15. Bölüm - Sezon Finali

23.5K 819 144
                                    

Efendim karşınızda sezon finaliiii.. Keyifli okumalar, umarım beğenirsiniz.

&
Bölüm ithafı @bjkhtc45 'e yapılmıştır...
&

17 gün, 12 saat, 5 dakika, 23 saniye... 24, 25, 26...

Saniyeleri saymak gitgide boğazıma dizilen yumruların sayısını arttırıyordu. Neyi saydığımı tahmin ettiniz mi bilemiyorum, şahsen ilk günlerde ben de saydığımın farkında değildim. Bu saydığım, Yankı'yı son görüşümün üstünden geçen süreydi. O yorucu; itiraflarla, kafa karışıklıklarıyla dolu gece; Yankı çıkıp gitti gideli, bunca zaman geçti ve ben bir daha tek bir haber bile almadım. Defalarca aramama rağmen bir kez bile cevap vermedi telefonuma. Mesaj attım, dönmedi. İşe korumalarla gidip gelmeyi bırakın, en ufak bir iletişimi bile onlar üzerinden sağlıyorduk. Koca evde Eclal'le tek kalmıştık ve kendi evimiz gibi yaşıyorduk.

Bu arada, hayatın birden bire bana çok boş gelmeye başladığını da söylemeden geçemeyeceğim. Geçen her gün aklımda onun olmasını, içten içe dönmesini istemeyi engelleyemiyordum. Adını koyamadığım bir duygunun varlığı içimi yakıyor, canımı acıtıyordu.

"Dikkat dikkat, son çağrı!"

Hoparlörden gelen ses beni kendime getirirken düşüncelerimden sıyrıldım. Boş bakışlarımı yanımdan kalkan Eclal'e çevirdim. Ufak bir tebessümle bana bakarken "Ayrılık vaktii." dedi. Başımı onaylarcasına sallayarak ayaklandım ve kardeşime sarıldım. Korumalar aracılığıyla Yankı'ya ulaşan Eclal, bizi ikna etmişti ve bugün dönüyordu. Her ne kadar buralardan uzaklaşmasını istesem de içten içe endişeliydim. Belki de yine yalnızlıkla baş başa kalacağım içindi bu isyanım, bilmiyorum.

"Abla bıraksan artık?"

Eclal'in sesi beni kendime getirirken sıkıntılı bir nefes alıp verdim ve "Dikkat et kendine tamam mı?" diye mırıldanarak ondan ayrıldım. Başıyla onayladıktan sonra "Sen de." dedi ve uçağa biniş kapısına doğru ilerlemeye başladı. Kapıya kadar gelebilmem tuhaf biliyorum. Ben de şaşkınım açıkçası ama bir yandan da umursamaz davranmaya çalışıyorum. Uçağa binmeyecek olmama rağmen buraya kadar gelebilmemi sağlayan tabi ki Yankı'ydı. Ve inanır mısınız, yine benimle iletişime geçmemişti. Başıma diktiği Cemil adındaki korumadan öğreniyordum her şeyi.

Eclal gözümün önünden uzaklaştığında derin bir nefes alıp vererek kendime gelmeye çalıştım ve arkama doğru dönüp koltuklardaki çantamı aldım. Tekrar önüme baktığımda Cemil'le karşılaştım. Ufak bir tebessüm edip başını eğdiğinde "Gidelim." dedim ve önden ilerlemeye başladım. Kontrol yerlerindeki tuhaf bakışları umursamamaya çalışarak hava alanından çıktım. Kapının önüne park edilen arabanın yanına geldiğimizde arkamdaki Cemil arka kapıyı açarak binmemi bekledi. "Sağ ol." diye mırıldanarak arabaya bindiğimde de kapıyı kapatıp şoför koltuğuna geçti. Aynadan bana bakıp "Nereye gidiyoruz Lal Hanım?" diye sorduğunda "Hastaneye." diye yanıtlayıp başımı cama çevirdim.


Hastaneye vardığımızda yine dalgın bir günün beni beklediğini hissetmiştim. Cemil'in açtığı kapıdan inip içeri yürümeye başladım. Tabi ki kendisi odama çıkana kadar yanımdaydı. Sonunda odama girdiğimde yalnız kalmıştım. Üstüme önlüğümü geçirdim ve ayakkabılarımı değiştirip hazırlandım. Masama oturup bilgisayarımı açarken kapı tıklatıldı. "Gel!" komutumla birlikte sekreter kız, Melis içeri girdi. "Günaydın Lal Hanım." dediğinde başımı sallayarak "Günaydın." diye karşılık verdim. Elindeki birkaç dosyayı ve çay fincanını masama bırakıp "Genel kontrolleriniz dışında bir tane ameliyatınız var bugün. Şimdilik tabi. Bugün acili de size bağladılar." diyerek günün programını özet geçti. Koyduğu çaydan bir yudum alırken başımı salladım onaylarcasına. "Tamam, çıkabilirsin. Semih'e de söyle birazdan kontrollere başlayacağım, odama gelsin." dediğimde o da beni onayladı ve dışarı çıktı. Ben de çayımı yudumlayarak bırakılan dosyalara bakınmaya başladım.

DOKTORCUM (Tamamlandı)Where stories live. Discover now