12 "Şok"

246K 12K 2.7K
                                    

BELİZ

Cezaevine geldiğimizde Kurt arabayı park etmişti. Üzerimdeki montu çıkarmıştım ve Kurt'un ısrarları üzerine arka koltuktaki kabanı giymiştim.

Kaban gerçekten bacaklarımın her yerini tamamen kapatacak kadar uzundu ve kalındı.

"Altımda zaten kalın bir çorap vardı!" Diye sitem etmemle Kurt bana baktı.

"Emin ol ki bu oradaki adamların sana bakmasına engel değil." Dedi.

Bir şey söylemek istemedim ve ikimizde arabadan indik. Soğuk hava üstümdeki kabana rağmen vücudumun her yerini anında esir almıştı.

"Yaz gelsin artık!" Dedim titreyerek, soğuk havalardan nefret ediyordum!

Kurt beni kendisine çektiğinde ona sımsıkı sarıldım. Yavaşça montun üzerinden kollarımı okşadı.

Vücudum anında ısınmaya başlarken gülümsedim, bu adamın sıcaklığı iyi ki vardı!

"Sıcacıksın!" Dememle bir şey demedi ve birlikte sıraya girdik.

"Bir de sıra bekleyeceğiz!" Diye homurdandı Kurt.

Neyse ki fazla bir sıra yoktu, herkes yakınını görmeye gelmişti.

"Abartma istersen?" Dediğimde omuz silkti. "Neye bu kadar sinirlendiğini bana söylemeyecek misin?" Ona tatlı bakışlar attığımda bakışlarını yüzümden çekti.

"Bakma bana öyle!" Demesiyle dudağımı büktüm.

"Kurt?" Dedim.

Birden esen sert bir rüzgarla birlikte yeniden titremeye başlamıştım.

Kurt'un bakışları bana dönerken yavaşça ellerimi ellerinin içine aldı.

"Buz gibi olmuş." Diye mırıldandı ve yavaşça beni belimden tutup kendisine çekti.

Göğsüne sarıldığımda huzurla kokusunu içime çektim.

Hafifçe başımı kaldırmamla gözlerimiz buluştu. Koyu kahve gözleri çok derin bakıyordu... Belli ki bir şeyi çok düşünüyordu.

"Ne düşünüyorsun?" Yavaşça elini yanağıma çıkarttı.

"Aklım çok karışık..." Mırıldanmasıyla birlikte kaşlarımı çattım. "Ne yapacağımı bilmiyorum, kafayı yiyeceğim!" İç çektim.

"Bana ne olduğunu söylesen belki bir şeyler düşünürüz?" Güldü.

"Senin yapabileceğin bir şey yok ortada, inan ki ben bugün delirdim. Çözülebilecek bir sorun olsa kendim çözerdim değil mi?" Ofladım.

"Kurt çok merak ediyorum!" Diye sızlandım.

"Etme!" Yanağımı hafifçe okşadı.

"Ya Kurt!" Diye kızmamla bir şey söylemedi.

"Ay Maşallah!" Arkamdan gelen sesle birlikte arkamı döndüm.

"Efendim?" Dedim.

"Maşallah pek bir güzelsin." Arkamdaki yetmişli yaşlarda gösteren teyzeye utançla gülümsedim.

"Teşekkür ederim." Dedim.

"Kimi ziyarete geldiniz?" Diye soran kadınla birlikte derin bir nefes aldım.

"Babamı..." Kadın gülümsedi. "Siz?" Diye sordum.

"Bende kocamı ziyarete geldim." Burukça gülümsedim. "Eşim içeriye gireli on beş sene oluyor. On beş senedir her Cuma günü tam bu kapının önünde sıra bekliyorum." Dedi.

Hapisteki Emanet (KARADENİZ SERİSİ-I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin