Nefret anı

121K 5.1K 287
                                    

 Affetmeyecektim işe beni bu hale getirenleri affetmeyecektim. Anne ve babam bile içimden bir yerlerden affedemezken Uğur'u asla affetmeyecektim. Yanımda oturan adama bakınca yüzüne yandan bakmaya çalıştım. Kuzenime resti çekerken gözlerinin içi parlamıştı. Belki mimiği oynasa mutlu olup olmadığını anlardım da onda çok fazla takılı kalamamıştım. Belki onun yanında Uğur'a çıkışmamalıydım ama elimde değildi. Onun yüzünden reşit olduğum gün ailemden ayrılmak zorunda kalmıştım.

"On dakikaya evde oluruz..." Bir insanın ses tonunda bile ukalalık akar mıydı? Adamın her yerinden ben egoyum naraları yükseliyordu. Sözüne karşılık vermek yerine başımı çevirip ilk kez geldiğim İstanbul'un sokaklarına baktım. Neden tüm Türkiye'ye burada yaşıyormuşçasına kalabalıktı. Hatta şöyle de sorulabilirdi neden herkes bu şehre tapıyordu.

Araba yavaşlayınca önüme dönerek açılan kapıya baktım. Burası onun evi miydi? Oha eve yaklaştıkça gece karanlığında ışıldayan duvarlarına baktım. Bu adam burada çalışan uşak olamayacağına göre çok zengindi. İyi ama bu kadar zenginken neden benimle evlenmişti. Tamam, ailem zorunda kaldı beni evlendirdi. Peki, onun nasıl bir haklı sebebi olabilirdi. Bana gördü aşık oldu diyeceğim ama nikahtan önce beni hiç görmedi üstelik ben ona on beden küçüktüm. Kesin bir şeyler dönüyordu. Araba durunca arabayı kullanan şoför araçtan inmiş bize yaklaşan başka bir adam ise yanımda ki adamın kapısını açmıştı.

Evet, kesinlikle zengin züppenin tekiydi aksi takdirde bunca egoyu kendine nasıl pompalayabilirdi. Benim kapımı kimse açmadığı için bende kendim araçtan inerek etrafıma bakındım. Az önce yanımda oturan zat ise arkasına bakmadan evin kapısına kadar yürümüştü. Kapıyı çaldığında çok geçmeden kapıyı bir kadın açmış aynı andan bay egonun boynuna atlamıştı. İnşallah birinci dereceden akrabandır aksi takdirde kuma olma gibi bir niyetim yok. İkisi içeriye girince gözlerimi kıstım adama bak ya bildiğin beni unutmuştu.

"Küçük Hanım içeriye girmeyecek misiniz?"

"Küçük Hanım babandır tamam mı?" Adama neden çıkıştım bilmiyorum ama aşırı sinirlenmiştim. "Ben burada bekleyeceğim başka sorun yoksa benden uzağa düş..." Bildiğin beni ergene bağlatmışlardı... Aradan çok geçmeden beni hatırlayan şahsiyet kapıya çıkarak eliyle içeriye gel işareti yapmıştı. Bu adamın boyu kapıya kadar ulaşıyor muydu yoksa bana mı öyle geliyordu.

Bana bir kez daha gel dediğinde dişlerimi sıkarak yürüdüm. Kapıya ulaşınca ise içeriye girmem için geriye çekilip "Eda gel güzelim..." Kapı eşiğinden içeriye girince kız beni baştan aşağıya süzerek yüzü asmıştı.

"Sana inanamıyorum abi evlendiğim dediğin kadın bu kız çocuğu olamaz değil mi?" Haspama bak ya sanki kendisi benden çok büyük ya beni küçümsüyordu. Ben yüzündeki boyanın sadece bir katını sürsem senden daha güzel olurdum.

"Eda rica ediyorum yengenle adaplı şekilde konuş..." Karşımda kollarını kavuşturunca "Olmazsam ne olur?" diye sordu. Bende yanımda direk gibi duran adama bakmıştım.

"Olmazsan güzelim sevgili babacığının konağına gidersin beni anladığını umuyorum..." Kız ayaklarını yere vurarak ardına bakmadan yürümeye başlamıştı. Aslında hiç de fena değildi. Yüzündeki on kat olan makyajı saymazsak güzel kızdı sadece tıpkı abisi gibi kendini beğenmiş ukalanın tekiydi.

"Beni takip et sana kalacağın odanı göstereceğim..."Şuan cebimde minik de olsun çakı olmasını isterdim. Eğer havalimanında güvenlik görevlileri çakıma el koymasaydı kendimi gayet güvende hissedebilirdim. Neyse yarın bir yerlerden bir şekilde çakı bulur onu da yanımdan hiç ayırmazdım. Önemli olan ilk geceyi atlatabilmekti. Dev adamın sözünü neredeyse ikiletmeden peşine takıldım çünkü bir an önce yer yatağı bile olsa uzanıp uyumak istiyordum. Dün gece hiç uyumadığımı varsayarsak esnemekten ağzım yırtılabilirdi.

Dev adam merdivenlerden üst kata çıktıktan sonra sola dönerek ikinci kapının önünde durdu Eliyle kapıyı açınca ise benim içeriye girmemi beklemişti. Odaya öylesine göz atıp içeriye girince ona döndüm. Eğer seninle kalacağım falan derse kendimi çığlık atmaya şartlandırmıştım.

"Kardeşimi gördün tanıştın o bu evliliğin formaliteden olduğunu biliyor belki de bu yüzden sana çıkışı farklı oldu. Tabi şu da var ki kardeşim ve Emre'den ve kardeşimden başka hiç kimsenin bu evliliğin sahte olduğunu öğrenmesini istemiyorum."

"Tabi canım bende sokak sokak gezip herkese bu adam benimle sahtecikten evlendi diye yaygara yapacaktım ama iyi ki söyledin yoksa kesin pot kırar seni rezil ederdim."

"Komik olduğunu mu sanıyorsun?"

"Hayır, ciddi olduğumu sanıyorum. Şimdi izin verirsen kapıyı üstüme kilitleyip uyumak istiyorum." Derin bir nefes alıp iç çekince içimden daha yeni başlıyoruz dedim. Tabi önceliğim benimle neden evlendiğini bulmaktı.

"Bu evin bazı kuralları vardır. Sabah saat dokuzda kahvaltı yapılır geç kalanlar ise aç kalır haberin olsun..."

"Desene sahtecikten evlendiğin karın açlıktan ölecek..." Bu adamın bakışı bile beni sinir etmeye yetiyordu. Karşımda beni korkutmak için mi bilinmez yumruklarını sıktı. Sahte kabadayı ne olacak...

"Adı üstünde sahtecikten karım yani ölürsen çok da kederlenmem bu yüzden canını seviyorsan bu evin kurallarına uyarsın. Asıl şimdi sana iyi geceler..."









#sahteciktenkarım















KIZIL  👑 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin