Terfi

316 19 0
                                    

Saat 13.00'a gelirken ofise girmiştim.

Elimdeki dosyaları ve siyah deri çantayı kendi çalıştığım masaya bıraktım. Hafif terlemiştim, stres de olmuştum sanki biraz.

Kendimi, püfür püfür esen klimanın önüne attım. Saçlarım bozulmasın diyerek hiç toplama işine girmedim. Hafifçe kaldırıp ensemin de soğumasını sağladım.

"Günaydın Eslem Abla!" Diyerek yanıma geldi Zeynep. Zeynep, Ankara Üniversitesi üçüncü sınıftaydı. Bizim yanımızda, İnsan Kaynaklarında staj yapıyordu.

Elindeki buz gibi portakal suyunu bana uzattı. "Bak, taze sıkılmış hemde buz gibi."

"Zeynep, sen benim canımsın canım!"

Yanakları kızardı. Elindeki portakal suyunu alıp koca bir yudum aldım. O da bu sırada elindeki ajandadan bana kısa bir özet geçti.

"Meltem ve Volkan geldiler mi?"

Meltem ve Volkan, çalışma arkadaşlarım oluyorlardı.

"Evet abla ikisi de geldiler."

"Tamam canım."

Zeynep, geriye dönmeden önce "Bugün çok iyi bir iş çıkaracağını biliyorum Eslem Abla. Sen bu piyasanın en iyilerinden birisin. Hatta bana göre en iyisi!" dedi.

İçten bir şekilde gülümseyip teşekkür ettim. Zeynep giderken, bende klimanın önünden çekilip yerime geçtim ve hazırlamış olduğum dosyayı son bir kez kontrol ettim.

***

Çalıştığım şirket Amerika ve Hollanda ortaklığı kurulmuş bir şirketti. Rüzgar gülü kanatları yapıp, rüzgar gülleri tasarlıyorduk. Bu işin piri olan Amerika ve Hollanda harika bir ortaklık yapmışlardı.

Bu holdingin Türkiye de bulunmasının bir diğer sebebi de Türk bir yatırımcının şirketin bir kolunu satın olmasıydı. Şimdide İtalyanlar bu ortaklığa ortak olmak istiyorlardı.

Toplantı saati gelmeden önce annemleri bir kez aramıştım ama telefon meşgule düşmüştü. Herhalde bir başkasıyla konuşuyor deyip toplantıdan sonra yeniden aramayı kendime not etmiştim.

Toplantıya girdim. Slaytı hazırladım. Bu sırada Zeynep de bana yardımcı oluyordu. Meltem ve Volkan da gelmişlerdi.

"Müdürem!" Diye seslendi Volkan. Meltem de ona katılarak kahkaha attı.

"Deme şöyle." Diyerek güldüm.

"Toplantıdan sonra geliyor terfi inşallah." Diyerek kıkırdadı Meltem. "İnsan Kaynakları Müdürü Eslem Tandoğan!"

Herkes böyle bekliyordu. Ben hariç herkes İnsan Kaynakları müdürü olacağıma çok emindi. Bu benim için pek bir şey fark ettirmiyordu.

Müdür olacaktım, daha fazla sorumluluğum olacaktı, maaşım üç katına çıkacaktı falan filan... Bunlar önemli değildi.

Ben hayatta bir tek mutlu olup olamayacağıma bakardım. Bir yerde mutluysam, oraya mutluluk katardım. Burada mutluydum ve bu şirkete emeklerim çok ama çok büyüktü.

Herkes yerlerini alırken sekiz yıllık iş tecrübesi ile kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Sonunda da başardım.

Tam konuşmaya başlayacaktım ki telefonum çaldı. Ah, nasıl olmuştu da sessize almamıştım? Hızlıca telefonu elime aldım, bu sırada özür dilemeyi de ihmal etmemiştim.

EHVENİŞERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin