13. Bölüm

14.9K 708 22
                                    

Evet... İki kişinin ağzından dökülmüştü bu kısa cümle. İmzalar ve alkışlar. Melis Orbay... Hep bu soyismi almak istemişti arkadaşım. Ama böyle değil. Ağlamamak için zor tutuyordu kendini canımın içi.

Melis'i en azından okul arkadaşlarımızı davet etmeye ve gelinlik giydirmeye ikna etmiştik. Onun için mutluydum. Sonuçta sevdiği adamla evlenmişti ve her ne olursa olsun Gökmen'in ona karşı olan hisleri olduğuna emindim. Tanırdım ikisini de. Poyraz nasıl Melis'i kardeş himayesine almışsa ben de Gökmen'i kardeş himayeme almıştım. Muhteşem bir evlilikleri olacaktı. Buna inanıyordum. Yine de Gökmen'in burnunun sürtünmesi gerekiyordu. Hem de dünyanın tüm yüzeyine.

Uzun, sade ama bir o kadar kibar gelinliğiyle göz kamaştırıyordu Melis'im. Bel kısmındaki taşları onunun asilliğine asillik katıyordu. Gözlerindeki hüzün ise kalesine hapsedildiğini resmediyordu.

Gözlerim Poyraz'ı aradı. Gökmen'i dövdüğü günden itibaren çok az konuşur olmuştuk. Yan yana gelmemeye özen gösteriyordu. Elime boşanma dilekçesi gelmesini beklemeye başlamıştım. Onu en son yıllar önce ona 'erkek orospusu' dediğim zaman böyle soğuk görmüştüm.

Gözlerim aradığını buldu. Kocam lise arkadaşlarımızla koyu bir muhabbet içindeydi. Hep sevilen biri olmuştu zaten. Bir ortama girince en kalabalık gruba bakardım onu görmek için. Çoğu zaman içten içe kıskanırdım onu. Bakmasınlar, sevmesinler, o sadece benim olsun isterdim. Aşk zaten en bencil duygu değil miydi? İnsanı bencilleştirmesi gayet doğaldı.

"Duru kocanın yanına gitmek isteyebilirsin!" Dedi Çağrı. Beni hep anlardı. Bakışımdan hatta nefes alışımdan. Melis'ten sonraki en yakın arkadaşımdı. Gülümseyerek kucaklaştık. "Aranıza yine Rusya soğuğu girmiş gibi."

Belli belirsiz gülümsedim. Rusya soğuğundan öte bir hal almaya başlamıştı ya , hayırlısı olsundu. Bazı aşklar sonsuza dek sürmezdi. Biz de bunun örneği olurduk. Oynadığımız oyunları, yaptığımız ödevleri silebilecek misin Duru? Bana yıllar önce bunu söylemişti.

"Daha yeni bu hayata başlayacaksın Çağrı. Bizi örnek alma." Dedim. Elini omzuma koyup sıktı. "Bazen herşeyi göze alsan da biter." Titremeye başlayan dudaklarımı birbirine bastırdım. Kocamın neşesine inat ben aldatılmışlığın ve vazgeçilmişliğin hüznüyle doluydum.

"Ben bu işlerden pek anlamazdım. Sizi hiç anlamazdım. İnatçı iki keçiydiniz ama birbirinize sımsıkı kenetlenmiştiniz. Şimdi aşığım ve anlıyorum. Pürüzler olur illa. Duru sen ve kocan benim için aşkın ta kendisisiniz ve sizden başka kimseyi örnek almam. Bunu da atlatacak kadar kuvvetli bir aşkınız var sizin." Ah, Çağrı! İhaneti atlatacak kadar kuvvetli değildir hiçbir aşk.

"Senin için mutluyum Çağrı. Çok mutlu ol!" Konuyu değiştirmekten başka bir şansım yok. Çağrı benim dostum olsa da her şeyimi bilen sadece Melis'ti.

"Ben de mutluyum. Melis bu adamı çok seviyor. Ama adam bir hayvanlık yapmış belli ki!" Gülüştük. Bir bakışta nasıl anlıyordu? Melis'i ve beni tanıyordu. O yüzden anlayabiliyordu.

"Kına gecesi olacak mı? Azıcık oynasaydık?" Kahkaha attı.

"Laz damarın mı kabardı içine kurt mu düştü?" Dedi ve onu döndürmeme izin verdi. "Poyraz'la en son ne zaman seviştin? Süre uzadıysa arzudan da olur." Kafasına indirdim.

"Pisliklik yapma!" Utanmıştım. Yanaklarım alev alev yanıyordu.

"Karımla sevişme maceralarım seni ilgilendirmez Çağrı. Eğer düğün sonrası için bilgi istiyorsan özel olarak anlatırım." Edepsiz herif! Hemen yanımda buram buram kokusuyla beni büyülemeye çalışıyordu. Başarıyordu da!

İKİ YABANCI |TAMAMLANDI|Where stories live. Discover now