44.bölüm

113K 3.9K 199
                                    

Hayat, kimine göre acımasız kimine göre de mutlu ve huzurluydu. Çoğu kişi dışardan bakınca mükemmel görünürdü onun yerinde olsam diye geçirir insan içinde, bilmez onun içinde yanan ateşi, çektiği acıyı, nelere göğüs geldiği.
Bende o insanlardan biriydim dışardan bakınca herkesin imrenerek baktığı biriydim. Ama içimi kimse bilmezdi. Bir dilek hakkım olsaydı annem ve babamla başka yerde başka bir hayat yaşamak isterdim. O zaman annem de olurdu yanımızda ve ben o kadar zorluk çekmezdim.
Ne kadar da çalışmıştım buraya gelmek için ne kadar da zorluk çekmiştim hayat bazılarına altın tepsiyle sunulmuyordu bana da sunulmadığı gibi.
Şimdi oturmuş babamın konuşmasını bekliyordum, nedense içimde bir his bu konuşmanın hiç hoşuma gitmeyeceğini söylüyordu.
Derin bir nefes alıp babamın bana bakan gözlerine baktım.
Babam," Her şey bitti kızım annenin katili bulundu. "
Konuşmanın annem hakkında olduğunu tahmin etmiştim. Babam için bu çok zor bir durumdu benim için de, ikimizinde yüzünü hüzün kaplar annemden bahsedince, bu hüzün annemin öldürülmesi ile iki katına çıkıyordu. Acısı hiç bitmiyor yarası iyleşmiyordu. O boşluk hiç dolmuyor her sözü geçtiğinde içimizde ki yara kanıyordu.
" Kimmiş neden yapmış. "
Dişlerimi ne kadar sıksamda gözlerimin dolmasına mani olamıyordum.
Babam sıkkın bir nefes alıp anlatmaya başladı.
" Yusuf mertoğlu'nun babası yapmış.
Hem yaptığı işler için hemde oğlu aşık olduğu için. Annen onun oğlunu tercih etmediği için mertoğlu ülkeyi terk etmişti. Anneni unutamadığı için kendine zarar vermeye başlayınca o da anneni... "
Babamın boğazı düğüm düğümdü sık sık yutkunuyordu, ölümü anneme aşık olduğu kadına yakıştırmıyordu. Hayat acımasızdı çok erken almıştı annemi bizden yada insanlar acımasızdı.

" hayatta mı hala "
Babam başını olumsuz anlamda salladı.  Belli ki daha bitmemişti. Eğer o adam hayatta olsaydı kendi ellerimle öldürürdüm onu.
Babam," ölmüş hemde bundan yıllar önce, daha doğrusu öldürülmüş. "
" kim yapmış "
Gözümden akan yaşı elimin tersiyle silip tüm dikkatimi babama verdim.
Asaf sessiz bir şekilde bizi dinliyordu. Bakışları yüzümde olsa da ona bir kere bile bakmamıştım. Gece gibi gözlerine bakınca dayanamaz ağlardım dik tutmaya çalıştığım omuzlarım çöker gözlerimden nehirler akardı.
Söz vermiştim babama güçlü olucam diye ne olursa olsun annem için hep dik duracam diye.
Babam, " Seda Hanım yapmış . "
Şaşkın bir şekilde babama bakınca yanımda oturan Ayla elimi tutup bana destek olmaya çalışıyordu.
Babam," Biliyorsun Seda Hanım anneni kızı gibi sever korurdu, onun ölümü hepimizi sarstığı gibi onu da derinden etkiledi. Yapanı bulmuş ve öldürtmüş, bana bıraktığı mektupta söylediği yerlere gidip araştırınca aslında bitirdiği işi göstermek istediğini anladım. İntikamı o almış verdiği sözü tutmuş kızı bildiği insanın hayatını alan kişinin hayatını almış oda, ve işin ilginç yanı bunu Yusuf mertoğlu biliyormuş "
Ayla," Nasıl yani bildiği halde intikam almak istememiş mi, neden?."
Babam," Ne kadar inkar etsekte o adam Sevgi'yi seviyordu, yada Eva'mı. Bunu yapan kişi babası olduğunu öğrenince geri çekilip ölmesini beklemiş, çünkü ona aşıktı kendi canını verecek kadar hemde."
Bir şey söyleyemiyordum gözlerimi bir noktaya sabitlemiş öylece o noktaya bakıyordum. İnsanlar neden bu kadar acımasız, neden bu kadar kalpsiz, merhametsiz kendi çıkarları için bir hayatını almak bu kadar mı kolay, aslında bir hayat değil benim ve babamın hayatını da almışlardı.
Babam kollarını bana sarınca yerimden sıçradım bir kuyunun içinden çıkar gibi derin bir nefes aldım.
Babam," şşşş, biz bunları atlattık değil mi prensesim. "
" Neden yeniden ölmüş gibi hissediyorum baba."
Babam," duydukların onu senin gözünde yine öldürdü kızım yeniden kaybetmiş gibi. "
Başımı okşayıp saçlarıma öpücükler bırakıyordu. Gözlerimden yaşlar akıyor içime çektiğim soluklar içimi yakıyordu. Babama sardığım kollarımı gevşetip yerimden kalktım.
" Ben biraz yalnız kalmak istiyorum "
Ayla dolu gözlerle bana bakıp adım atmak isteyince başımı olumsuz anlamda sallayıp odama doğru adımlamaya başladım.
Üzerime düşen gölgesinden gelen adım seslerinden Asaf'ın arkamdan geldiğini anladım.
Odaya girip kapıyı kapatmadan kendimi yatağa attım. Beynim dolmuştu ne düşüneceğimi bilmiyordum nasıl davranacağımı yada nasıl bir tepki vermem gerektiğini. Asaf odaya girip kapıyı da kapatınca büzüştüğüm yatağa doğru geldi. Çöken tarafla yanıma oturduğunu anladım.
" Yalnız kalmak istiyorum Asaf. "
Asaf," Yalnız kalmanı istemiyorum Azzem, ben varken yalnız değilsin içinde ne varsa benimle paylaş benimle yaşa, yeter ki ağlama. "
Gitmesini istiyordum bir yanımda yanımda kalsın istiyordu.
Bir şey olunca yalnız kalır düşünürdüm, içimde ne varsa ağlayarak çıkarır güçlü maskemi takıp çıkardım tekrar.
Şimdi yalnız kalmak istemiyordum yanımda olsun bana sarılsın istiyordum.

" Asaf,bana sarılır mısın?."
Ağlamaktan boğuk çıkan sesimi duyup duymadığını düşünürken beni saran güçlü kollarına sığındım. Asaf beni göğsüne çekip sıkıca sarıldı bana. Onun kollarında biraz da olsa daha iyi hissettim kendimi.
Asaf," Ne olursa olsun hep yanındayım güzelim, ağlama artık üzülme, seni böyle görünce onların soyunu kurutmak istiyorum. "
" Böyle bir ölümü hakketmedi benim annem, o kadar iyi bir insan bunu hakketmiyor. "
Asaf," Çoğu kişinin hakketmediği şeyler vardır ama insanlar çiğ süt emmiş varlıklardır değil mi? herkesten çok acımasız ve merhametsiz olabiliyorlar. "
Ailesinden bahsettiğini biliyordum anne ve babasından bide kardeşinden, onların ölümü hiç bir varlığa yakışmayacak şekildeydi.

Asaf'ın parmakları çenemi kavrayıp yukarıya doğru kaldırdı. Gözlerim onun kara elmas gözleriyle buluşunca kaşlarını çatıp homurdanmaya başladı.
Asaf," Ağlamandan nefret ediyorum şu haline bak, içime almak istiyorum seni acıyı da sevgiyi de benimle yaşa"
Asaf burnumun ucuna öpücük kondurup alnıma sıcak dudaklarını bastırdı.
Asaf, " sümüklü "
" sümüklü değilim ben. "
Burnumu kabaca çekip kusursuz yüzüne baktım.
Asaf," Ağlayınca çok çirkin oluyorsun"
Kaşlarımı çatıp ona bakınca peçete alıp burnumu temizledi.
" Sensin çirkin, nerem çirkin benim pis adam, kıskanç ayı. "
Asaf kaşlarını kaldırıp bana bakınca oflayıp konuştum.
" Tamam çarpılmak istemiyorum giderin var biraz. "
Asaf," hımmm, bu kadar mı bana bakınca gözlerini benden alamıyorsun, durmadan beni kesiyorsun, nefesin hızlanıyor, kalp atışların çoğalıyor. "
" sen nerden biliyorsun bunları. "
Dudağının kenarı kıvrılınca homurdanıp başımı göğsüne yasladım.
" Pis adam, kendini beğenmiş. "
Asaf," en çok seni beğeniyorum güzelim, hele ki geceleri adımı inleyince. "
Şokla gözlerimi açıp ona baktığımda ukala bir şekilde gülümsüyordu.
" Utanmaz adam ne olacak sen söylemiyorsun sanki. "
Asaf," Ne söylüyormuşum güzelim "
" Asaf ama ya. "
Asaf, " gel buraya zümrüt gözlüm. "
Asaf beni kollarının arasına alınca sıkıca sarıldım ona.
Asaf," Acılarına da yükünü de bana ver ben taşırım senin yerine, sadece benim yanımda ağla onu bile istemiyorum ama ağlayacaksan benim yanımda ağla, benim karım güçlü bir kadın çünkü hem benim gözümde hemde diğer insanların gözünde, hadi biraz dinlen. "
"Seni seviyorum güzel adamım." 
Asaf," ışığım, cehennem dünyamda güzel olan tek varlığım. "
Seni seviyorum demiyordu her zaman onun yerine başka şeyler söylüyordu, olsun ben görüyordum onun gözünde kendimi .
Bana verdiği değeri ve ilgiyi görüyordum, bana olan tutkusunu hissediyordum. Asaf benim güzel adamım, bir ömür hep benim olmanı diliyorum.
" Asaf benimle konuşacaktın. "
Başımı kaldırıp onun güzel yüzünü baktım . Güzel gözleri uzun kirpikleri, düzgün burnu, dolgun dudakları, bu adam gerçekten güzeldi.
Asaf," Biraz dinlen güzelim sonra konuşuruz. "
" tam olarak konu ne "
Asaf derin bir nefes alıp yüzüme düşen tutarları geriye doğru kulaklarım arkasına sıkıştırdı.
Asaf," Evliliğimiz hakkında güzelim nasıl evlendiğimizi anlatacaktım. "
" Şimdi anlat. "
Asaf," Biraz dinlen güzelim daha sonra anlatırım. "
Başımı olumlu anlamda sallayıp tekrar göğsüne yattım.

Geçen bir kaç saat süreyle babamın yanına gitmiştim. Asaf işi olduğu için çıkmış Ayla da iyi olduğumu görünce çıkmıştı oda.
Babamla biraz sohbet ettik.  Artık sessiz sakin bir yerde hayatını yaşamak istiyordu. Ne kadar ısrar etsemde burada kalamayacağını söyleyip annemin olduğu şehire gitmek istediğini söylemişti. Emekli olup biraz dinlenmek istediğini söylemişti. Akşam herkes bizde toplanınca gün içinde yaşadığım üzüntüm uçup gitmişti, arkadaşlarım sayesinde.  Babamı yolcu etmek için gelmişlerdi . Ayla ve Hale ne kadar ısrar etsede burada kalamayacağını söylemişti.
Sabah ilk uçakla babam da gitmişti. Bir parçam yine eksik kalmıştı.
Şimdi Asaf'la yapacağım konuşmaya hazırlanıyordum, daha annenim olayı tazeyken benim için, bunu da kaldırabilecek miydim acaba.
Evliliğimiz nasıl olmuştu ne için yapılmıştı artık bilecektim.
Asaf'ı seviyordum oda beni seviyordu bunu biliyorduk yine de canımın acıyacağını biliyordum bu konuşmadan sonra.
Asaf benim güzel adamım ben sende ki her şeyi sevdim, içinde ki karanlığı da, günahlarınıda, bile bile yanmaya razı oldum seninle, gözlerimi kapatarak bıraktım kendimi uçurumdan senin kollarına, bile isteye cehennemine girdim, senin için siyahı sevdim, senin için yanmayı sevdim, umarım benim seni sevdiğim gibi beni seviyorsundur. Ne kadar düşünmek istemesemde biliyorum o hala buralarda ve bir gün gelecek.


Umarım beğenirsiniz iyi okumalar canlar  Seviliyorsunuz. 😘 😘 😘 Biliyorum hala kısa yazıyorum ama şu olaylar bir çözülsün sık sık bölüm yazıp atıcam. İyi ki varsınız 💗💗💗💗

ASAF-I AZZE TUTKUSU  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin