•8•

7.2K 476 23
                                        

"HAEWON"

Taehyung oppanın arabasının erkeksi kokusunu içime çektim. Heyecanımı yok etmek amaçlı yaptığım eylem midemi bulandırmıştı. Belki de evden çıkmadan yediğim iki kutu rameninde etkisi olabilirdi. Radyonun sesini kıstım ve Taehyung oppanın bana bakmasını sağladım. Kırmızı ışıkta durduğumuzda ona sorular sormaya başlamaya hazır hissediyordum.
-Taehyung oppa?
-Efendim güzelim?
Bana dönüp sormuştu. Muhteşem gülümsemesi ve kusursuz yüzüyle bana aynı aileden olup olmadığınızı sorgulatıyordu.
Şişkin yanaklarımı ve onlara uyum sağlayan dolgun dudaklarım... Sanki bir şeyle içime hava doldurulmuş gibi duran vücudum... Tombul parmaklarıma indirdim bakışlarımı ve devam ettim konuşmaya.
-Bu gideceğimiz doktor, iyi değil mi? Başarılı yani.
-Hoseok hyungun eşinin yakın arkadaşlarından biri. Üniversite de tanışma fırsatım olmuştu ama sonra hiç denk gelemedik. Şehirdeki en iyi diyetisyenmiş. Hastaları ondan hep memnun kalmış. Yani endişelenmene gerek olmadığını düşünüyorum. 
Bir elini direksiyondan çekmiş ve başımı karıştırmıştı cümlelerini bitirince.
Kafamı kaldırdım ve gülümsemeye çalıştım.
İçimden dua ediyordum. Ne olur bu sefer olsun. Bu sefer her şey güzel gitsin ve mutlu olayım.
Araba durduğunda yan tarafımda olan hastaneye baktım. Bana bir kağıt uzattı Taehyung oppa.
-Güzelim, doktorunun ismi bu. Endişelenme, git ve sakince bu işe başla.
Bana yaklaştı ve alnıma bir öpücük kondurdu. O benden ayrılmadan beline sardım sosis gibi kollarımı.
-Teşekkürler oppa.
Arabadan indim ve koca vücudum çok fazla kişiye görünmesin diye hızlı adımlarla hastaneye ilerledim. İçeriyi biraz incelediğimde etrafta koşuşturan doktorlar ve hemşireler vardı. Kokusu değişikti ama kitaplarda ya da diğer şeylerde bahsedilen gibi tiksindirici değildi. Bacaklarım harekete geçtiğinde asansör görmeye çalıştım. Biraz ilerleyip sağa doğru baktığımda bir tane görmüştüm. Ben gidene kadar birçok kişi binmişti asansöre.
Neredeyse dolu asansöre ben de bindiğimde kilomdan dolayı ötmesinden korkuyordum. Tam kapı kapanmak üzereyken tanıdık gelen simayla kalbim hızlandı. Sınıfımızdaki bir oğlan. Sürekli benimle uğraşan ama sınav zamanları benden notları utanmadan isteyen oğlan. Yakışıklı olduğu su götürmez bir gerçek ama bir dramada olmadığımız için ben ondan umutsuzca hoşlanan bir kız da değilim. Kişiliği hayatımda gördüğüm en berbat soyut şey ama okulda onu seven kız sayısı bir sınıftan fazla. Bunu nasıl başardığını bilmemek zor değil tabii. Nedense artık onları hor gören ve yukarıdan bakan erkekleri sever oldu kızlar. Midemi bulandırıyordu bu açıkçası.
O sevimsiz, kendini beğenmiş de asansöre bindiğinde uyarı alarmı ötmeye başladı. Yanımda durup etrafa bakındığında hiç inecekmiş gibi değildi.
-Hey, Haewon-ah inmen gerek. Asansöre fazla geliyorsun.
Omzunu dürtükleyerek konuşmaya başladı ve cümlesini bitirdiğinde hala omzumu dürtmeye devam ediyordu. Arkadaki insanlardan uğultular yükseldi.
-Hadi artık, kim iniyorsa insin!
-Biraz hızlı olun. İnin biriniz!
Artık dayanamadım ve derin bir nefes alıp asansörden inecekken omzuma dokunan elle durdum.
-Sonradan gelen sensin. İnmesi gereken de sensin.
Güzel bir kadın sesi geldiğinde arkama dönüp baktım. Yanımdaki çocuğun omzuna koyduğu eliyle dışarıyı işaret etti.
-Sen kimsin güzelim?
Güzelim mi? Kusacaktım neredeyse. Kadına bu terim uyuyordu ama ismini bile hatırlamadığım çocuğun ağzında iğrenç duruyordu. Histerik bir kahkaha atan kadın onu cevapladı.
-Bu hastanede doktorum ve senin yüzünden bir randevuma geç kalıyorum. Acele et ve in.
Çocuk bir an şaşırdı ve arka arkaya asansörden çıktı. Eğilip özür dilerkenki halinin fotoğrafını çekmeyi çok isterdim.
-Teşekkür ederim efendim.
Yanımda duran kadına döndüğümde bana kocaman gülümsemesini sundu ve konuşmaya başladı.
-Önemli değil. Seni tanıyor sanırım ama bir daha sana böyle davranmasına izin verme.
Gülümseyerek kafam ile onayladım onu ve altıncı kata çıkmasını bekledim asansörün.
Daha önce hiç böyle biriyle karşılaşmamıştım. Asansördeki diğer insanlarda görmüştü ilk gelenin ben olduğumu ama kimse onun gibi tepki vermemişti. Göz ucuyla hayran hayran baktım ona.
Asansör durduğunda dönüp bana gülümsedi. Ne yapacağımı bilemedim. Aynı yerde inmemiz gerekiyordu, o yüzden ben de onun arkasında gittim. Bir dakika kadar etrafıma bakarken onu kaybetmiştim. Elimde ki kâğıtta yazan isme ve duvarda, kapıların yanında olan doktor isimlerine bakarak ilerlerken sonunda kağıttaki ismi gördüm.
İçeri girmeden önce biraz duraksadım. Ardından kapıyı tıklatarak cevap bekledim. Kadife ses tonlu bir kadın beni içeri buyur etmeden önce kaçıp kaçmamakla ilgili kararsız kalmıştım.
-Buyrun!
Geri dönüş yoktu. Buraya kadar. Artık bunu yapmak zorundaydım. İçeriye girmek için kapıyı araladığım an karşımda asansör perimi görmeyi beklemiyordum.
Beni gördüğünde onun yüzünde benimkinden farklı bir ifade oluşmuştu. O neşeliydi, ben ise şaşkın.
Yutkunmamdan sonra utangaç bir şekilde gülümsedim ve odaya girdim. Kapıyı ardımdan kapattıktan sonra titreyen ellerimle masanın yanındaki mor sandalyeye ilerlemeye başladım.
-Merhaba, hoş geldin...
Önündeki kağıda baktı ve ardında tekrar bana dönüp cümlesine devam etti.
-Haewon-ah. Lütfen otur ve rahat hisset.
Karşısına oturduğumda konuşmadan önce biraz bekledim ve yere bakakaldım. Nereden başlamam gerektiğini bilmiyordum.
-Bence durumu anladınız. Neden burada olduğumu yani.
Onun konuşmasını bekledikten sonra kafamı kaldırıp ona baktım. Diğerlerinden faklıydı. Vücuduma bakmıyordu. Yüzüme bakıyordu. Bakışları sorgular ya da acır gibi de değildi. Anlayışlıydı. İstemsizce gülümsediğimde konuşmaya başladı.
-Evet, anlıyorum ama senin ne istediğini duymak istiyorum.
-Zayıflamak istiyorum.
Kalemini yana bıraktı ve bana bakarak konuşmaya devam etti.
-O zaman bugünden itibaren bedenini ve ruhunu çok yormadan bu işe başlıyoruz. Kendine çok yüklenmeden ve istediğin ölçüde bir zorlanma seviyesiyle. Ama senden bu süreçte iki isteğim var.
Biraz yaklaştım ve dikkatle dinlemeye başladım.
-Birincisi, sağlıklı kalmaya özen göster.
İkincisini duymayı beklerken açılan gözlerimle tüm odağımı ona vermiştim.
-İkincisiyse asla düşme, isteğini ve umudunu kaybetme. Emin ol iyiye ulaşacaksın. Tecrübeyle sabit.
Bana göz kırptığında gülümsemem büyümüştü.

NOT:Oy ve yorumlarınız için teşekkürler, desteklemeye devam edin lütfen💙




WANNA BE DADDY • Kim TaehyungWhere stories live. Discover now