15 - Ceza

60.5K 2.1K 250
                                    


"Medyada Ezgi var.."

Kulağımı dolduran telefonumun sesiyle yatığım yerden küfür savurdum. Uykumun bölünmesinden nefret ediyordum. Başımı yastıktan yavaşça kaldırırken, tek gözümü açarak el yordamıyla elimi yastığımın arasından gezdirdim. Telefonun elime çarpması ile aldım ve ekrana bile bakmadan telefonu açarak kulağıma götürdüm.

"Alo"

"Kızım neredesin ya? Bir yaşam belirtisi ver." diyen, Didem'in sesi kulaklarımı doldurdu.

"Evdeyim, Noldu? " dedim esneyerek.

"Okula gelmedin, bende merak edip aradım." Dedi endişeli bir sesle "hem sen hala uyuyor musun?" Diye devam etti azarlar bir şekilde tatlı gülümseyerek.

"Saat kaç ki ?" Dedim dünyadan bir haber ..

"Saat 9.00 ikinci derse girdik yeni dersimiz Sıla hocayla bu ders sınavdan çıkacak sorular hakkında bilgi verecekmiş hemen gelmelisin." Sıla hocanın ismini duymam ile sanki başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Sıla hocanın dersine yine geç kalmıştım ve kesin yine azarlayacaktı beni. Onun dersine gitmek istemiyordum ama söz konusu sınav olunca gitmem lazımdı zaten edebiyatım bok gibi hayır yani 10 yılda okusam sonuç yine aynı olacaktı . Hocasından kaynaklanıyor desem önceki okulumda hocalar o kadar iyi olmalarına rağmen yine sonuç aynıydı. Benim sorunum hocasında değildi, evet kesinlikle edebiyattan hep oldum olası nefret etmişimdir.

Didem'e "tamam geliyorum," deyip telefonu kapattım.

Hemen zaman kaybetmeden üstümü giyinip, saçlarımı da özensizce tepemde topuz yaparak evden çıktım. Bu kadar sorumsuz olduğum için kendime de kızmayı ihmal etmedim.

Nedense hep Sıla hocanın dersine geç kalıyordum. Ne mazeret uyduracaktım şimdi ben, hem ne desem de pek etkili olmayacaktı. Şimdi uykuya kaldım desem, " oo hanımefendi hiç güzellik uykunuzdan uyanmasaydınız." Deyip üstüne üstlük aşağılardı. Sıla hoca çok disiplinli biriydi ve bunu göz ardı edemezdi bir iki defa görmezden geldi ancak bugün gelir miydi o konuda şüpheliydim. Tamam kabul ediyorum biraz sorumsuzum ama ne yapayım ya hem alarm kurmuştum hep alarmımın suçu evet, evet onun suçu o çalsaydı bende uyanırdım hem o çalmadıysa ben ne yapabilirim ki? evet kesinlikle alarmımın suçu. .

İçimdeki hırçın Hazan, " sen kendini böyle kandırmaya devam et canım, bakalım hocaya ne diyeceksin? Hem alarm çaldı ama sen alarmı kapatıp tekrar uyudun," deyip bana dil çıkardı. "Sen sus". Deyip içimdeki hırçın Hazan'ı susturdum.

Okula gelirken Arabamı park etikten sonra, hemen sınıfımın olduğu katta çıktım merdivenleri ikişerli atlayarak. Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes alıp bir kaç dakika öylece kapıda bekledikten sonra, kapıyı çaldım.

Hocanın "gir," diyen gür sesini duyunca, hemen sınıfın kapısını sesiz ve yavaş bir şekilde açtım.
Sıla hoca gözlüğünü burnunun ucuna çekerek gözlüğünün ucunda kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Sanırım yine dersini bölmüştüm. Alt dudağımı ısırıp hocanın bir şey dememesini diledim.

Sıla hoca çatık kaşlarıyla, "ooo Hazan hanım, kusura bakmayın ya yorulmuş olmalısınız buyurun şöyle geçip oturun." Deyip sandalyesini göstererek devam etti, "benim dersim için buralara kadar gelmişsiniz ve şimdi yorulmuşsunuzdur." Diyerek imayla konuşmaya  devam etti. Haklı olarak tabi.

ACIMASIZ  [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin