Kaçış yok

155K 5.9K 375
                                    

 Kapının aniden açılmasıyla yastıktan başımı hafif kaldırarak içeriye giren Anneme baktım. Normalde de kapıyı çalmadan girerdi ama bu defa epey gürültülü girmişti. Anneme ne oluyor demeden bana kalkıp hemen salona gelmemi söyledi. Bende söylediğini yaparak odamdan çıkıp salona geçtim. Babam ne zaman eve gelmişti. Geldiğine dair en ufak ses duymamıştım. Babamın telaşlı halini görünce anneme ne oluyoruz gibisinden baktım.

"Bir sorun mu var?" Bir şey vardı ve benim anında karnıma ağrılar girmişti. Yunus Abimi kaybedeli henüz bir ay bile olmamışken daha ne kadar kötü bir olay gelebilir diye düşünmekten de kendimi alıkoyamamıştım.

"Geç kızım şöyle otur konuşacaklarımız var." Annem geç der gibi başıyla işaret edince bana en yakın yere oturarak ellerimi dizlerimin üstünde birleştirerek sıktım. Lütfen kötü bir haber olmasın. Acaba Abimin katili serbest mi kalmıştı bu yüzden mi babam karalar bağladı. Ama hayır bu imkânsızdı değil mi?

"Baba beni korkutuyorsun neler olduğunu söyler misin?" Elimi biraz daha sıkarken Babam anneme son bir kez daha bakarak konuya girmek için gözlerimin içine baktı.

"Kızım yarın on sekiz yaşına giriyorsun..." Bu mu yani ben doğdum diye mi karalar bağlıyorsun. Eğer kutlama yapamayacağız diye düşünüyorsanız ben zaten istemem. Tam bunu söyleyecektim ki babam devam etti. "Kızım nasıl söylenir bilmiyorum ama senin beşik kertiğin var..." Bunu biliyordum Annem hep anlatırdı. Hatta o çocuğu da biliyordum pisliğin tekiydi. "Şöyle ki kızım evlenmen gerekiyor."

"Şaka mı bu baba ben o serseri tipli adamla ölürüm de evlenmem. Hem o bana kocalık yapamaz yapsa da be hala küçüğüm okulum var. Hem sen söylemedin mi yakında kazandığım okuluma gideceğim diye. Eğer abin öldü maddi durumumuz el vermez dersen ben hem çalışır hem okurum size asla yük olmam."

"Yunus Abini bilmez miydin kızım bu eve ne hayrı dokundu ki sana dokunsun... Hem ben seni o kansızla değil başka biriyle evlendirmeyi düşünüyorum. Hatta..."

"Baba yarın bir nisan değil benim doğum günüm ve ben evlenmeme konusunda çok ciddiyim evlenmem."

"Kızım babanın sözünü kesme istersen bizim de bildiğimiz şeyler var ki senin için en doğru olan yolu seçiyoruz." Doğru olan yol evlenmek miydi? O serseri bile olmasa ben katiyen evlenmek istemiyordum. Ben okuyacağım ya yaşıtlarım gibi okuyup ilerde sevdiğim mesleği yapacağım.

"Nikah işlemleri başladı kızım yarın saat iki de nikahın var..." Tabi ya ben rüya görüyorum hatta dur ben kendimi cimcikleyim diyerek kolumu cimciklemem ile canım yandı. Valla rüya değildi. O halde babam benim alay ediyordu.

"Baba şakanın hiç sırası değil henüz abimin kırkı bile çıkmamışken ne nikahı benden bunu nasıl istersiniz?"

"Neden beni dinlemiyorsun kızım sözümü kesip durma evleneceksin diyorsam evleneceksin seni keyfimden evermiyorum. Ben artık yaşlandım abin gibi benimde başıma bir şey gelirse sizi kim koruyup kollar... Bakma bana öyle Bahar evleneceksin Bora Bey ile yarın evlenmezsen o itin ailesi başını bir iş getirecek bunu bil."

Bora Bey mi? O da kimdi bu ismi daha önce hiç duymamıştım. Bey dediğine göre yaşlı biri miydi? Kalbime ağrı saplanınca elimi kalbime götürdüm. Yok, artık eminim beni evlendireceklerdi. "Baba lütfen yapma ben evlenmek istemiyorum."

"Hanım kızı götür yarın için hazırlansın nikahtan sonra hemen İstanbul'a gidecek..." Annem gel kızım diyerek kolumdan tutup ayağa kaldırınca odama girene kadar baba yapma diye yalvardım. Odama girince de anneme bir ton dil dökmüştüm de boşunaydı. Ne yapacağımı bilmeden günlerdir çıkmadığım yatağıma girerek ağlamaya başladım.

Keşke kaçıp gidebileceğim bir yerim olsaydı. Hiç düşünmeden kaçıp bu evlilikten kurtulurdum. Acaba düğün saatine kadar evden kaçsam beni evlendirmekten vazgeçerler miydi? Aklıma bu fikir yatınca sabaha alarm kurup yatmıştım. Alarmın çalmasıyla da sabah erkenden çıkıp beni hiç kimsenin bulmayacağını tahmin ettiğim bir yer bularak oturdum. Babam saat iki demişti. Ben üçe kadar gözden uzak olsam yeterliydi.

Beklerken acıktığımda kendime simit alıp tekrar eski yerime geçerek oturdum. Ben tam simidimi bitirmiştim ki etrafımı üç tane orman kaçkına benzeyen tipler sardı. Ben ne oluyoruz demeye kalmadan içlerinden birinin Levent olduğunu fark ettim.

"Merhaba, sevgilim buralarda durmuş beni mi bekliyordun?"Kolumdan tutunca kendimi ondan kurtararak söylendim.

"Sen de kimsin be benden ne istiyorsun hem sevgilimde ne demek ben nerden senin sevgilin oluyorum kafayı mı yedin?"

"İnsan beşik kertiğini tanımaz mı üstelik bu akşam seni istemeye gelecek olan birini... Bakma öyle güzelim bugün on sekiz yaşına girdin ve bizim aramızda hiçbir engel kalmadı..." Yavşak şekilde konuşurken yüzüne tükürmek istedim. Allah'ım yağmurdan kaçarken doluya mı tutulmuştum. Babam beni istemeye geleceklerini bildiği için mi beni hemen bugün evlendirmek istiyordu.

Hiçbir şey söylemeden oradan arkama bakmadan koşmaya başladım. Hemen arkamdan akşam görüşürüz sevgilim demişti. Hayır, bu pislikle evleneceğime ölürdüm daha iyiydi. Bu yüzden hiç düşünmeden eve geldim. Evden içeriye nefes nefese girdiğimde Annem telaşlı şekilde nerede olduğumu sorup bağrınmaya başladı.

"Nerdeyse nerdeydi hanım çabuk kızı odasına götür yoksa nikaha geç kalacağız..."

"Baba... Baba kurbanın olayım yapma istemiyorum. Beni öldür ama evlendirme ne olur yapma."

"Beni öldür o zaman Bahar beni öldürürsen evlenmekten kurtulursun... Bakma dedim sana öyle bu yolun sonu yok ya sen bugün evlenirsin ya da biz bugün hep beraber ölürüz şimdi karar ver."



#kararvakti







KISA BİR AÇIKLAMA YAPMAK İSTİYORUM. BU HİKAYE YARI BAŞTAN YAZILIYOR YARI DÜZENLENİYOR. SADECE BİLMENİZ GEREKEN TEK HUSUS HİKAYE BU DEFA DAHA DERİNLEMESİNE OLACAK VE BÖLÜMLERİ ELİMDEN GELDİĞİ KADAR HER GÜN ATACAĞIM. TABİ YUKARI DA DÜZENLEME DEDİM FAKAT DÜZENLEME BİLE BAŞTAN YAZILDIĞI İÇİN YAZMAK BİRAZ ZAMAN ALIYOR BU YÜZDEN HER GÜN BİR BÖLÜM HALİNDE GELECEK... 

SEVGİLER...




















KIZIL  👑 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin