29. Bölüm

264 15 5
                                    


İki rahibin korkunç sözlerini daha da ağırlaştıran bu çılgın okşayışla tüylerim ürperdi. Bu anda, ilk şaşkınlığım dağıldı; ama, aklımı kullanabildimse de istemim bu korkunç dakikada beni sarsan sinir tepkisini bastıracak gücü gösteremedi, yanıt vermedim, daha doğrusu, bir annenin çocuğuna davrandığı gibi, onu üzmemek için, kımıltısız bir gülümseme ve boyun eğişle yanıt veriyordum. Kişilik dönüşümüne uğradıktan sonra, kadının, eskiden yücelikleriyle sonsuz bir saygı uyandıran kadının, duruşunda, sesinde, tavırlarında, bakışlarında ve düşüncelerinde, bir çocuğun safça bilgisizliğinin, günahsız inceliklerinin, devinme doymazlığının, arzusuna karşılık vermeyen, kendisi olmayan şeylere derin ilgisizliğinin, kısacası çocuğu korumayı gerektiren bütün zayıflıkların bulunduğunu gördüm. Bütün can çekişenler böyle midir? Toplumdan gelen bütün yapay kılıkları çıkarıp atarlar da bunları hiç giymemiş çocuklara mı benzerler? Ya da, sonrasızlığın kıyısında bulunurken, Kontes, bütün insan duyguları içinde yalnız aşkı benimsemekle, Chloé gibi, onun tatlı arılığını mı belirtiyordu?

"Beni yine sağlığa kavuşturacaksınız, Félix, eskisi gibi vadim de iyi gelecek," dedi. "Siz uzatırsınız da nasıl yemem ki? Siz öyle bir hastabakıcısınız ki! Sonra güççe, sağlıkça öylesine zenginsiniz ki, canlılığınız yanınızdakilere de geçer. Dostum, ölemeyeceğimi, aldanmış olarak ölemeyeceğimi gösterin bana! En keskin acım susuzluk sanıyorlar. Ya! Evet, çok susuzum, dostum. Indre'in suyunu görmek canımı acıtıyor, ama gönlüm daha ateşli bir susuzluk duyuyor. Sana susamıştım," dedi daha boğuk bir sesle, ellerimi yakıcı avuçlarına aldı, şu sözleri kulağıma söylemek için beni kendine doğru çekti: "Can çekişmem seni görmemem oldu! Yaşamamı söylememiş miydin bana? Yaşamak istiyorum. Ben de ata binmek istiyorum! Her şeyi tanımak istiyorum. Paris'i, şenlikleri, hazları."

Ah! Natalie, aldanmış duyuların maddeciliğinin uzaktan soğuk kıldığı bu korkunç haykırış, bizim, yaşlı papazla benim, kulaklarımızı çınlatıyordu: Bu çok güzel sesin yükselip alçalmaları bütün bir yaşamın çarpışmalarını, kırıklığa uğramış gerçek bir aşkın bunalımlarını anlatıyordu. Kontes, sabırsız bir devinimle, oyuncak isteyen bir çocuk gibi kalktı. Zavallı günah çıkarıcı tövbekârını böyle görünce, birdenbire diz çöktü, ellerini birleştirdi, dualar okudu.

"Evet, yaşamak!" dedi, beni kaldırıp üzerime yaslandı, "Yalanlarla değil, gerçeklerle yaşamak. Yaşamımda her şey yalandı; birkaç gündür saydım onları, bu aldatmacaları! Nasıl ölebilirim ki, ben yaşamadım, ben hiçbir zaman bir çorak toprakta biriyle buluşmaya gitmedim!"

Durdu, dinler gibi oldu ve duvarların ötesinden kim bilir hangi koku geldi burnuna.

"Félix! Bağbozucu kadınlar yemek yiyecekler ve ben, ben," dedi bir çocuk sesiyle, "evin hanımı olan ben, açım. Aşkta da böyle; onlar mutlu, mutlu onlar!"

"Kyrie eleison!" diyordu zavallı Rahip, elleri birleşmiş, gözleri gökte, uzun dualar okuyordu.

Kollarını boynuma attı, şiddetle öptü beni, sıkı sıkı sarıldı.

"Elimden kaçmayacaksınız artık! Sevilmek istiyorum, Lady Dudley gibi çılgınlıklar yapacağım; güzelce, My Deediyebilmek için İngilizce öğreneceğim."

Bir zamanlar, hemen sonra döneceğini söylemek istercesine, yanımdan ayrıldığı zaman yaptıkları gibi bir işaret yaptı başıyla.

"Yemeği birlikte yiyeceğiz," dedi, "Manette'e haber vereceğim..."

Birdenbire gelen bir zayıflıkla durdu, tümüyle giyinik olarak yatağına yatırdım onu.

Gözlerini açarak, "Eskiden de bir kez beni böyle taşımıştınız," dedi.

Vadideki ZambakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin