Doğruluk: Büyüyünce Bile Beraber!

450 57 13
                                    

Lucy

Saçındaki tokalar kopunca Natsu'ya gıcık bir bakış atmıştı Lucy. "Hani bana artık bulajmayacaktın?" Lucy ellerini göğsüne birleştirdi, Natsu'da onunla beraber yüz asıyordu. "Ama seninle uğraşmayı seviyorum." Lucy onun bu ifadesi ile yumuşamış gibiydi, elini tuttu. "İyi, gidip beraber yemek yiyelim, annen daha gelmedi zaten." Dışarıda rastgele bir markete girdiler. "Ama annem beni bulamajsa bana kızar." Natsu'nun ağlamalı sesine karşı Lucy eliyle kafasını okşadı. "Kıjmaj, ben derim Sarah teyzeye, ayrıca bak!" 

Lucy eliyle gösterdiği çikolataya doğru atılmıştı. "Daha önce bundan yemiş miydin?" Natsu kafasını evet anlamında salladı. "Tadı güzel mi?" Natsu kafasını yine evet anlamında salladı. "Hadi, konuş ama. Sana da alacağım hem." Lucy iki tane aldı ve ilerlemeye başladı, kasiyerin oraya geldiklerinde Lucy kollarını kasanın oraya koydu. Adam onları görmüyordu. "Efenjim." Dedi Natsu, adam etrafına bakmaya başladı. 

"Buradayız." Natsu Lucy'i ve kendini gösterdi, Lucy Natsu'nun adama efendim diye seslenmesini sevmişti. Nazikleşmeye başlıyor diye düşündü. Abisinin sabah ona verdiği parayı çıkardı ve adama uzattı, sonra elindeki çikolataları gösterdi. "Ama bu-" Adam gözlerinin içine bakıyordu. "Teşekkürler hanımefendi." Adamın göz kırpması ile oda kırptı, galiba paraları yetmiyordu ama adam onlara kıyak geçmişti. Çocuk olmanın en güzel özelliklerinden biri buydu. 

Çikolatayı yiyerek okul önüne geldi ikisi de. Lucy babasını, Natsu ise annesini bekliyordu. "Tadı gerçekten güzelmiş." Dedi Lucy. 

"En sevdiğim çikolata, tabi güzel olacak." Natsu yine kibirli havasını takınmış görünüyordu. "Başka sevdiğin neler var?" Lucy'nin sorduğu bu soru ile Natsu duraklamış gibiydi. "Pembe şeyleri severim, tatlı şeyleri de." 

"Ben de pembe şeyleri severim." Natsu utanır gibi olmuştu. "Sevemezsin!" Lucy somurttu. "Sana ne, katılıyorum ayrıca sende pembejin. Eğer beğenmiyorsan Loke gibi turuncu rengi severim." Natsu Lucy'nin elindeki ki çikolataya vurmuştu, Lucy'nin gözleri dolmuştu. "Turuncuyu hiç sevemezsin." Lucy'nin yanından kalkmış, dik dik ona bakıyordu. "Nedenmiş o? Pembeyi sevme onu sevme. Sen karar veremezsin. Tamam pembe oldujun için pembeyi sevme diyebilirsin ama turuncu seni ilgilendirmez." Lucy ağlayacak gibiydi. "Ayrıca çikolatamı düşürdün. 

O da oturduğu yerden kalktı ve Natsu'nun karşısına geldi. "B-ben!" Natsu diyecek bir şey bulamıyor gibiydi. "Olmaz işte!" Lucy'nin koluna çimdik atmıştı. "Yoksa kıskandın mı!" Lucy kendinden emin bir tavır takındı, Natsu donmuş gibi duruyordu. "H-hayır." Kafasını yere eğmişti, Lucy elini Natsu'nun yanağına koydu. "Yalan söjleme." Bir kaç kere hafifçe vurdu, Natsu bu süreç içerisinde gözlerini kapatmıştı. "Söylemiyorum işte." 

"Hadi, hadi." Onu hala dürtüklüyordu. "Tamam." Natsu'nun gözleri dolmuştu, onun bu haline kıkırdadı. "Beni sevdiğini biliyordum, heh!"

"Bu küçüklüğün getirdiği bir şey, y-yoksa hepsi geçecek biliyorum!" Tehditkar bir şekilde Lucy'e bakıyordu Natsu. "Yani beni belli bir döneme kadar mı seveceksin?" 

"B-ben..." Natsu ne diyeceğini seçemiyor gibiydi. Gelen korna sesi ile Sarah teyzeyi görmüştü, hemen arkasından ise babası gelmişti. Lucy merakla Natsu'ya döndü, bir şeyler demeye çalışıyordu ama diyemiyor gibiydi. "Okulun nasıl geçti?" Babasının ona bir öpücük kondurup onu kucaklamasından sonra tekrar Natsu'ya döndü. 

Annesi onu elinden sürüklüyordu. "Büyüyünce de yine aynısını olacak!" Lucy gülümsemişti. "O zaman hiç ayrılmayalım." Natsu kafasını tamam anlamında sallıyordu. "Ayrılmayalım." 

Truth Or Dare [Jerza]Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz