42.Bölüm: İNTİKAM ATEŞİ

59.3K 3.7K 1.3K
                                    

           

Geçtiğimiz bölümle kapak değiştirmek konusunda size danışmıştım ve güzel okuyucularım benim için kapak hazırlamışlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Geçtiğimiz bölümle kapak değiştirmek konusunda size danışmıştım ve güzel okuyucularım benim için kapak hazırlamışlar. @miniksiyahist ve @lavinyaxgecekor adlı okuyucularıma çok teşekkür ederim, ellerinize sağlık, çok mutlu oldum. Tercihi okuyucularıma bırakıyorum, sizce kapak kalsın mı yoksa tatlı okurlarımın hazırladığı kapaklar daha mı uygun dersiniz? Çok konuştum, sizi yeni bölümle baş başa bırakıyorum.





Hypnogaja - Here Comes The Rain Again





Sabır, ne kadar da zordu. Hele benim gibi fevri bir adam için. Her şey ne kadar da çabuk değişmişti, dost bildiklerimiz düşman, düşman bildiklerimiz ise dost çıkmıştı. Bu çetrefilli bir savaştı ve henüz bu savaşın başındaydık. Kan olacaktı, çok fazla kan.

Karşımdaki adamı, Demir'i öldürmek istiyordum. Çıplak ellerimle yüzünü parçalamak, dudaklarını deşmek, her bir parmağını teker teker koparmak istiyordum. Çünkü onun pis elleri sevdiğim kadına dokunmuştu, o pis dudakları sevgilimi zorla öpmüştü. Yumruklarımı sıktım, dayanmalıydım. Sevgilimi öpüşünü sineye çektiğimi zannetmeliydi, oyun bunu gerektiriyordu. Arın sabırlı olmazsam ve bu evden gidersem tüm şanslarımızı kaybedeceğimizi defalarca söylemişti. Beni zapt eden kişi Arın olmuştu, o olmasaydı bu adamı öldürürdüm şüphesiz.

Öfkemi kontrol etmek zorundaydım, aksi takdirde hem hepimiz hapsi boylardık hem de Demir cezasını çekemezdi. Aleda'yı sözde bir yangından kurtarmıştı, halbuki o yangını bizzat kendisi çıkarmıştı, Aleda en yakın arkadaşını kaybetmişti. Duru'yu iki üç şerefsizin elinden kurtarmamıştı, o şerefsizleri bizzat kendisi tutmuştu. Öldürdüğüm adama para vermişti, annemi o gece benim olduğum yere çağırmasını istemişti, adama bizzat silahı o vermişti, adam küçük bir oyun zannederken ölmüştü, onu ben öldürmüştüm. Adam bile değildi ki, sınıf arkadaşımdı. Bunlar sadece bildiklerimdi bir bu kadar da bilmediklerim vardı.

Demir hastalıklı bir adamdı. Ailesinin ölümü onu bir canavara dönüştürmüştü. Bu canavarın ortadan kalkması gerekiyordu.

"Zümrüt Yıldırım anneni de öldürmüş olabilir." Olabilirdi, annem benim yüzümden ölmüş olabilirdi. Zorlukla verdim nefesimi. Birden bir ağırlık çökmüştü, tam kalbimin üstüne. Bu annemin benim yüzünden öldürülmüş olduğunu düşündüğüm için değildi, bambaşka bir şeydi.

"Kocası kadın pazarlayan şerefsizin tekiydi, değil mi Demir?" Sessiz kaldı, çünkü o zamanda yalan söylemişti. Bize kaç tane masum insan öldürtmüştü?

"Öyleydi ama kadının kocasından başka kimsesi yok. Yani artık kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bir kadın."

"Senin gibi, seninde kaybedecek bir şeyin yok." Çocukları, karısı gözlerinin önünde öldürülmüştü, kaybedecek hiçbir şeyi yoktu. Sadece gözünü kana bürümüş intikam hırsı vardı.

KİRALIK CEHENNEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin