1.Bölüm - 2

26.6K 1.7K 163
                                    

Taksiye binip arkama yaslandığımdan adının Hasan olduğunu söyleyen amca klasik İstanbul taksicileri gibi benimle sohbet etmeye başladı. Onu dinliyor arada evet, hayır, öyle mi gibi yanıtlar veriyordum. Sonunda evin önüne geldiğimiz de Hasan amcaya teşekkür edip ne kadar istemese de zorlayıp taksi ücretini ödeyerek indim. Kapıyı çaldığımda annem bekletmeden açtı. Islanmış köpek yavrusu halimi gördüğünde kaşlarını çattı bir şey diyecekti ki onu durdurdum:

"Anne, lütfen bugün burada bitsin." diyerek merdivenleri çıkıp odamın yolunu tuttum. İlk iş üzerimi değiştirmek oldu ardından sıcak yorganın altına girdiğimde gün bittiği için Allah'a şükürler ettim. Gözlerimi kapatmak üzereydim ki annem kapıyı tıklatıp odama girdi:

"Sıcak çikolata, için ısınır." dedi başucuma gelerek. Yattığım yerden doğrulup annemin uzattığı kupayı elime aldım. Sıcak bardağı iki elimle kavradığımda annem ileri doğru uzanıp saçlarımdan öptü, boşta kalan elimle ona sarıldım:

"İyi uykular kelebeğim."

"Sana da anne."

Annem çıktıktan sonra ışığı kapattı. Abajurda ki loş ışık etrafı yarı aydınlatıyordu. Sıcak çikolatadan bir yudum alıp gözlerimi kapattım. Zihnime üşüşen ilk düşünce Sinan'dı. Bu kadar karaktersiz biri olduğunu asla tahmin edemezdim göründüğünden de fazlası olduğunu kanıtlamıştı ve bugünkü o yumruktan sonra ona karşı daha dikkatli olmalıydım çünkü eskisinden daha da fazla kin tutacağına ve benden nefret edeceğine emindim. O anda odanın köşesinde ki kuruması için açık bir halde bıraktığım şemsiyeye takıldı bakışlarım. Ardından sahibini düşündüm. Bana iki defa "Yardım lazım mı?" diye sorduğu soru aklıma geldi. Şaşırmıştım. Neden yardım etmek istemişti ki bana? Farklı bir niyet içinde miydi? Sanmam. Sinan'dan dolayı yardım etmek isteyişini anlamıştım ama ikinci defa yağmurda bana yardım etmesine bir anlam veremedim. Belki de benim gibi masum bir genç kızı bir çakalın elinden kurtarmadığı için vicdan yapmış yağmurda ıslanmamam için de şemsiyesini vermek istemişti. Evet, kesinlikle öyle olmalıydı çünkü hiç de her yardıma muhtaç olan insanın yardımına koşan bir iyilik meleğine benzemiyordu. Aksine tuhaftı. Beyazlar içinde ki iyilik meleğine kıyasla o adam karanlıklar içinde ki ölüm meleği olabilirdi. Hatta beni ürkütmesini düşününce bu konuda emin oldum. O adamın karanlık bir tarafı vardı. Hatta bilim kurgu filmlerinde ki o kötü karakterlerin etrafında oluşan siyah dumandan bile taşıyor olabilirdi. Bu son düşündüğüm şeye güldüm. Ardından kendi kendime güldüğüm için bu defa kaşlarımı çattım. İçimden bir salavat getirip elimde ki kupadan son bir yudum daha aldım. Komodinin üzerine koymak için uzanmıştım ki gözüm şemsiyeye takıldı tekrar. Şemsiyenin ucunda ki etikete benzer yere baktım. Ardından merak ederek ayaklanıp odanın köşesine yürüdüm. Dizlerimin üzerine çömelerek etiket sandığım yere elimle dokundum. Etiket değildi. Koyu yeşil zeminin üzerine siyah bir ok ve yay figürü işlenmişti. Hemen üstünde ise iki harf vardı:

"T.B."

Ne demekti bu? Etiket olmadığına emindim. Bir nevi eski aşıkların mendilin köşesine isimlerinin baş harflerini işlemesi gibi bir şey miydi? Hadi canım, bu devirde. Sanırım tasarım bir şemsiyeydi. Bu harflerde markaya ait olmalıydı. Bir an pahalı bir şey olup olmadığı aklımdan geçti. O kadar pahalı olsaydı böyle kayıtsızca tanımadığı birine vermezdi diye düşündüm. Ardından hayatım boyunca asla unutmayacağım bugünün sonuna dayanamayan gözkapaklarımın ağırlığının altında kalarak usulca yatağıma geçtim.

. . .

Beynimin içinde ki çatlaklardan birinden zorla girmeye çalışan müzik sesine daha fazla kayıtsız kalamayıp sinirle açtım gözlerimi. Nasıl olsa okuldan verilen uzaklaştırmadan sonra eğitim hayatıma ara verdiğimden sabahın körüne kurulmuş alarmları sildiğime emindim. Söylenerek açtım gözlerimi. Elimle komodinin üzerini yoklayıp telefonumu buldum tek gözümü zorlayarak açtığımda ekranda Vakıf hocanın aradığını gördüğümde telaşla doğruldum yatakta ilk olarak abajurun hemen yanında eski kırmızı çalar saate baktım. 11:00 bu saatte Vakıf hocanın beni aramasına şaşırarak boğazımı temizleyip telefona cevap verdim.

MİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin