46.Bölüm: VAHŞİ

56.1K 3.4K 1.7K
                                    




           

(Bölümde cinsel içerikli sahneler olacaktır. Küçük yaşta ve rahatsız olan okuyucuların, okumasını tavsiye etmiyorum.)

Halsey & Marina and the Diamonds - Gasoline vs Savages (Bölüm parçası, dinlemenizi öneririm.)
Scarlett Rose - Melody Of A Murder (Seren'in söylediği şarkı.)


Uzay boşluğunda savruluyor gibiydim. Kendimi ben yönetmiyor gibi. Ne yapacağımı, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Kime güvenmem kime güvenmemem gerektiğini bilmiyordum. Kimdim ben? Belçim mi yoksa Aleda mı? Beni var eden Demir miydi? Yoksa o beni yok mu etmişti?

Evet, o Belçim'i öldürmüştü. Belçim o gece çocukluk arkadaşı Esra ile ölmüştü. Sonra ise Aleda doğmuştu.

Saçlarımı okşayan Çağkan'a baktım. Ona güveniyordum, onun yanında huzurlu hissederdim her zaman ama bu sefer farklıydı. Bu sefer içimde o kadar büyük bir acı vardı ki...

"Bu kadar üzgün olmana dayanamıyorum. Neden böylesin? Yine Karan yüzünden mi?" Karan, sevdiğim adam. O kadar şeye rağmen hala ismini duymak beni heyecanlandırıyordu.

"Her şey çok karanlık, önümü göremiyorum." Yüzüne baktım. "Demir'e güvenmiyorum." Gözlerini kırpıştırdı. Neden diye sormadı. Demek o da artık güvenmiyordu. Kafamı kucağından kaldırdım. Dik oturdum. "Ya hepimiz birer piyonsak? Ya hepimiz Demir'in intikamının bir parçasıysak?" Bakışları etrafta gezindi. Evin salonunda bu konuşmayı yapmanın pek mantıklı olmadığının ikimizde farkındaydık.

"Hiçbir şeyden emin değiliz."

"Eminim." Huzursuzca bakıyordu. Hiçbirimiz yıllardır inandığımız gerçeğin bir yalan olduğuna inanmak istemiyorduk ama öyleydi.

"Arın diye bir adam var. Bana kanıt gösterdi. Demir bizi kurtarmadı, sadece öyle düşünmemizi sağladı. Önce kimsesiz bıraktı bizi, sonra da borçlu." Elini saçları arasında geçirdi.

"İyi de neden biz?" Omuz silktim, bunu bende bilmiyordum.

Ama öğrenecektik ve içimden bir ses bunu öğrenirken çok kan döküleceğini fısıldıyordu.

"Arın'la konuş. Demir'in seni kurtarmasının bir tesadüf olmadığını kanıtlayacaktır sana." Sözlerim kafasını karıştırıyordu. Biz yıllardır Demir'e güveniyorduk, bir ağabey gibi görünüyorduk ama o şahtan başka bir şey değildi.

"Arın kim? Şu buluşup Karan'ı çıldırttığın adam mı?" Kafamı olumlu anlamda salladım. 

"Bize yardım edecek." İnanamazcasına kafasını iki yana salladı.

"Nasıl güvenebilirsin tanımadığın bir adama?" Güldüm.

"Benim için bir ilk olmadı." Zeki falan değildim. Demir'e güvenmiştim, ihanete uğramıştım. Karan'a güvenmiştim, yüzüstü bırakılmıştım, Ateş Turan'a güvenmiştim, sırtımdan bıçaklanmıştım. Aptalın önde gideniydim.

Salona giren kişiyle sustuk. Demir, ne zamandan beri oradaydı? Yüzüne bakıp çözmeye çalıştım ancak o iyi bir oyuncuydu. Çağkan'la bir süre birbirimize baktık.

"Ne yapıyorsunuz?" Dedi Demir gülümseyerek.

"Sıradaki görev hakkında konuşuyorduk." Dedim aynı onun gibi gülümseyerek. Bir şey hissediyordum ki ikimiz de birbirimizin yapmacık olduğunun farkındaydık. "Ben odamdayım." Daha fazla konuşmasına müsaade etmeden odama çıktım.

KİRALIK CEHENNEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin