Bölüm 26

7.9K 1.2K 758
                                    



Keyifli Okumalar

Dikkatli olmalıydım, çok ama çok dikkatli.

Jungkook bana şu sıralar iyi davranıyordu ve aramıza soğukluk girmesini istemediğim için karşılaşma ortamı oluşturmaya çalışıyordum.

Şu an Jimin ve Jungkook'u yürürken arkalarından takip ediyordum, gülüşüyorlardı ve hararetli bir konuşma içerisindeydiler. Jimin'in şık görüntüsüne karşılık Jungkook oldukça sportif giyinmişti ve nereye gittikleri hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Umarım onları takip ederken eve dönüş yolunu karıştırmazdım.

Gözlerimi ayırmadan onları izlemeyi sürdürdüm. Jungkook yalnız kaldığı an karşısına çıkacaktım ve  takip etmeden karşılaşmışız süsü verecektim.

Güneş gözlüğümü hafifçe burnumun ucuna doğru indirip mekandan içeri girişlerini izledim. İşin tuhaf kısmı ise bu mekanın bir Sex Shop oluşuydu.

Yüzümü buruşturdum, biz Elylerde aşık olmadan cinsel istek olmuyordu. Durum melezlerde de aynı şekilde diye biliyordum, Jungkook'un burada ne işi olabilirdi ki?

Kaldırıma çıkarak içeriye bakmaya çalıştım, tam o sırada birinin elbisemin eteğini çekiştirdiğini fark ederek yerimden sıçramıştım. Elimi kalbimin üstüne götürdüm ve gülen yüzüyle yukarıya doğru bakan küçük çocukla göz göze geldim.

Ay! Bu dünyalı bir bebek miydi yoksa?!
Gerçi yürüyebildiğine göre pek de bebek sayılmazdı.

Onun boyuna yetişmek için eğildim. "Hey, merhaba." Benim eğilmemle gülerek gerilemiş ve ayağı takıldığında düşme tehlikesiyle karşılaşmıştı. Neyseki reflekslerim hızlı olduğu için onu kucağıma rahatça alabilmiştim.

"Gel bakalım, merhaba güzellik." Dünyalı bebekleri çok tatlı buluyordum, kucağımdaki ise en güzeli olabilirdi. Kocaman gözleri vardı ve sürekli gülen yüzüyle iç ısıtıyordu.

"Neden konuşmuyorsun, çok mu korkutucu geldim yoksa?" Yüzüme bakarak gözümdeki güneş gözlüğünü çekti ve kenarından tutarak sallamaya başladı. Buna neden kahkaha atma gereksinimi duymuştu bilmiyorum ama öndeki iki dişini görmek beni mutlu etmişti.

Yiyecektim! Tabi gerçek bir yemeden bahsetmiyordum.

"Gözlüğümü sevdin mi? Senin olabilir, istersen daha güzelini de alabiliriz? Ne dersin bakalım?" Çocuk beni asla umursamadan gözlüğümü çeviriyordu. Görünmez falan olabilir miydim?

"Mihera?"

Hayır ya, gerçekten bu olmak zorunda mıydı? Sadece beş dakikacık odağımı kaybetmiştim, neden beni yakalamak zorundaydı ki?

"Ah, merhaba Jungkook." Kucağımdaki bebekle ona döndüğümde tek başına olmadığını görmüştüm. "Ve arkadaşı Jimin."

"Demek çocuğun vardı, zaten senin gibi bir güzelliğin Jungkook'a bakması imkansıza eş değerdi. Şu yanında dolaşan, tüm kızların dilinde olan çocuktan mı?"

Kaşlarımı kaldırdım, Jungkook da anlamsızca yüzüme bakıyordu ve şu an ne olduğunu algılayamıyordum bile. Gerçekten benim çocuğum sanmış olamazlardı değil mi? Hem de Jae'den, iğrenç.

"Yok artık, gerçekten bir çocuğum olduğunu düşünmediniz değil mi?" Jungkook jetonu yeni düşmüş gibi kafasını sallayıp, Jimin'in ensesine hızlıca vurdu ve bana döndü.

Elyora | JJK ✓Where stories live. Discover now