4 - Katil

94.2K 2.9K 531
                                    

Mediada karanlık Çocuk var..

Sanki kocaman bir kabusun içine sıkışmış kalmış gibiydim.
Geçen gün gördüğüm çocuk tam karşımda duruyordu. Dikkatimi yine siyah çekti. Siyah tişörtü, siyah pantolonu, siyah ayakkabısı ve Dağınık olan karamel rengi saçları, birkaç asi tutam alnına düşmüştü, sert hatların olduğu yüzünü çevrelemişti. Onu en son gördüğüm günkü hali hiç değişmemiş gibiydi. Hatta daha fazlası..
Altındaki çocuğu dövüyordu,

"Bir daha beni şikayet etmeye kalkarsan..." diye konuştu. Sesi son derece ürkütücüydü. Sinirden boğazındaki damarlar belirginleşmiş, bağırmamak için dişlerini birbirine bastırmıştı. Yerden kanlar içinde yatan adam korkuyla başını iki yana sallamakla yetinmişti bunun anlamı hayırdı.

Bir şeyler yapmak ve o çocuğu onun gaddar yumruklarından kurtarmak istiyordum ancak sayısız kelime ağzıma kadar yuvarlanmış ama dudaklarımı dahi kıpırdatamamıştım.

Karanlık çocuk durduğu yerden doğrulup yerde, kanlar içinde yatan çocuğun yüzüne doğru eğilip boğazını kavrayarak, "seni dövmekle kalmam bu boynunu bedeninden ayırır yırtıcı hayvanlara yem ederim." Diye devam etti. Kendisi kadar sesi de korkunç bir hal almıştı.

"Anladın mı?" Diye sorduğunda,

Yerdeki çocuk sadece başını sallamakla yetindiğini görünce eliyle sırıtıp yerde yatan çocuğa doğru eğilerek "Ne dedin," diye bağırdı "duymadım biraz sesli konuş?" Yerdeki çocuk ağzındaki kanı silerek doğrulmaya çalıştı ancak serseri çocuk elini göğsüne koyarak yerden kalkmasını engelleyerek, "söyle lan oruspu çocuğu beni bir daha şikayet edecek misin?" sesindeki ölümcül sakinlik gerilmeme neden olurken elimle dudaklarımı kapattım.

Kim olduğunu bilmediğim bu adam çok tehlikeliydi hatta tehlikenin ta kendisiydi. Peki bu adam çocuktan ne istiyordu?

Bunlar da neyin nesiydi Allah aşkına? Burası okul muydu yoksa dövüş salonu mu? Burada olanlar.. bu çocuk .. ah sanırım okul diye tımarhaneye gelmiştim.

"Ha-yır, hayır abi bir daha asla seni şikayet etmeyeceğim ha- hatta yoluna dahi çıkmayacağım." Adam kekeleyerek serseri çocuğun duymak istediği şeyi zorla da olsa söylemiş ancak serseri çocuğun tekmesinden kurtulamamıştı. Karanlık aynı zamanda ukala olan çocuk yerde yatan çocuğa eğilince resmen olduğum yerde donup kalmıştım.

Gördüğüm manzara dudaklarımdan aniden, korku dolu bir çığlık firar etmesine sebebiyet verdiğinde, korkuyla elimi ağzıma götürüp buradan aniden uzaklaşmam gerekiyordu.

Fakat tepkimi bekliyormuş gibi sesimi duyar duymaz bana odaklanan bir çift mavi göz, kaçmakla çok geç kaldığıma işareti.

Ben oldukça şaşkın ve korkmuş bir halde ona bakarken o, bana doğru birkaç adım atmaya başlamıştı bile.

Yüzüme ve gözlerime dikkatlice bakan bu adamın gözlerimdeki korkuyu ve endişeyi fark etmemesi oldukça imkansızdı. Karanlık ve tehlikenin kucak açtığı gözleri farklıydı.

Birkaç adım daha attı, aramızdaki mesafe biraz azaldı. Yutkunmamak için direndim.
Bir adım daha attığında, kendine has erkeksi, güzel kokusu burnuma doldu, yaklaşırken göz temasını asla kesmiyordu.

Son adımında, aramızdaki mesafe milimlere kalmıştı. Nefesim kesildi, şimdi sadece bakıyordum.

Gözlerim dehşetlenirken ruhum çığlık atmış, kalbimde meydana gelen deprem ruhumu titretmişti.

Ölmek istemiyordum...

Ölmek için daha çok gençtim..

Kafamdaki düşüncelerimin hepsi birbirine girmiş, büyük bir kaos yaratmışlardı ve bu kaos şimdi fikir yürütme kabiliyetimi elimden çekip alıyordu.

ACIMASIZ  [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin