17.bölüm

140K 5.4K 295
                                    

Silah sesleri kesilip ortam sakinleşince Asaf yavaşça üstümden kalktı.Ben ise bir kanayan koluna bir de yüzüne bakıyordum
Asaf, " önemli birşey değil iyiyim ben" deyince bende yerden kalktım.
Çocuklar etrafımızda toplanınca Banu korku dolu gözlerle Asaf'a yaklaşıp hızla ona sarıldı.
Banu, " Asaf yaralanmışsın hemen hastaneye gidelim"
Asaf öfkeyle Banu'ya bakınca Banu kollarını çözüp Asaf'tan ayrıldı. Banu'ya baktığımda gerçekten korktuğunu gördüm. Asaf onun için bu kadar değerliydi demek ki
Asaf öfkeyle çocuklara bakıp
" Kim böyle bir şeye cüret eder hangi insan evladı canına susamış"

Asaf'ın kükremesiyle yerimden sıçradım. Onu hiç bu kadar öfkeli ve sinirli görmemiştim. Korkunç bir yüz ifadesi vardı.
Asaf , " Bunu yapanı hemen bulun"
Tekrar öfkeyle bağırdığında çocuklar harekete geçti. Asaf bana bakıp
" İyimisin Azze"
" İyiyim ama senin kolun kanıyor"
Asaf koluna bakıp yüzünü buruşturdu. Sonra Ayla'ya bakıp onunda iyi olduğunu görünce içeri giren korumaya baktı.
Asaf, " Bora kızları eve götür"
Bora başını sallayıp bizi yönlendirince
Ayla, " Asaf yaran çok kanıyor önce yarana baktır."
Asaf öfkeyle Ayla'la bakınca Ayla da aynı şekilde Asaf'a bakıyordu.
Banu, " Ben hiç bir yere gitmiyorum"
Deyince Asaf ateş saçan gözleri ile
" Herkes eve bir daha tekrarlamicam"

Hep birlikte dışarı çıkınca Toprak, Bulut, ve Cem yaralı olan korumalar ile ilgileniyordu. Onlardan bilgi alıyordu. Etrafa baktığımda bazı korumaların cansız bir şekilde yerde yattığını gördüm.
İşte bunun için bir kez daha bu karanlık hayattan nefret ettim. Arabaya doğru yönelince Asaf bileği mi tutup
"Bora seni eve bırakacak eğer korkarsan Ayla'da yanında kalsın "
Asaf'a baktığımda soğuk bakan gözlerinde de bu sefer öfke de vardı. Sararan yüzü kan kaybettiğinin işareti idi. Tabi o bunu umursamıyordu bile
" Gerek yok korkmuyorum ilk defa şahit olduğum bir şey değil "

Seda hanımın yanında olduğum zamanlarda bir kaç defa aynı saldırılara şahit olmuştum. Tabi o zaman babam olduğunu için korkmamıştım. İlk silah patladığında korkmuştum doğrusu ama Asaf beni korumak için kendini siper edince nedense sanki babam yanımdaymış gibi bütün korkum gitmişti.
Asaf'a bakıp " Yaran çok kanıyor dikkat et"
Asaf buz gibi gözlerle bana bakıp
" Öleceğimden mi korkuyorsun yoksa aslında bu senin kurtuluşun olur değil mi Azze"
" Ne dediğinin farkında değilsin ben kimsenin ölmesini istemem"

"Benim de öyle bir niyetim yok zaten karıcım sensiz bir yere gitmem"
Bu adama iyilik yaramazdı. Hızla arabaya doğru adımladım. Asaf'a bakmadan arabaya binip sakinleşmeye çalıştım.
Bora beni eve bırakınca kızları da bırakmak için hızla yola çıkmıştı.
Odama girip kendi mi hemen duşa atmak istiyordum. Üstümü çıkarınca Asaf'ın kokusunun da bana bulaştığını fark ettim. Çıkardığım üstümü elime alıp koklayınca onun gibi koktuğunu fark ettim. Ne yapıyordum ben böyle hızla elimdekini kirli sepetine atıp kendimi suyun altına attım. Kısa bir duşun ardından üzerimi giyinip yatağımda biraz oturdum. Acaba Asaf yarasını sardı mı sonuçta benim yüzümden olmuştu. Beni korumak için yoksa o kurşun bana gelebilirdi.

Saatler hızla geçmiş saatte ikiye geliyordu. Asaf hala eve gelmemişti.
Gözlerimi açtığımda güneş ışıkları odamı aydınlatıyordu. Yorgun bir şekilde kalktığımda başımın da ağrıdığını fark ettim. İşleri mi halledip odamda çıkıp Asaf'ın odasına doğru adımladım. Kapıyı çalıp ses gelmeyince yavaşça kapıyı açtım. Bozulmamış yatağı fark edince Asaf'ın gece eve gelmediğini anladım.
Odadan çıkıp aşağıya indim. Salona girince kahvaltının hazır olduğunu gördüm. Kahvaltı mı yapıp koltuğa oturup telefonu mu elime aldım. Acaba Asaf'ı arasamıydım ya cevap vermezse. Kendi düşüncelerime dalmışken Ayla ve Hale  içeri girdi.

ASAF-I AZZE TUTKUSU  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin