Su Tabancası (9)

218K 14.8K 8.9K
                                    

Düzenlerken ekstra keyif aldığım bölümlerden. Beril, der susarım. 

Bölüme geçmeden önce size tekrar hatırlatmak istediğim bir şey var. Arkadaşlar lütfen yorumlarda spoiler vermeyelim. Hoş değil. Daha önce okumamış olanlar var, kimsenin heyecanını kırmayalım. 

Ve  instagram ve twitter hesaplarından küçük küçük alıntılar paylaşıyorum, oralara da gelmenizi çok isterim. 

Keyifle okuyun ❤

İg: merveegnr_

tw:mervegnr_

**

Torpido kapağını açmamla, külüstür kapağın elimde kalması bir oldu. Gözlerim camdan kadını, kükremesinden dolayı sesi az da olsa bana ulaşan adamı buldu ve aceleyle torpido kapağını yere koyup, içinden bizim şakalar için kullandığımız oyuncak silahı bulmaya çalıştım.

Umarım, umarım oyun oynamak için bizimkilerden biri silahı torpidodan çıkarmamıştır yoksa kafamda kurduğum B planını işlemeye çalışacaktım ve B planı, arabayı üzerlerine doğru sürmekti. Pek sağlıklı görünmediğinin farkındaydım fakat kafam stresten ancak bu kadar çalışıyordu.

Islak mendilin ve torpido gözünde ne aradığını bilmediğim kahverengi peruğun arasında gördüğüm siyah metalik oyuncak silahla birlikte yüzümde tedirgin bir gülümseme oluştu. Derin bir nefes aldım ama tüm hücrelerim titriyordu sanki.

Titreyen parmaklarımın arasına aldığım silahı, sıkıca tuttum.

Eğdiğim sırtımı dikleştirirken, Bahar'a baktım. Uyanır belki diye elimle yoklasam da çıt çıkmadı. Zaten uykusu ağır olan birinden, bayıldıktan sonra hemen ayılmasını beklemek aptallık olurdu. Ve ben aptal değildim.

Arabanın kapı kolunu ağır çekimde açtım ve sert esen rüzgar tenimi yalayarak benim daha çok ürpermeme neden oldu. Ormanda olduğumuzu, ek olarak havanın da kararmasını göz önüne alırsak hava oldukça soğuktu.

Onlara doğru attığım ilk adımda, ayak bileğimin üzerine doğru bastım. Ayaklarım yere sağlam basmıyordu, basamıyordu çünkü hiçbir yerimde güç kalmamıştı. Savunmasız bir şekilde onlara doğru yürüyordum. Ah çok da savunmasız sayılmazdım. Elimde gerçekçi bir oyuncak silah vardı.

Bir Engin Eraslan değilseniz, parayı kıyıp da aldığımız oyuncak silahın sahte olduğunu anlayamazdınız.

O yüzden silah konusunda oldukça rahattım. Yalnızca silah konusunda.

Ağaçların arasından adamlara doğru yaklaştığımda, kadının hıçkırıkları ve adamın 'kes, kes' diye kükremesini daha iyi duymaya başladım. Onlarla aramızda yaklaşık on santimlik bir mesafe kaldığında, koca gövdeli ağacın arkasına gizlendim. Avucumu güç almak istercesine ağaca bastırdığımda elde ettiğim tek şey ballanmış bir avuç içiydi.

Elimi kendime doğru çektim ve kot pantolonuma doğru sürterek elimin temizlenmesini sağladım fakat yine de o yapışkanlık hissinden kurtulamadım. Yine de, yine de yapış yapış olmuş ellerim şu an sorun yapacağım son şeydi.

Cebime koyduğum telefonu çıkararak kamerayı açtım. Kayda aldım ve ağacın iki dalının arasına düşmeyecek bir şekilde sabitledim. Tam olarak, olayın döndüğü yere odaklıydı.

Derin bir nefes aldım ve silahı profesyonel bir şekilde iki elimle tuttum. Yedi sezon Arka Sokaklar izlemem sonunda bir işe yaramıştı. Uzun gövdeli ağaçların arasından onlara doğru yürüdüğümde artık sesler daha net bir şekilde duyulmaya başladı. Kadının ağlarken, çıkardığı hıçkırık sesleri de öyle.

Polis Şakaya Gelmez Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin