32. Bölüm

984 23 13
                                    

Kont Félix de Vandenesse'e

Sevgili Kont, zavallı Madam de Mortsauf'tan, sizi yüksek çevreye yönelterek epeyce yararlı olan bir mektup, yüksek başarılarınızı sağlayan bir mektup almışsınız. İzin verin de eğitiminizi tamamlayayım. Ne olur, kötü bir alışkanlıktan sıyrılın; durmadan ilk kocalarından söz eden, rahmetlinin erdemlerini durmadan ikinci kocalarının suratına çarpan dul kadınlara özenmeyin. Ben Fransızım, sevgili Kont; sevdiğim erkekle, bu erkeğin bütün benliğiyle evlenmek isterim, ama Madam de Mortsauf'la evlenemem. Öykünüzü hak ettiği dikkatle okuduktan sonra –size ne denli ilgi gösterdiğimi bilirsiniz– Madam de Mortsauf'un üstünlüklerini Lady Dudley'in suratına çarpıp durarak zavallı kadını çok sıkmışsınız, Kontes'i İngiliz aşkının kaynaklarıyla ezerek o zavallıya da çok kötülük etmişsiniz gibi geldi bana. Bana, hoşunuza gitmekten başka üstünlüğü olmayan zavallı yaratığa da kabalık ettiniz; sizi Henriette gibi de, Arabelle gibi de sevmediğimi çıtlattınız bana. Kusurlarımı gizleyecek değilim, biliyorum onları; ama bunları bana böyle sertçe sezdirmek neden? Kime acıdım, biliyor musunuz? Seveceğiniz dördüncü kadına. İster istemez üç kişiyle çarpışmak zorunda kalacak; bunun için, hem onun, hem de sizin yararınıza, belleğinizin tehlikelerinden korumam gerek sizi. Sizi sevmenin o yorucu şanından vazgeçiyorum: Fazlasıyla Katolik ya da Anglikan nitelikler gerekirdi, oysa bende hayaletlerle çarpışacak göz yok. Clochegourde bakiresinin erdemleri en güvenli kadını bile umutsuzluğa düşürürdü, gözüpek biniciniz de en aşırı mutluluk isteklerini cesaretsizliğe gömüyor. Ne yaparsa yapsın, bir kadın hiçbir zaman dilediği biçimde sevinçler veremez size. Yürek de, duyular da, anılarınızı hiçbir zaman yenemez. Sık sık ata bindiğimizi unutmuşsunuz. Güneşin aziz Henriette'inizin ölümüyle azalan ısısını geri veremedim, benim yanımda da titreme alırdı sizi. Dostum –evet, her zaman dostum olacaksınız– içinizdeki kırılmışlığı, sıkıntınızı çırılçıplak ortaya koyan, aşkın cesaretini kıran, bir kadını kendi kendinden kuşku duymaya zorlayan bu tür açılmaları bir daha yinelemekten sakının. Aşk yalnız güvenle yaşar, sevgili Kont. Bir söz söylemeden ya da ata binmeden önce, göksel bir Henriette'in daha iyi konuşup konuşmayacağını ya da Arabelle gibi bir binicinin daha çok ustalık gösterip göstermeyeceğini düşünen bir kadının, hiç kuşkunuz olmasın, bacakları ve dili titreyecektir. Bende sarhoş edici demetlerinizden bazılarını almak isteği uyandırdınız, ama artık böyle demetler yapmıyorsunuz. Bunun gibi, artık yapmayı göze alamadığınız bir sürü şey, sizin için bir daha doğamayacak düşünceler, sevinçler var. İyi bilin, hiçbir kadın yüreğinizde bir ölüye sürtünmek istemeyecektir. Sizi Hıristiyan acımasıyla sevmemi rica ediyorsunuz: İşte bu güzel; ama çekilmez bir adamsınız, sizi seven kadına dayanılmaz kaygılar veriyorsunuz. Fazlasıyla sık bir biçimde aramızda aziz kadının mezarını buldum: Kendimi şöyle bir yokladım, bilirim ben kendi kendimi, doğrusunu söylemek gerekirse, onun gibi ölmek istemem. Çok seçkin bir kadın olan Lady Dudley'i bıktırdıysanız, öyle azgın istekleri olmayan ben, ondan da çabuk soğumaktan korkuyorum. Aşk mutluluğunu artık yalnız ölülerle tadabildiğine göre, aramızdan aşkı kaldıralım, dost kalalım, ben böyle istiyorum. Nasıl olur, sevgili Kont, ilk adımınızda tapılası bir kadın, geleceğinizi düşünen, size ayan üyeliği vermiş olan, sizi sarhoşlukla seven, sizden sadık olmaktan başka bir şey istemeyen bir kusursuz sevgiliniz olmuş da siz onu kederden öldürmüşsünüz! Bundan daha canavarca bir şey bilmiyorum ben. Paris kaldırımlarında hırslarını sürükleyen en ateşli ve en mutsuz genç adamların hangisi, değerini bilmediğiniz iyiliklerin yarısını elde etmek için on yıl boyunca uslu durmazdı, insan böyle sevilir de başka ne ister?

