•35•

7.3K 688 385
                                    

Kahvaltıdan sonra büyükannemin ameliyatı için hazırlıklar başladı. İlk önce evdeki sağlık görevlileri gerekli kontrolleri yaptı ; tansiyon ölçme, vücut sıcaklığına bakma gibi şeyleri halledikten sonra önceden hazırlanmış çantası ve yanındaki yardımcılarıyla birlikte büyük siyah arabaya bindiğinde babama büyükannemin olduğu araçla gitmek istediğimi söyledim, çalışanlardan biri amcamın arabasına binerken onunla yer değiştirmekten memnundum.

Yol boyunca büyükanneme sıkıca sarıldım.

Yüzündeki ifadesizlik beni geriyordu, alt tarafı böbreğiyle alakalı basit bir şeydi. Hwang Jae Amca'nın söylediğine göre hayati risk bile yoktu.

Sonunda dayanamayıp sordum.

"Büyükanne, korkuyor musun?"

"O nasıl söz?" dedi geri çekilip yüzüme bakarken.

"Büyükanneler korkar mı hiç? Ben sadece hastaneleri sevmiyorum, kızım."

Gülümsediğinde ikna olmuş taklidi yaptım.

Ameliyat saatine bir saat kala odadan çıkmamız gerektiğini, hastaya narkoz vereceklerini söyleyerek bizi adeta kovdular. Babam, amcam ve ben koridorda beklemeye başladık.

Amcam bize kahve getirdi, kendiminkini de babama verdim. Kafeine ve uyuşmaya benden daha fazla ihtiyacı vardı. Ona ne hatırlatıyordu bilmiyordum, sadece hepimizden daha gergindi. Tırnaklarını kemiriyordu.

Ölümcül derecede sıkıcı iki saat bekleyişin ardından ameliyathanenin kapısı açıldı, doktor "Durumu iyi," dedi.

"Kendine geldiğinde onu görebilirsiniz, geçmiş olsun."

Bu kadardı işte. Sıradan bir ameliyattı ama tüm aile telaşa kapılmaktan kendimizi alamamıştık çünkü genelde bizim hayatımız trajedilere alışıktı ve mutlu sonları yalnızca filmlerden izleyerek görebiliyorduk.

Büyükannemin yarım saatten önce ayılmayacağını söyledikleri için amcam çiçek almaya gitti.

Herkes elinde bir demek gülle odaya girdiğinde büyükannem gözlerini yeni açmıştı, yanına gidip elini tuttum.

"Kraliçe Min?"

Ona seveceği şekilde seslenirken en içten gülümsememi sunmuştum.

"Na Yeol?" dedi büyükannem.

Gülümsemem solarken yutkunmaya çalışsam da başarılı olamadım. Boğazımdaki yumru buna izin vermedi.

"Henüz tamamen kendine gelememiş." diyerek durumu kurtarmaya çalıştı amcam.

"Anne, biziz. Buradayız."

"Na Yeol yok mu?" diye sordu büyükannem.

Babam iç çekti.

"Yok, anne. Uzun süre önce gitti."

Bir şey söyleyemedim.

Durumunu kontrol etmeye gelen hemşire narkozun etkisinin sürdüğünü söyledi. Böylece odadaki dramatik hava biraz olsun bozuldu, herkes büyükannem ne söylerse ayak uydurmaya çalıştı.

Ameliyat başarılı geçtiği için doktor ertesi gün taburcu olabileceğini söyleyip bizi odada yalnız bıraktığında narkozun etkisinden tamamen kurtulmuş olan büyükannem televizyondan talk show izlemeye başlamıştı.

"Şuna bak Nari!" dedi gülerek.

"Bu grup yeni mi çıkmış? Çok komikler!"

Kahkaha atarken muhtemelen dikişlerinin olduğu karın bölgesi acıdı ve bu yüzden sessizce inledi.

sunya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin