BENİ DÜŞÜNEN BİRİ...

45 7 0
                                    

15/05/2017

Şiddetli bir şekilde araba sesleri geliyordu. Yavaşça perdeyi aralayıp camdan dışarıya göz ucuyla baktım ve evime doğru yöneliyordu. 50-52 yaşlarında gözüküyordu ve ben böyle düşünürken birden kapı çaldı. Kapıyı açtığımda aşağıda gördüğüm kadın gelmişti. Kimdi bu kadın diye düşünürken bir anda bana sıkıca sarılıp "Kardeşim." dedi. Ben ise olayın şoku ile kadını istemsizce itiverdim. Kadın ise "Anladım babam sana benden bahsetmemiş." dedi. Ben ise hala ne demek istediğini anlayamadım. Yıllar sonra gelen bir kadın bana kardeşim diye sarılıyordu. Bu hiç normal değildi. Bir ara halüsinasyon gördüğümü falan sandım. Kadın beni tutarak "Sana herşeyi anlatacağım kardeşim." dedi. Bende masanın üzerinde duran kağıtları telaşla ortadan kaldırdım. "Sen bir kahve yap oturup herşeyi konuşalım." dedi. Bende mutfağa doğru yöneldim. Hala o kadının kim olduğu hakkında bir bilgim yoktu. Nasıl davranacağımı şaşırmıştım, yıllar sonra ilk defa biri evime gelmişti. Neyse sonunda kahveleri yapıp salona doğru yöneldim ve oturmuş beni bekliyordu. Ne anlatacağını çok merak ediyordum. Kahveyi ona doğru uzattım. Kahveden bir yudum alarak anlatmaya başladı.

"Senin baban olacak o adam annemle evlenmeden bir bebek sahibi olmuşlar ve baban buna hazır olmadığını söyleyerek annemi terketmiş. Annem öyle bir kadındı ki o kadar zorlurlağa rağmen beni en iyi şartlarda büyüttü. Babana duyduğu nefretten dolayı bütün erkeklere kin tutmuştu ve hayatına hiç kimseyi almadı. En iyi okullarda okuttu beni. O çatlak ellerine aldırmayıp her gün her saat rahat bir yaşam sürmem için çabaladı durdu. Yeri geldi merdiven sildi, yeri geldi milletin evine gündeliğe gitti. Ben ise bu durumdan çok rahatsızdım." dedi.

Ve bende "Neden?" diye sormadan duramadım. Anlatmaya devam etti. "Birgün veli toplantıma gelmişti. Sana da az önce dediğim gibi beni en iyi okullarda okutuyordu ve tabi ki o okullardada hep zengin insanlar vardı. Annem onların bile evini temizlemeye gidiyordu. Millet bana bir pislikmişim gibi alaycı bir bakışla bakıyordu. Bense istemeden utanıyordum annemden. Utandığım için kendime çok kızgındım. Çünkü o kadınların ellerine baktığımda bakımlı ve çok güzellerdi. Benim annemin elleri ise deterjanlardan dolayı kızarmış, tahriş olmuş ve epeyce çatlamıştı. Bundan gurur duymak yerine istemsizce ondan utanıyordum. Sınıftaki en yakın arkadaşım Hatice "Aaa bu mu annen ?" diye aşşalayıcı bir tavırla bu soruyu yöneltti. Ben ise annemin elini sıkıca tutup ağlamaya başladım. Bu soruya cevap verememiştim. Annem ise beni lavaboya götürüp yine kendi gözyaşlarını unutup benim gözyaşlarımı silmişti. O kalbi kocaman kadın karşıma geçip "Özür dilerim kızım seni küçük düşürdüm.Bir daha ki toplantına daha düzgün kıyafler giyip ve kendime bakım yapıp öyle geleceğim ve sende rahatlıkla annem bu diyebileceksin." dediği an başımdan aşağı kaynar su döküldü sanki...

"Senin adına gerçekten çok üzgünüm ama emin ol bende babamla çok uzun seneler geçiremedim. Ben 3 yaşındayken babam vefat etmiş. Bende annemle tek büyüdüm. Tabi senin kadar acılar çekmedik dedem bize sahip çıkıyordu." dedim. Ve konusmaya devam etti. "Demek ki bu adam öyle cesaretsizmiş ki ikimize de babalık yapmayı göze alamamış. Ve gebermiş." dedi ve kıkırdamaya başladı. O an kadını evden kovmak istemiştim. Ne olursa olsun o adam benim babam ve onun hakkında böyle konuşamazdı. Kadın "Kusura bakma ondan öyle çok nefret ediyorum ki senin ona olan sevgini unutup kin kusuyorum. Neyse benim bu zorluklarla geçen hayatıma bırakta kendini anlat bana." dedi. Bende kanepenin köşesine sıkıştırdığım kağıtları çıkarıp ona verdim ve ona "Bak benim hayatım bu kağıtlarda yazılı bu kadar merak ediyorsan okuyabilirsin." dedim ve kadın okumaya başladı. Suratında acınası bir ifade vardı. Ve o an kendimi çok kötü hissetmiştim. Okumaya devam ettikçe sonlara doğru ağlamaya başladı ben ise onunla birlikte ağladım. Uzun süre sonra birinin benimle ilgilenmesi ve bana sarılması çok iyi hissettirmişti. Ona adını sordum. O da buğulu bir sesle "Ahu, senin adınında Gülçin olması lazım, gelmeden önce seni çok araştırdım." dedi. "Evet adım Gülçin. Memnun oldum." dedim. Ve Ahu " Bu arada ben senin ablanım." deyip gülümsedi. Oysaki ben ondan daha yaşlı gözüküyordum yüzümü buruşturarak ona baktım bu kadın anca benim Kardeşim olabilirdi. Ahu "Neden öyle bakıyorsun?" diyerek gülümsedi." dedi. Ben ise "Sen benim kardeşimden daha fazlası olamazsın çok gençsin." diyerek bu amansız gelen kıskançlık duyguma sadece gülerek tepki verebilirdim.

Sonra Ahu bana hastalığımdan haberdar olduğunu söyledi ve bana yardım etmek istediğinden bahsetti. Kendinin de bir psikiyatri olduğundan bahsetti. Ben bu teklife hiç sıcak bakmadım. Asıl isteğim anneme Bahaya kavuşmaktı. Ve bun tek yolu ölümdü. Ve bu teklifini nazikçe reddettim. O da daha fazla üstelemeyip "Bana odamı gösterir misin canım kardeşim." deyip gülümsedi. Bende "Ne yani burada mı kalacaksın? Zengin olduğun her halinden belli bu fakirhanede mi kalacaksın benimle ?" dedim ve şaşkınlıkla güldüm. Ahu "Sevdiğim insan yanımda olsun be heryerde zenginim." dedi. Bense bu kurduğu cümleden epeyce etkilenmiştim ve ona sarılmak istemiştim ama bunun yüzsüzlük olacağını düşünerek geri çekildim. Sonra annemin odasına ben geçip onu benim odama yerleştirdim. Artık kimsesiz değildim. Bir yandan mutluydum bir yandan da çok şaşkındım. Yıllar sonra karşıma çıkan ablam bu zamana kadar neden karşıma çıkmadı diye düşünüyordum. Ama bu sorunun cevabını onda bulabilirdim. Ahu olanları anlattıktan sonra babama çok kızmıştım. Neden böyle bir şey yaptığını anlamakta güçlük çekiyordum. Babamı aklımda hep güçlü, cesur bir adam olarak hayal etmiştim. Hayallerimin bu denli kırılmasını aklım almıyordu. Acaba daha neler öğrenecektim hayatla ilgili...

Vote ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen🙏❤

ALZHEİMER HASTASI BİR KADININ GÜNLÜĞÜWhere stories live. Discover now