Zavallı kadın! Çok acı çekmiş, ama siz birkaç içli tümce kurdunuz mu, tabutuna olan borcunuzu ödediğinizi sanıyorsunuz. İşte benim sevgimi bekleyen armağan da bu kuşkusuz. Teşekkür ederim, sevgili Kont, mezarın öte yanında da, beri yanında da rakip istemiyorum. İnsanın bilinci üstünde böyle suçlar varsa, hiç değilse söylememeli bunları. Düşüncesizce bir ricada bulundum sizden; ben kadın rolümde, Havva'nın kızı rolümdeydim; sizin rolünüz yanıtınızın erişeceği noktayı hesaplamaktan başka bir şey değildi. Beni aldatmak gerekirdi; ileride size teşekkür ederdim. Kadınlarca çok tutulan erkeklerin erdemini hiç mi anlamadınız: Bize, hiç sevmediklerine, ilk kez sevdiklerine yemin ederken ne denli yücegönüllü olduklarını sezmiyor musunuz? Sizin izlenceniz gerçekleştirilmez bir şey. Aynı zamanda hem Madam de Mortsauf, hem de Lady Dudley olmak; ama, dostum, suyla ateşi birleştirmek istemek değil de nedir bu? Siz kadınları tanımıyor musunuz? Neyseler odurlar, niteliklerinin kusurları bulunacaktır elbet. Lady Dudley'le değerini veremeyecek ölçüde erken karşılaşmışsınız, hakkında söylediğiniz kötü şeyler de kırılmış gururunuzun bir öç alışı gibi geliyor bana; Madam de Mortsauf'u da çok geç anlamışsınız, birini öteki olmadığı için cezalandırmışsınız; benim başıma ne gelecek, ben ki ne berikiyim ne öteki?

Geleceğinizi derin derin düşünecek ölçüde severim sizi, evet, gerçekten çok severim. Hüzünlü şövalye görünüşünüz her zaman derinden derine ilgilendirdi beni: Hüzünlü insanların bağlılıklarına inanırdım; ama kibar çevreye girişinizde kadınların en erdemlisini öldürdüğünüzü bilmiyordum. Bundan sonra ne yapmanız gerektiğini sordum kendi kendime; bunu iyice düşündüm. Öyle sanıyorum ki, dostum, bir Madam Shandy'yle, aşk hakkında da, tutkular hakkında hiçbir şey bilmeyecek, Lady Dudley'e de, Madam de Mortsauf'a da kulak asmayacak, sizi yağmur gibi eğlendirici yapan şu hüzün, diye adlandırdığınız sıkıntı anlarınıza ilgi duymayacak, sizin için şu istediğiniz kusursuz iyilik edici rahibe olacak biriyle evlenmeniz gerek. Sevmeye, tek sözcükle titremeye, mutluluğu beklemesini, vermesini, almasını bilmeye, tutkunun binlerce fırtınasını duymaya, sevilen bir kadının küçük kuruntularını benimsemeye gelince; bundan vazgeçin, sevgili Kont. Meleğinizin genç kadınlara ilişkin öğütlerine fazlasıyla iyi uymuşsunuz; onlardan öyle bir kaçınmışsınız ki, hiç tanımıyorsunuz kendilerini. Madam de Mortsauf sizi tez elden yükseklere yerleştirmekle iyi etmiş: Bütün kadınlar size karşı olurlardı, hiçbir şeye erişmezdiniz. İncelemelerinize başlamanız, işitmekten hoşlandığımızı söylemeyi öğrenmeniz, tam zamanında büyük olmanız, küçük olmak hoşumuza gittiği zaman küçüklüklerimizi taparcasına sevmeniz için çok geç şimdi. Sandığınız kadar budala değiliz: Sevdiğimiz zaman, seçtiğimiz adamı her şeyin üstüne koyarız. Üstünlüğümüzde inancımızı sarsan şey, aşkımızı da sarsar. Bizi pohpohlarken, siz kendi kendinizi pohpohluyorsunuz. Kibar çevrede kalmayı, kadınlarla düşüp kalkmanın sevincini tatmayı çok istiyorsanız, bana bütün söylediklerinizi özenle saklayın onlardan: Ne aşklarının çiçeklerini kayalara serpmekten hoşlanırlar ne de hasta bir yüreği sarmak için sevgilerini cömertçe harcamaktan. Bütün kadınlar yüreğinizin kuruluğunun farkına varır, siz de hep mutsuz olursunuz. Size bunları söyleyecek kadar içten davrananları, bugün sadık dostunuzun yaptığı gibi size hiçbir kin duymadan, dostluklarını sunarak ayrılacak kadar iyi olanları çok azdır.

NATALIE DE MANERVILLE

Vadideki ZambakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin