45 - Oyun

38.4K 1.5K 893
                                    

Boy epic-wicked

Gamze Hoca, "Hazan!" Demesiyle bakışlarımı ona çevirdim. Hayal kırıklığına uğramış gibi bakıyordu. Normalde başka bir hoca olsaydı hiç umursamazdım ama Gamze Hoca olunca ister istemez kendimi kötü hissetmiştim.

Zaten gözünde bir değerim yoktu şimdi hepten bana kafayı takacaktı.

Gamze Hoca her zaman ki otoriterliğinden ödün vermeyerek, "Hazan hemen gidip arkadaşından özür diliyorsun ve bu konuyu da burada kapatıyoruz."

Neeeee ? Ne diyordu özür mü?
Ben ve özür?
Hemde Defne'den

Dünyada özür dileyeceğim son kişi bile olmayan şahıstan özür dilememi beklememeliydi çünkü asla ve asla ondan özür dilemeyecektim. Nokta.

"İtiraz istemiyorum!" Keskin ve itiraz istemeyen bir sesle konuşan Gamze hocaya tekrardan baktım.

Açıkçası bu hocanın saçmalıklarını dinleyecek kadar iyi hissetmiyordum. Özürmüş hah! Hemde Defne sürtüğünden sonuna kadar haksız olsam dahi ondan asla özür dilemeyeceğim.

"Hadi ama seni bekliyoruz Hazan." Gamze hoca bana imalı bakıyorken ben ne diyebilirim ki? Gamze hocaya bakarken, "hocam ben özür dileyecek hiç birşey yapmadım" diyerek karşı çıktım.

Gamze Hoca bu sefer fena kızmış olacak ki öfkeyle bana bakmaya başladı. "Hazan burada oyun oynamıyoruz ya şimdi gidip özür diler bu konuyu burada kapatırız ya da yarın ailenle görüşmek zorunda kalırım."

'Aile' uzun zamandır duyduğum bu kavramdan sonra şuurumu kaybedeceğimi düşündüm. İnsan nasıl da hiç beklemediği bir anda alt olunabiliyormuş böyle. Halbuki ben bu kelimeyi hayatımdan çıkardığımı düşünüyordum. Nasıl da yanılmışım böyle. Sadece kendimi oyalamışım, zamanla geçeceğini sandığım acım sadece kabuk bağlamış hala ilk günkü gibi taze...

Adımın söylenmesiyle düşüncelerimden sıydrıldım. Gamze hoca daha da kızmıştı "peki Hazan madem özür dilemiyorsun yarın ailenle görüşsem iyi olacak senin iyi bir disipline ihtiyacın var." Diye konuştu çatık kaşlarıyla bana bakmayı sürdürürken. "Böyle sorumsuzluğun, asi tavırların, diklenmelerin... böyle yaparak ailene de saygısızlık yaptığının farkında mısın? Onlar, sen oku güzel bir gelecek kur diye seni okuturken, sen düşüncesizce davranarak onları küçük duruma düşürüyorsun."

Sabretme kotamın çoktan dolduğunu hissedebiliyordum hemen bu saçmalıklara son vermek istiyordum. Çünkü canım çok yanıyordu... ve o ne hakla benim hakkımdan, ailem hakkında böyle konuşabiliyordu? Ona, o hakkı kim vermişti? Bu ne cüret. Tamam hoca olabilirdi ama bunları, benim ailem hakkımda böyle saçma sapan konuşma hakkı vermiyordu ona...

Artık herşeyi dışa vurup haykırmak istiyordum. Ellerimle kulaklarımı kapattım ne kadar faydasız olduğunu bilsem de yine de söylenenlere kayıtsız kalmak istiyordum.

Dış dünyadan tamamen iletişimimi kesmiş gibiydim, sadece ağlıyordum. Bana iyi gelecekmiş gibi, tüm sorunlarımı unutabilecekmişim gibi, kalbimdeki sızıyı dindirecekmişim gibi ağlamak ve şu lanet olası yerden bir an önce gitmek istiyordum.

Tiz bir sesle "yeter!" Diye bağırdım. Herkes şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu. Arada bir ismimin geçtiği cümleleri dahi duyabiliyordum.

Gamze hocaya bakıp alaycı bir şekilde sırıtım. Ne kadar zavalıyım ki ağlanacak halime gülüyordum. Gamze Hoca tuhaf bakışlarıyla beni süzüyordu. Gözlerindeki ifadeden anladığım kadarıyla bana acıyordu. Ne için ağladığımı bilmese bile bana acıyordu.

Gözlerimden akan bir kaç damlayı elimin tersiyle sildim. Şuan pimi çekilmiş bir bomba gibiydim her an patlayabilirdim. Ve patlasam hocayla birlikte bu sınıfı yakıp kül ederdim.

ACIMASIZ  [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin