KESİT

99.9K 4.7K 188
                                    


"Senin kızın da pek güzelmiş, maşallah..." Diyen adama baktım.

"Öyledir." Babamın bakışları beni buldu. "Huyu suyu da güzeldir meleğimin..." Gülümsedim.

"Sana çekmişim." Dedim.

Kurt'un gerildiğini hissederken uyarırcasına kolunu sıktım.

"Benim oğlum da yirmi beş yaşında." Bakışlarım adamın yanındaki çocuğu buldu. "İşi gücü yerinde, iyi bir üniversiteyi bitirdi." Kaşlarımı kaldırdım.

"Ne güzel." Diye mırıldandım.

Kurt yumruğunu sıktı ve gözlerini kapattı.

"Allah'ım sabır ver..." Kendi kendine konuşuyordu.

"Senin hedefin ne?" Babamın arkadaşına baktım.

"Hukuk." Dedim kısaca.

"Benim oğlum da mimar." Oğlu güldü.

"Abartma istersen baba." Alaylı bakışları beni buldu.

"Ne abartması oğlum? Ahmet'ten daha fazla güvenebileceğim bir arkadaşım mı var? Kızı desen maşallahı var. Bence siz birbirinizi tanımaya çalışabilirsiniz, tabii Ahmet ne der bilemem." Dedi.

Babam gözlerime baktı.

"Hiçbir zaman Beliz'i sıkmadım, asla ona kızmadım. Eğer o böyle bir şeyi isterse bir şey diyemem, tamamen kendi kararı." Dediğinde annem göz devirdi.

"Kızımız daha çok küçük Ahmet!" Dedi.

"Zaten Beliz isterse olur dedim, istemezse de onun kararı." Kurt kendini o kadar kasıyordu ki dayanamayarak ayağa kalktı.

"Ben tuvalete gidiyorum." Dediğinde ben de ayağa kalktım.

"Ben de çay koyayım." Kurt'un peşinden gittiğimde birden bana döndü ve elini öyle bir duvara vurdu ki yerimden sıçradım.

"O çocuğu öldürürüm lan!" Hızla elimi ağzına koydum.

"Kurt ne olur belli etme! Hem istediğini söylesinler, ben senin karınım!"

Sürprizlerle dolu bir bölüm sizi bekliyor, bir an önce sınır geçilsin...😇

Hapisteki Emanet (KARADENİZ SERİSİ-I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin