27 "Beklenmeyen Haber"

253K 10.2K 1.5K
                                    

BELİZ

Eve geldiğimizde küskünce Kurt'a baktım ve yanından geçip odamıza girdim.

"Şuri?" Diye seslendiğinde cevap bile vermedim. "Küçüğüm?" Kurt yanıma geldi ve birden kollarını arkamdan belime doladı. Başını boynuma gömdü ve beni sımsıkı sardı. "Küstün mü bana?" Sesi boğuktu.

"Evet!" Dedim.

"Bu soğukta sahilde ne yapacaktık Allah aşkına? Şu güzel popon donsun mu istiyorsun? Eve geldik işte, mis gibi çayımızı içeriz. Hatta odamızdaki balkonda içeriz ve ormanı izleriz." Göz devirdim.

"Ne kadar da romantiksin Kurt!" Güldü.

"Kahve mi içelim?" Sinirle inledim.

"İçmeyelim kocacığım!" Kurt güldü ve beni sıkıca sardı.

"Gerçekten küstün mü bana?" Dediğinde yüzüne bakmadım. "Tamam Beliz Atabey... Nasıl isterseniz öyle olsun. Yarın akşam yemeğini güzel manzaralı bir mekanda yemeye ne dersiniz?" Omuz silktim.

"Öküzlüğünü kurtarmaya mı çalışıyorsun?" Güldü.

"Kızım ne yapayım Allah aşkına? Romantik değiliz diye mi kızıyorsun?" Kurt belimi okşadığında gülümsememek için kendimi zor tuttum.

"Sus!" Kurt yavaşça beni kucağına aldı ve yatağımıza bıraktı.

"Tekrar benim olmaya ne dersin ufaklık?" Kaşlarımı çattım.

"Ufaklık deme!" Yavaşça ağırlığını üzerime verdi.

"Toliçona..." Burnunu yanağıma sürttü. "Gözümün nuru, küsme bana." Daha fazla dayanamadım ve gülümsedim.

"Öküzsün ama tatlı bir öküz." Güldü.

Kurt bana yaklaştığında kıkırdadım.

"Ya pislik misin acaba?" Kurt dudağıma uzun bir öpücük kondurdu.

"Beliz bebeğim yemin ederim ki lunaparktayken senin neyi kast ettiğini anlamamıştım. Anlasam oradan bir yere giderdik ama kafam bunlara pek basmıyor." Dediğinde ona sarıldım.

"Tamam küçük kurtçuk seni affediyorum!" Kurt kaşlarını kaldırdı.

"Küçük kurtçuk?" Dedi sorarcasına.

Bir şey söylemediğimde tamamen kendi ağırlığını üzerime verdi.

"Zorlanıyor musun?" Diye sordu.

"Alıştım artık." Dedim.

Kurt'un yüz kiloluk bedenini taşımak elbet ki kolay değildi.

"Yüz kiloluk adamı taşıyorsun güzellik. Şu anda tamamen senin üstündeyim." Gülümsedim. "Gerçekten hiç zorlanmıyor musun?" Diye yeniden sordu.

"Kurt kuzusuna kıyabilir mi?" Diye karşılık verdiğimde başını iki yana salladı ve güldü.

"Kıyamaz." Cevabıyla birlikte kıkırdadım.

"O yüzden zorlanmıyorum. Ne kadar ağırlığını verirsen ver yine bana kıyamıyorsun ve kendini geriye çekiyorsun." Dedim.

"Hiç çekmesem?" Saçlarını okşadım.

"Hiç çekme." Kurt gülümsedi.

"Canını yakmak istemiyorum." Dedi.

"Sen benim canımı yakamazsın ki..." Kurt yüzümü avuçladı.

"Bambaşkasın Beliz, çok özelsin..." Diye fısıldadı.

Aşkla gözlerine baktım ve avuç içini öptüm.

Hapisteki Emanet (KARADENİZ SERİSİ-I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin