3.Bölüm

9K 784 265
                                        

Sabah güneş ışınlarının gözlerimi kamaştırması ve suratıma değen bir cisim ile neye uğradığımı şaşırmıştım.
Suratımda duran Esranın elini itekleyip, perdeyi çekmek için doğruldum. Karşılaştığım rönesans tablosu ile bir kaç dakika bakışıp
Estagfirullah demeyi ihmal etmedim.

Esra assiyenin ayağına sarılmış, assiye ise baş parmağını ağzına almış emiyor. Esranın bir bacağı benim kolumun üzerinde, sıkıntıdan patlamak üzereydim.
Perdeyi çekip tekrar yerime yatacaktım ama kızlar benim kalkmamı bekliyormuş gibi hemen yerime çullandılar.
Yayıla yayıla daha da geniş yatmaya başladılar. Yamyam bunlar !

Biraz sinirlenmiş, uykusuz ve sıkkın hissediyordum kendimi. En iyisi kahvaltı hazırlamaktı.
Bir yanım içeride iki tane camış yatıyor onları kaldır onlar hazırlasın derken diğer yanım, sevaba girersin hazırlayıver. Onlar senin can dostların diyordu.

Sonuç, kahvaltıyı hazırlamaya başlamıştım bile.

Aradan geçen yarım saatin ardından kızları çok zor bi şekilde uyandırıp
Masanın başına oturttum.
Tabii ki de önce yataklarını toplattım!

Biz bir yandan konuşarak kahvaltı ederken Esranın telefonu çalmaya başladı. Telefonu bir türlü bulamıyordu.

"Nilüfer telefonum nerede?"

Anne taktiği 😉

"Nereye attıysan ordadır. "

"Yok işte ya bulamıyorum. "

Hep birlikte evi talan ettik.
Telefon hangi ara yastık kılıfının için e girdi bilmiyorum ama, sonunda bulup açmıştık.

Arayan ayşegül teyzeydi. Yani Annesi

Içimi kötü bir his kapladı. InşAllah çağırmaz diyerek telefonu açtık.

"Efendim anne? "

...

"Tamam"

Görüşmeyi sonlandırınca Assiye merakla sordu.

"Ne dedi ?"

"Geri mi çağırıyor yoksa ?"

"Yok ya öyle değil de, aşağı sokağa abinin arkadaşı taşınıyormuş da
Evini temizleyecekmişiz."

"Mişiz derken ?"

"Hep birlikte"

Suratımı buruşturdum. Benim hayat felsefem 'iş varsa kaç' taktiğidir.
Sonuç itibari ile kendi yatağımı bile
Sırf düzensizliği sevmiyorum diye topalan bir insandım.
Yabancı bir adamın evini temizleyecek olmak zoruma gitmedi desem yalan olacak.
Esra annesine kızdı, Assiye sessizliğini korudu ben ise içimden söyleniyordum.

Ayşegül teyze bizi temizliğe çağırdığı yetmiyormuş gibi birde gelirken börek falan yapın demiş.
Bizde mutfağa girip, hünerlerimizi gösterecektik.
Assiye börek, Esra kuru pasta bende sanırım kek yapacaktım.

Ben yaptığım tahinli keki fırına verince Assiye de böreğin başına geçti.
Esra da kurabiye hamurunu dinlenmeye bıraktı.
Esra ile oturma odasında oturmakdan sıkılınca benim odama geçtik. Ben yine karışmış olan kitaplığıma sinirlenip düzenlerken
Esra da balkonun kapısını açıp
"Bu odada en sevdiğim şey birincisi kitapların ikincisi ise balkonun." Dedi.

Kitapları seviyordum, onlar bazen en güzel rehber yada psikolog olabiliyor insanlara, mesela bazı kitaplarda kendinden bir parça buluyorsun.
Kitapdaki karakteri o kadar benimsiyorsun ki onunla ağlayıp onunla gülebiliyorsun.

Benim için, her kitap ayrı dünya, yeni yaşamlar demek.
Beni en iyi kitap sever dostlar anlayabilir.
Hele birde kitabın yanına kahve, çay, kakolu süt vs. Seven onlarla yarenlik edenler varsa bu keyif iki katına çıkıyor diyebilirim.

ASABÎHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin