29. Bölüm

21.9K 1K 12
                                    

Uçağa binmeden tekrar aramıştı konuşmuşlardı, kendi evi anneannesinin ölümünden sonra sadece kendine kalmıştı hep ama hiç bu kadar ıssız olmamıştı. Sanki burada hep beraberlermiş gibi hissediyordu, bu kadar alışmış olmasına bile şaşırdı. Uçuşu onbir saat kadar sürecekti sabah ancak tekrar konuşabilirlerdi ama sanki o inene kadar gidip uyuyamayacak gibi hissediyordu. Biraz televizyona takıldı birşeyler yedi zaman geçmiyordu, sonra kitabını alıp odasına çıktı. Uyumak için zorluyordu kendini ama her an bir köşeden Koray'ın çıkmasını bekliyordu sanki.. Böyle düşünüp hayaller kurarken uykuya teslim oldu.

Saat sekizde kendiliğinden uyanıverdiğinde , ev sessizdi kısa bir süre yatakta kaldı sevgilisini düşündü çok özlemişti şimdiden.Böyle giderse bu seyahat onu zorlayacaktı.Biraz zorla da olsa kalktı hazırlandı, bu dönemi kesinlikle iş ile dolduracaktı başka türlü zaman geçmezdi... Hazırlanırken de hep bunu düşündü, Koray'ın evini biraz daha sıkı tutarsa bu hafta bitirirdi, eşyaların aksesuarların çoğu tamamdı. Onun için güzel bir sürpriz olabilirdi.

Beş gün evin son işleri için ekstra koşturarak geçmişti, ilk sabah Koray uçağının inme saatine yakın Sude'ye özel bir çiçek göndermişti, kısa bir süre sonra da aramış indiğini haber vermişti. Cam bir kutunun içinde on tane beyaz gonca gül vardı, notta da "Her ayrı günümüz için bir tane. Seni çok seviyorum..." yazılıydı. Ofisteki kızlar bayılmıştı, Sinem ve Didem tabi ki bol bol konuşma fırsatı bulmuşlardı ama Bora doğru dürüst suratına bile bakmıyordu hala Sude'nin. Sebebini Sinem'le de konuşmuşlardı ama bulamamışlardı, ona da aynı şekilde tepki veriyordu çünkü. Zaman koşuşturma ile geçerken, tabi ki sık sık Koray'la da görüşüyordu Sude. Saat farkı yüzünden Sude gece uyurken konuşurken Koray günün ortasını yaşıyor oluyordu. Genellikle de yoğun görüşmeler arasında sıkışıp kalıyorlardı.

Hafta sonu geldiğinde de gene eskiden olduğu gibi kızlarla vakit geçirmişti biraz. Söz verdiği gibi Halit'in yakın takibi ile gidiyordu her yere. Bu sayede Halit'in tatlı kızını eşini hepsini öğrenmişti, arkadaş gibi olmuşlardı. Sonra aklında kalan son birkaç eşyayı da seçmek için çalıştığı mobilyacılara gitti. Zaman geçsin diye herşeyle kendisi ilgileniyordu,  bir aksilik olmazsa da Salı günü mobilyalarda gelecek artık temizlik ve yerleştirme işleri ile ilgilenecekti. Koray'ı yeni evinde karşılamak istiyordu.

O gün geldiğinde yani Salı sabahı olduğunda Koray'sız geçen diğer günlerden farklı uyanmadı Sude, çok özlüyordu. Sıcak ve nemli bir Haziran günüydü, hazırlıklar ile bizzat ilgilenmek istediğinden üstüne rahat ince bir şeyler giyip hızlıca hazırlanmıştı. Kısa yolculukları boyunca Halit'le sohbet etmiş, kapıda artık aşina olduğu güvenlik görevlileri ile selamlaşmış, Nuran Hanım ile sabah kahvelerini birlikte içmişlerdi. Herkes çok sıcak çok sevecen davranıyordu kendisine, bu duygu kendini evinde hissetmek gibiydi.

Tüm eşyalar ait oldukları odalara yerleşmişti, akşamüzeriydi ve Sude en severek ilgilendiği alt kattaki terastaydı, yanına gelen ayak seslerini duyduğunda. Çalışanlardan biri zannettiğinden çokta ilgilenmemişti ev çok kalabalıktı zaten, Koray için terasın bir kısmına sürpriz yapmış, leylaklar ektirmişti onları izliyordu.

-Mimar Sude! Yakınında hissettiği kadın sesi çok iğneleyiciydi... Yavaşça dönüp baktığında da sert  buz gibi bir yüz ifadesi ile karşılaştı Sude...

-Buyurun Sude benim! Ama siz? Sizi tanıyamadım kusura bakmayın... Aslında daha önce görmüştü bu kadını ama hala tam olarak kim olduğunu çıkaramamıştı...

-Tanımazsın tabi... Ben kendimi tanıtmak için geldim zaten... Daha yeni yerleştirilmiş bahçe mobilyalarına son derece zarif bir hareketle oturmuştu bile, oldukça yavaş kendinden emin hareketleri vardı. Bu cevapla ayakta kalakalmıştı Sude... Gene tavırlı halleri ile kendinden emin bir hareketle oturmasını rica etti ...

Sude rahatlığından hoşlanmadığı bu kadının karşısına otururken yanlarına Nuran Hanım biraz gergin biraz telaşlı bir halde giriverdi.

-Hoşgeldiniz Buse Hanım, kusura bakmayın ben sizi karşılayamadım malum ev biraz karışık.

-Evet hiç hoş değil Nuran Hanım, hala herşey çok karışık... Neyse...

Kadının bu halini Sude hayretler içinde izliyordu! Saniyeler içinde kafasında bir sürü soru oluşmuştu...  Kimdi bu kadın ,niye bu kadar rahat konuşuyordu Koray'ın evi için, Nuran Hanım kesinlikle tanıyordu ama karşısında Sude ile olduğu gibi rahat değildi,  hatta çekiniyordu. Kafası karışmıştı , gözünün önünde sanki o yokmuş gibi yaşanan küçük konuşma gerilmesine sebep olmuştu.

-Toparlıyoruz iki gün içinde bitecek gibi... Sizler birşey arzu eder misiniz?

-İstemiyoruz! Şimdi bizi biraz yalnız bırakın Mimar Sude ile sohbet edeceğiz...

Sesindeki ima rahatsız ediciydi, kendisi adına bile cevap vermişti kadın, Nuran Hanım'ı tedirgin etmiş gibiydi. Kadıncağız göz ucuyla Sude'ye bakmıştı o da onu rahatlatmak istercesine gözleriyle gülümsemiş bir şey istemediğini anlatmıştı. Kadının derdi neyse, ukala bir tavır içinde ortamı geriyordu. Gidişiyle de tekrar Sude'ye konuşmaya başladı... Gözlerini Sude'nin masmavi gözlerine dikmişti.

-Evet Sude Hanım... Demek beni tanıyamadın...

-Kusura bakmayın bir yerden çıkaracağım ama...

-Ben Koray'ın kız arkadaşı Buse!

Kulakları yanlış duymuştu ya da karşısındaki kadın başka bir Koray'dan bahsediyordu kendi Koray'ı olamazdı... Yutkundu soğukkanlı olmaya çalışarak zorla cevap verdi...

-Pardon, ne demek bu şimdi...

-Ne demek olduğu ortada, daha önce karşılaştık seninle! Zeynep'in ofisinde! Bana senin sadece mimar olduğunu söylemişlerdi, magazincilerin saçmalığı diye düşünmüştüm herşeyi ama bu tadilat işi uzadıkça benim canım sıkılıyor...

Sude titreyen ellerini belli etmemeye çalışarak bacaklarına bastırdı, kulakları uğulduyor gibiydi.

-Ne saçmalığından bahsediyorsunuz! Koray ve ben..

-Histerik kahkahası sözlerinden rahatsız ediciydi... Neee! Koray ve sen mi? Tatlımm ah! Sen hayal filan mı gördün? Biz Koray'la bir süredir beraberiz biraz inişli çıkışlı ama tutkulu bir ilişki bizimkisi, keyifli keyifli anlatırken elindeki telefonun kapak resmini gösteriyordu bir yandan, bir  kulüpte sarmaş dolaş bir resimdi bu , basına da çıkmak istemedik, herkesin konuşması hoş olmuyor...

Sude oturduğu koltuktan kendini kaldıramıyordu çıkıp gitmek istese de vücudu buna izin vermiyordu bacakları neredeyse hissizleşmişti. Kadın büyük bir zevkle karşısında konuşurken ruhu küçücük kalmıştı karşısında. Donuk donuk suratına bakabiliyordu sadece...

-Beni anladığını düşünüyorum! Bu konuşmayı yapıyorum çünkü artık gerçekten sıkıcı olmaya başladı, işini çabuk bitir burada... Ben de bebeğimde bu asılsız  haberler yüzünden...

Bebek demişti... Ben ve bebeğim, Koray'ın bebeği! Bu kadarı çok fazlaydı! Kadının sözleri bitmeden şok halinde kalktı ayağa Sude... Kulaklarında ki uğultu kadının sonra ne dediğini duymasını engelliyordu artık sadece yürüdü, bacakları kontrolsüzce onu merdivenlere yöneltmişti, arkasına bile bakmadan evden çıktı. Temiz havaya ihtiyacı vardı ama nefesi kısık kısıktı, etraftaki her şey sessizdi, sadece ciğerlerinden çıkan sesi duyuyordu. Bahçeye nasıl çıktığını bile anlamamışken bir an kendini toparladı ve büyük gri kapıdan kendini dışarı attı. Adımları onu sahile doğru götürmüştü, bir süre manasızca yürüdü yürüdü.

Düşünmek kadar kolay bir şeyi bile yapacak hali yoktu, karşıdan geçen taksiyi görünce hemen atladı, gitmek istiyordu... Her şeyden herkesten kaçmak istiyordu...

Halit'in durumu farkedince peşinden gelebileceğini tahmin ettiği için acele etti. Eve gidip eşyalarını alacak ve gidecekti. Düşünebildiği tek şey bu olmuştu.

Aşk İşi *Tamamlandı*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin