunuz zaten."

Harry, başını iki yana salladı. "Bir şey bilmiyoruz, onu da bize sen söyleyeceksin."

Blaise, kaşlarını kaldırarak Harry'ye baktı. Harry, elindeki dosyayı açtı ve Blaise'e Rose ve Max'in taşlaşmış halinin fotoğrafını gösterdi.

"Bunlar da ne?" Diye sordu Blaise. "Ne olmuş bu çocuklara?"

"Hadi ama Blaise! Beni uğraştırma. Bu çocuklara ne olduğunu gerçekten bilmiyor musun?"

Blaise, kafasını kaldırıp Harry'ye baktı.

"Yirmi beş yıldır hapisteyim Harry Potter. Asıl sen beni uğraştırma."

Harry, parmağını fotoğraftaki Rose'un üstüne koydu. "Sihir Bakanı Hermione Weasley'in kızı Rose Weasley." Diye tanıttı. Sonra öteki çocuğa geçti. "Bu da melez bir büyücü, Max Floser."

Blaise "Evet. Ne oldu onlara?" Diye sormaya devam etti.

"Bu çocuklar Basilisk etkisine maruz kaldılar."

Blaise, kafasını kaldırıp Harry'ye baktı. Uzun bir süre baktı hemde. Duyduğu cümlenin şokunu atlatmaya çalışırken "Siktir hadi oradan." Dedi istemsiz bir şekilde.

Asil Bulanık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin