37 "Kaçırılmak"

228K 11.1K 1.9K
                                    

BELİZ

Yorgunca gözlerimi araladım.

"Günaydın." Kurt gülümsüyordu.

Gerindim ve yeniden gözlerimi kapattım.

"Günaydın." Diye mırıldandım.

"Saat on iki oldu." Dedi.

"Hı?" Dudaklarını yanağımda hissettim.

"Kaç saattir uyuyorsun, hâlâ uykun mu var?" Yeniden gözlerimi açtım.

"Kurt?" Alnımı öptü.

"Gece tuvalete gitmeme bile izin vermedin, bana öyle bir sarılmıştın ki." Güldü. "Birbirimizi nasıl özlemişiz be!" Hızla doğruldum.

"Ben seni özlemedim." Kaşlarını kaldırdı.

"Özlemedin mi?" Başımı olumlu anlamda salladığımda burnunu yanağıma sürttü. "Dün gece beni bırakma diye ağlıyordun." Dedi.

"Korktum." Sesimin kısık çıkmasıyla birlikte kollarını belime sardı.

"Ben seni hiç bırakır mıyım?" Gözlerime baktı.

"Beni anlamıyorsun." Diye fısıldadım.

"Toliçona..." Saçımı öptü. "Bugün seninle deniz kenarına gidip konuşalım olur mu?" Kararsızca ona baktım.

"Ama boşanacağız?" Göz devirdi.

"Kızım sabah sabah ağzımızın tadını kaçırmasan olmaz mı?" Diye söylendi.

"Kurt..." Üzüntüyle ona baktığımda beni kollarının arasına aldı.

"Ben seni çok iyi anlıyorum gülüm." Dedi. "Trabzon ayısı olabiliriz ama aptal da değiliz." İstemsizce kıkırdadığımda çenemi tuttu ve gözlerine bakmamı sağladı. "Beni affedemiyorsun çünkü sana iftira attım. Düşünmeden bir sürü şey söyledim, saçmaladıkça saçmaladım..." Başını iki yana salladı. "Beni affetmek istiyorsun ama bir yanın hâlâ kırgın. Sana neler yaşadığımı anlatınca da affetmeyi bir zorunluluk olarak gördün. Aslında affetmedin fakat affettim diye beni kandırmaya çalıştın. Sen bana hâlâ kırgınsın, senin için öleceğimi bilsen de kırgınsın. Tamamen benim aptallığım Beliz, senden defalarca özür dilerim." Şaşkınca ona baktım.

"Sen bunları nasıl anladın?" Gülümsedi.

"Gece boyunca seni izleyip durdum, düşünmek için çok zamanım vardı." Dedi. "Bize biraz zaman vermeni istiyorum. Senden tek istediğim şey bu, hemen boşanmayalım. Çocuğumuzu düşünsen olmaz mı, biraz da onun psikolojisini düşünsen?" Alayla ona baktım.

"Ben onu her şeyden çok düşünüyorum." Kurt elini karnıma koydu.

"Bende öyle." Kaşlarımı kaldırdım.

"Yemin et!" Kahkaha attı.

"Yemin ederim ki." Dedi.

"Kurt sana bir şey sorabilir miyim?" Yüzümü avuçladı.

"Sor yavrum." Derin bir nefes aldım.

"Benim okul işi ne olacak?" Bakışlarımı kaçırdığımda yanağımı okşadı.

"Yüzüme bak." Ona baktım. "Güzelim bir ya da iki sene sonra sınava gireceksin. Senin için üniversiteye geç başlamak sorun olur mu?" Diye sordu.

"Yok olmaz." Diye mırıldandım. "İnsanlar kaç yaşına geldiğinde üniversiteye devam ediyor. Bir veya iki yıl geç başlasam ne kaybederim ki?" Kurt gülümsedi ve beni göğsüne bastırdı.

"Elimden gelen bir şey yok ne yazık ki, hamileyken sınava kafanı veremezsin gibime geliyor. Dokuz ay hamileliğin sürecek ve bebeğimiz doğar doğmaz da sınava hazırlanamazsın. Yine sana ihtiyaç duyacak, o daha çok küçük olacak. O yüzden muhtemelen iki seneyi bulur ama sana söz veriyorum ki giden yıllara değecek." Başımı kaldırdım ve gözlerine baktım.

Hapisteki Emanet (KARADENİZ SERİSİ-I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin