♦️BÖLÜM 18♦️

62.2K 2.6K 495
                                    

İyi okumalar.❤

Nihayet güneşin gökyüzündeki yerini alması ile daha fazla dayanamadan yattığı yerden doğruldu Roza. Çok kötü  hissediyordu kendini. Dün gece dışarıya çıktığı zamandan sonra daha da kötü bir hal almıştı rahatsızlığı.

Öyle ki gece boyunca bulanan midesinden dolayı lavabonun başından kalkamaz olmuştu. Hissediyordu. Yanıyordu bedeni,ter içindeydi. Ilık bir duş almak istese de kapının  açık oluşundan çekinmiş,o adamın her an gelmesinden korkmuştu. Şu an ise hissettiği bu ağır rahatsızlığının üzerine bir de uykusuzluğunun ve yorgunluğunun eklenmesi ile dayanamayacak duruma gelmişti.

Yataktan doğrulur doğrulmaz başı döndü. Bir eliyle başını ovarken diğer eliyle yataktan destek alarak kalktı. Bir iki adım kapıya doğru atabildi ancak güç kalmadı bedeninde. Sert zeminin ayaklarının altından kayışını hissetti. Gözleri karardı. Sonrası karanlık.

🍁

Miran odasından çıkıp kahvaltı için aşağı inecekken merdivenin başına gelince yan odadan duyduğu ses ile duraksadı. Bu Roza'nın odasıydı. Önce karışmak istemeyip bir basamak insede dayanamayıp durdu. Bir şey olmuş olabilirdi.

Ağabeyine haber vermek istesede bugün İstanbul'a gidecekti yolu uzundu bu yüzden uyandırmak istemedi.

'İnşAllah haşlamaz beni'

İçinden söylediği sözler eşliğinde odanın kapısının önüne geldi ve iki kere vurdu.

"İyi misin?"

Ses yoktu.

"Bir sorun mu var?"

Yine cevap alamayınca kapıyı yavaşça açtı,akasında odasından yeni çıkan ağabeyinin kendisini izlediğini bilmeden. İçeriye girer girmez yerdeki baygın bedeni görünce gözleri kocaman açıldı.

"Yenge!"

Dudaklarından farkında olmadan  dökülen bu kelime samimiyet barındıryordu. Başka ne diye hitap edecekti ki? Endişeyle yanına eğilip başından tutarak bir eliyle yanağına vurdu hafifçe.

"Yenge uyan. N'oldu iyi misin?"

Cevap alamayınca yavaşça başını bırakarak odanın çıkışına yöneldi. Ağabeyini görünce ona seslendi.

"Ağabey kız yerde baygın yatıyor."

Miran'ın sesini duyan Rojbin ve Bedirhan da aceleyle oraya yönelmişti fakat elinde valizi olan Baran istifini hiç bozmamıştı.

Diğerleri odaya girince Rojbin hanım Roza'ya yaklaşarak elini yanaklarına koydu. Üstünün nemini ve vücut sıcaklığını hemen fark etmişti.

"Bedirhan oğlum bu kız yanıyor. Çokta terlemiş. Titriyor baksana bir doktora götürmek şart."

Bedirhan Roza'yı yerden kaldırıp yatağına koyarken Baran'ın gür sesi duyuldu.

"Yok hastahane falan iyice şaşırdınız siz. Ölmedi ya gelir kendine birazdan."

Bedirhan,ağabeyinin kapıya yaslanmış iki eli cebindeki rahat haline bakınca sinirlenmeden edemedi.

"Asıl sen şaşırmışsın. Kadının halini görmüyor musun?"

Baran kardeşinin çatık kaşlarını ve sinirli sesini duyunca bir anda gerildi.

"Bana bak canımı sıkma benim. Konuşmalarına dikkat et. Hastahaneye falan gitmeyecek. Ölse de götürmeyeceksiniz.Hatta ölsün. Umrumda mı sanıyorsunuz?"

Sinirle içini boşalttıktan sonra kapının önüne bıraktığı valizini alarak arkasında şaşkınlık için de bakan gözlere aldırmadan indi merdivenlerden.

GÜN DOĞUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin