ilk öpücük

73.7K 3.6K 427
                                    

İste demişti. Sadece iste! İstiyordum işte kalbimle ruhumla benim olsun istiyordum. Benim kocam olsun her şeyiyle benim olsun. Ben nasıl evlendiğimizi unuturdum. Yeter ki kalbinin bir tek bana ait olduğunu bileyim. Tek duam bana aşk dolu gözlerle son nefesime kadar bakmasıydı. En güzel dualarımla yüzüne bakmaya devam ettim. Bora uyurken bile kalbimin en kuytu köşelerine girebiliyordu.

Bora'yı uyandırmamak adına yatağımdan yavaşça çıktım. Biraz daha onu böyle seyretmeye devam edersem yine bir kan vakasıyla karşılaşabilirdik. Yataktan çıkarken kalktığım yere baktım temizdi. Bora'nın yüzüne baktığımda ise yüzümde ki gülümseme solmamıştı. Derin bir nefes alıp çekmeye eğildim. Çekmeden almam gereken şeyi alıp banyoya girip çıkmam üç dakikamı almıştı. Odaya geri geldiğimde Bora hala deliksiz uyuyordu. Onu kahvaltı için uyandırmak yerine tekrar yağa girip Bora'ya sokuldum.

"Bahar'ım!" Bora'ya sokulunca elini belime atarak saçıma öpücük kondurmuştu. Bunu bilinçli mi yaptı yoksa uyku sersemi bilmiyorum ama bende bira daha sarılıp gözlerimi kapattım. Sadece üşüyen bedenimi ısıtması saniyelerini almıştı. Onun güçlü kollarında olmak bana güven vermesi... Kocam olduğunu bilmek dünyanın en güzel şeyiydi. Başta ondan o kadar çok nefret etmiştim ki nefretimin ölçüsü yoktu. Şimdi de sevgimin bir ölçütü olmazdı.

"Günaydın!" Bora tamamen uyanmış olmalıydı ki benden birazcık ayrılıp yüzme baktı. Ne yani uyumuyor muydu? "Baha kokulum günaydın..."diyerek sözünü yenilemişti.

"Günaydın."dediğimde şaşkın halime gülerek dudağını dudağıma yaklaştırarak öpücük kondurdu. Aldığım minicik buseyle sanki içimden ılık bir şeyler akıp gitmişti. "Bugün nasılsın?" Bora şaşkınlığıma şaşkınlık katarak sol elini yanağıma koyup yüzümü okşamıştı.

"İyi... Şimdi daha iyiyim." En azından bunu diyebilmiştim. "Sevindim..." Diyen Bora aşka gelmiş gibi yüzünü yüzüme yaklaştırarak burunlarımızı birbirimize sürtmüştü. "Bugün yataktan hiç çıkmayabilirim." Bende diyecektim ki şaka olup olmadığını anlamak için başımı geriye çekip yüzüne baktım.

"Bora... Şey..."dediğimde bir kere aşka gelen Bora geri durmadan bir kez daha dudağıma öpücük kondurmuştu. Son hareketiyle nefesim kesilir gibi olmuş onun ise neşesi yerindeydi.

"Sence de bizden güzel çift olmaz mı? Hazır Baban seni bana vermişken elimizde de nikah cüzdanı varken güzel olmaz mıyız?" Ne yani bu mu? Hazır evlenmişken karı koca mı olalım diyordu.

"Ne yani evlenmişken benden faydalanmadan bırakmak istediğini söylemek istiyorsun?" Hiç de çekineceğim bir durum yoktu. Eğer böyle bir şeyi kast ettiyse kalan kafasını kırmaktan onur duyardım.

"Pes! Cidden pes beni hiç tanımadın mı? Bu zihniyette bir adam olsan söylediğini daha önce yapmış olmaz mıydım? Ben gerçek bir sevgiden bahsediyorum. Öyle hemen benim ol falan da demiyorum. Önce sevgili olalım. Birbirimizi yakından tanıyalım. Baktık birbirimizin ruh eşiyiz önümüzde bizi ayıracak hiçbir sebep kalmaz." Ha bana şöyle gel. Bende gaza gelip kafa göz dalacaktım. Tabi önce etkin altından çıkmayı başarabilirsem aklımdan geçeni yapardım.

"Ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Açıkçası senden böyle bir hamle... On yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Ne bileyim sen ve ben..."

"Sen ve ben bence harika oluruz..." Bora bu defa beni kollarının arasından çıkartıp tek bir hamlede üstüme çıkmış daha sonra da kollarından güç olarak üstümde yükselmişti. "Sence de öyle değil mi?" Bora dene ve gör der gibi dudağıma yapışınca bu defa ilki kadar çabuk bırakmamıştı. Ben karşılık vermeyince ise başını tekrar kaldırarak "İstemiyorsan korkma söyle. Bunda alınca bir durum yok."

Cevaben gülüp ellerimi boynuna doladım. Dualarımın bu denli çabuk kabul olacağını tahmin dahi edemezdim. Bora tekrardan dudaklarıma eğilince bu defa karşılık vermiştim. Öyle ki başta Bora'nın ağırlığını hissetmezken ağırdan ağırdan ağırlığını üstüme bırakmıştı. Onun bana yüklediği ağırlık bile o denli hoşuma gitmişti ki öpüşmekten yorulsak da saatlerce böyle kalabilirdim.

Bora öpüşmeye son verip dudaklarını benden çektiği anda dudaklarımı yalamıştım. Bu hareketim istemsiz olsa da Bora gülerek tekrar dudağımı küçük bir öpücük bırakarak üstümden kalkıp elini bana uzattı. "Sevgilim kahvaltınızı nerde yapmak istersin?" Odada olsa hiç fena olmazdı.

Tabi ya ben hastayım bunu kullanabilirdim. "Aşağıya inecek hiç halim yok. İstersen sen inip kahvaltını yap." Bora elimi bırakınca gerçekten gideceğini sanıp içimden sinir küpüne dönmüştüm. O ise elini ensesine götürerek "Tamam, şöyle yapalım. Ben aşağıya inip kahvaltını odana getirmelerini söylerim olur mu?" diye sormuştu.

Bende istemsiz yüzümü asarak "Tamam, olur."demiştim. Bora göz kırpıp odadan çıkınca kendimi terk edilmiş gibi hissetmiştim. Bunun üstüne kapıya arkamı dönüp yan yattım. Görür o kahvaltı falan yapmayacağım. Hayır, pis odun insan bende sana eşlik edeyim falan der. Ama bende saflık onu gibi kalın kafa uyuz bir adamın bir günde değişmesini nasıl beklerdim.

Ben suratı asık şekilde beklerken kapı açılarak içeriye biri dalmıştı. Ben arkama bakmadan Eda olduğunu anlamıştım. Eda bir süre benimle sohbet etmeye çalışmış keyifsiz olduğum içinde okula gideceğini söyleyip yanaklarıma öpücükler kondurmuştu. İçimden birkaç defa abisinin yaptıklarını anlatmak istesem de içimden gelmediği için anlatmadım. Eda gittikten sonra kahvaltımı getiren hizmetli yatağıma bırakıp gitmişti de burada iki kişilik kahvaltı vardı.

"Bunun hepsini ben tek başıma mı yiyeceğim?" Bu soruma cevabı içeriye giren Bora vermişti. "Hayır, güzelim tek başına değil bende varım."demiş. Demekle kalmayarak yatağa yanıma geçip kahvaltıyı önüne almıştı. "Benim yatakta mı yapsaydık bu yatak sence de küçük değil mi?"

"Bora, acaba benim yatağımı küçümsemesen mi?" diye sorduğumda gülümseyerek uzanıp dudağıma buse bıraktı. "Haklısın Sevgilim küçük yatakta birbirimizi daha yakın oluruz." Demiş ben cevap vermeden ağzıma peyniri tıkıp devamında zorla meyve suyunu içirmişti.

"Bora artık iyiyim. Bak elim ayağımda tutuyor. Ben kendi kahvaltımı kendim yapabilirim."dediğimde Bora yine hemen kabul ederek peki diyerek bana çatalı uzatmıştı. Bence gerçekten kalın kafalıydı. Neyse ben onu adam edecektim. Biz kahvaltı yaparken Annem aramış sağlığım hakkında sorular sorup durmuştu. Eğer ben izin vermesem karda kışta buraya kadar gelip yorulacaklardı.

"Bora okulun birinci dönemi bittiğinde ailemin yanına Kayseri'ye gidebilir miyim?" Bora her defasında gitmeme izin vermiş. Hatta üç defa da Eda ve Emre'yle de gitme şansımız olmuştu.

"Olur, sevgilim işlerimi ayarlayalım beraber gideriz."

"Bir saniye ya bu rüya değil mi? Sen ve nezaket! Sen ve romantiklik! Rica etsem beni cimcikler misin?"

Bu sorumun üzerine Bora yüzüme yaklaşarak "Benim daha güzel fikrim var."diyip alt dudağımı dişleyerek kendine doğru çekmişti. Bu hareketiyle canım yanmış bende dayanamayıp koluna vurmuştum. "Kocaya şiddete hayır..."diyerek kollarımdan tutuğu gibi beni geriye doğru yatırıp gıdıklamaya başlamıştı.

"Bora dursana ... Bora lütfen dur! Bora!"




AŞK, BEDENLERİN DEĞİL RUHLARIN BİRLEŞMESİYLE SONSUZLUĞA ULAŞIR...





KIZIL  👑 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin