5/ Ve Gözde Sahalarda!

45.9K 1.5K 493
                                    

Multimedya: Gözde ve Arslan :)

Galipten bir ses duyuyorum sanırım. Bana sürekli, Dürüye'nin güğümleri kaalaaylı ah kaalaaylı, fistan giymiş eteklerii alaaylı ah alaaylı,  diye bağırıyor.

Kafamı hafifçe kaldırıp ne oluyoruz be, manasında etrafıma bakınıyorum Allah Allah odada benden başka kimse de yok.

Ses gelmeye devam ederken gözlerimi ovalıyorum ve bam!

Telefonu elime aldığım da saatin 12.00 olduğunu görüyorum. Çalışma masam da uyuya kalmışım! Boynum ve sırtım benden bağımsızlığını ilan etmiş! Biri Anya biri Konya! Kafam da tam bir Jamaika!

Dergileri kontrol ediyorum, hepsi tam. Raporları kontrol ediyorum, oh onlar da tam.

Hemen raporları mavi bir dosyanın içine tarihlerle ve dergi sırasıyla yerleştiriyorum. Kolinin içine dergileri koyuyorum. Angus Arslan' a harika bir sürprizim var!

Gaye' den öğrendiğim kadarıyla saat ikiden önce Arslan şirkete gelmezmiş. Bey efendi Angusluk Uykusu' na yatıyor. Uykusunu almazsa, best of the Angus of the world olamaz.

O değil de daha uyandığım andan itibaren saçmalıyorum. Annem kesin bana kafası güzelken hamile kalmış. Bunun bir açıklaması olamaz. Ah baba ah!

Masadan kalkıyorum ve banyoya yürüyorum. Aynaya bakınca çığlık atmamak için kendimi zor tutuyorum.

Akmış bir makyajdan dolayı kapkara olan bir surat! Uykusuzluktan oluşan göz altı torbaları! Fazla çay içmekten kan çanağı olan gözler!

Ah Hakan abi ah. Ahı tuttu kesin.

Elimi yüzümü yıkayıp makyajımı siliyorum. Tekrar bir makyaj yapıyorum. Heh tamam. Sabahki halim ile alakam yok.

Dolabımın karşısına geçiyorum. Ne giysem, ne giysem.

Kendimi birden Bugün Ne Giysem  programında hissettim. Kesin Ivana Sert de Arslan olur. Düşünsenize Arslan' ın bizımle diyılsın dediğini! Ölürüm orada gülmekten kendimi yerden yere atarım!

Sonunda turuncu renkli dizlerime kadar gelen straplez günlük elbisemi giyiyorum. Üstüne de buz mavisi yırtık kot ceketimi giyiyorum. Nisan ayına neredeyse gelmiş olabiliriz ama İzmir havası Asena gibi!

Saçlarımı tarıyorum ve tatlı bir topuz yapıp bırakıyorum. Fazla da uğraşamam.

Çiçek' in hediye ettiği sonsuzluk işareti olan kolye ve küpe takımını takıp çantamı alıyorum ve odamdan çıkıyorum.

Babam koltukta dünkü maçın özetini izliyor. Daha relax ama.

"Annem nerede baba?"

"Ameliyatı çıktı."

"Kahvaltı hazırlıyorum?"

"Biz ettik sabah."

"Tamam babacığım."

Ben kendime bir kase yulaf ezmesi koyup süt eklerken bir kaşık alıyorum ve yanına gidiyorum.

"Emekliyken sıkılmıyor musun baba?"

Babam başını sallıyor. "Sıkılıyorum tabi kızım. Annenin de bu sene son senesi. Artık ikimiz de yaşlandık."

"Siz yaşlı değilsiniz baba. Zaman hızlı ilerliyor."

"Valla, öyle böyle altmış beşe dayanıyoruz kızım. Albay Mehmet Bey, Emekli Albay Mehmet Bey."

Babam bir iç çekiyor. 

Büyük Patron (!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin