gizli kalanlar

86K 4.2K 170
                                    

   Acısın mı? Sen ne yaşadın ki benden de acı çekmemi istiyorsun? Aninden tırnaklarımı etinden çekince o da kolumu gevşetmişti. Kolumu serbest hissettiğim gibi kendime çeken sıktığı yeri tuttum. Bora da tırnağımı geçirdiğim yerde parmaklarını gezdirince gözleri tekrar beni buldu. "Senin derdin ne?" Benim derdim senin varlığındı.

"Odamdan gider misin?" dediğimde başını biraz daha dikleştirdi. "Bu mesele burada bitmedi Bahar Hanım yine konuşacağız..." Konuşalım Bora Bey mesele gittiğin yerlerde ne hatlar yedin onu konuşalım... Bora odamdan çıkarken bende peşi sıra yürüyerek onu eşiği geçmesini bekledim. O eşikten geçtiği andan ise kapıyı çarptım.

Asıl değişmeyen sendin aradan yıllar geçmişti de hala odunluğundan taviz vermemiştin. Elbet devran dönecek. Kapı çalınınca heyecanla kapıyı açarak "Ne var?" Diye sordum ama karşımda duran kişi Eda'da başkası değildi. Eliyle merdivenlerden tarafı göstererek "Hayırdır abim de aşağıya bir sinirle indi. Yoksa ilk dakikadan kavga mı ettiniz?"

Arabada yaptıklarını unutmadım Eda Hanım... Ona cevap vermek yerine yatağıma geçip yastığımı kucağıma aldım. Eda da kapıyı kapatarak yanıma oturdu. "Yengecim bana küs müsün?"

"Bana yenge deme Eda bana yenge deme ben senin yengen falan değilim... Hem o arabada beni neden köşeye sıkıştırmaya çalıştın. Seni önce uyarmasan kızmayacağım ama üstüne basa basa çeneni kapalı tut dedim."

"Yengecim fena mı oldu. Açıkçası senden abime öyle bir kapak yapacağını beklemiyordum. Arkadan da olsa abimin öfkelendiğine eminim." Bunlar boş işti. Bende kendimi boş hülyalara kaptırmayacaktım.

"Senden son kez rica ediyorum Eda yapma ne yapmaya çalışıyorsan yapma!" Eda uzanıp yanaklarımı sıkınca "Mesaj alındı yengelerin en güzeli sen hiç merak etme..." Yanaklarımı çekiştirmeyi bırakan Eda yatağımda çıkarak "Hadi aşağıya inelim birazdan yemek hazır olurmuş."

Canım hiç aşağıya inmek falan istemiyordu. "Sen in ben henüz aç değilim." Dediğimde her zaman yaptığı şeyi yaparak elini beline koydu. "Ben hasta halimle ayağına kadar gelip yemeğe davet edeyim Yenge Hanım burun kıvırsın olmaz öyle şey o yemeğe inilecek eğer sen gelmezsen bende yemek yemez tekrar hastanelik olurum."

Kan çekermiş ya Eda'nın bazı huyları tıpkı ağabeyine benziyordu. "Pekâlâ, geleceğim ama önce annemlerle konuşmam gerekiyor." Eda eliyle şirin şekilde kapıyı işaret ederek "Bana çık diyorsun."demişti. Bende aynen diyerek gülümsedim. "Bak çıkıyorum."

"Görüyorum Edacım çıkıyorsun..." Eda kapıya geldiğinde en son eliyle öpücük gönderip odamdan çıktı. Bende o çıkınca Annemi arayarak beş dakika kadar konuştum. Odadan çıkmadan önce tırnağımı ağzıma götürerek düşündüm. Şimdi Uğur'u arasam ses tonumdan bir şeyler olduğunu anlardı. En iyisi sonra aramak siyerek telefonumu odada bırakıp aşağıya indim. Beni gören Bora ayaklanarak yemek masasına doğru yürüdü. Eda da bana göz kırpıp abisinin peşine takıldığında Emre'yi gördüm.

"Emre..."dediğimde şaşkındım. Emre'nin uzun sakallarına o kadar çok alışmıştık ki şu hali yabancı bile gelmişti.

"İşte şimdi insana benzemişsin..." Bora'nın bu sözüyle gözlerimi devirip ona baktım. Emre gayet herkesten fazla insandı. "Ne yalan söyleyeyim üstümden tonla yük kalkmış gibi ferahladım." Dediğinde Eda'ya doğru bir bakış atarak yürüyordu. Eda da ilk kez görüyor gibi dalınca Bora şöyle ikisine bakmış. Bende tam zamanı diyerek öksürdüm.

"Eda bende çok açım ne yemeği varmış?" Yanlarına doğru yürürken Eda anında önüne dönerek masaya geçip oturdu. Bende karşına geçip oturduğumda kaşımı kaldırdım. Bora da elini Emre'nin ensesine koyarak bir şey söyledi. "Su mu istedin?" Eda'ya ne olmuştu bilmiyorum ama bir bardak su doldurup uzattım. Bence Eda da abisinin varlığına alışkın olmadığından duygularını saklamakta aşırı zorlanmıştı. Neyse ki benim duygularım onun ki kadar yoğun değildi.

Emre de Eda'nın yanına oturunca "Eda, sen bir şey söyledin? Düne kadar şunlardan kurtul yabani gibi duruyorsun diyordun. Yoksa fikrin değişti mi?"

"Şey... Yani iyi olmuş." Dediğinde kendine gelmesi için masanın altından ayağına vurmak istemiştim ama Bora'ya denk gelme ihtimalini düşünerek vazgeçtim.

"Yemeğe başlamadan önce yarın yakın arkadaşımın düğünü var. Hep beraber düğüne katılacağız..." Bora'nın sözüne atılan Eda "Ben gelmiyorum abi düğüne bir gün kala hiç söylenir mi? Bunun elbisesi var makyajı var... Yok ya ben hayatta bir günde hazırlanamam."

"Gider misiniz diye sormadım düğüne gidilecek."

Bir de zorla tutup peşinden sürükle. "Bende Eda'yla aynı fikirdeyim hem böyle emri vakiler yapmadan önce..."

"Siz bugün beni delirtmek için el birliğimi yapıyorsunuz? Lan evime döndüğüme bin pişman ettiniz... Yarın o düğüne gidilecek benim son sözüm bu yok hazırlanamadım falan bilmem gerekirse pijamalarınızla sürüyerek götürür yine de götürürüm." Birkaç saniye durup cevap beklemiş alamayınca ise "Emre, koçum senin bir itirazın var mı?

Emre ellerini kaldırarak "Ne itirazım olacak abi ben davetleri oldum olası çok severim..."

"Güzel kız olduğundan olmasın mı?" Eda ağzının içinde bir şeyler gevelerken "Eda bir şey mi söyledin?" diye sormuş Bora da bana yaklaşarak "Sorun yoksa yemeğime başlayabilir miyim karıcığım?"

"Ne sorunu olacak zaten şu hayatta en çok sevdiğim şey sürünerek sevmediğim şeylerin zorla yaptırılması... İnan hiç sorun değil yarın fazla güzel bir gün olacak inan bana seni hiç mahcup etmeyeceğim kocacım!"


BİRAZ EĞLENELİM Mİ?






KIZIL  👑 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin