21♣Sena

27K 1.3K 142
                                    

♣Sansar

Ali Amcanın evine geldiğimizde kapıda dikilen Vuslat ve Sena'yı görmemle kaşlarımın çatılması bir oldu. Gecenin bu saatinde dışarı mı çıkmışlardı?

Vuslat, Atlas ile ıslak kıyafetlerimize bakıp yutkunduğunda "Beni boğmaya çalışmadılar." dedim.

"İyi misin?" Ben ne olduğunu anlayamadan Havuç Kafa kolumun altına girmiş belimden tutarak bana destek sağlıyordu. Dokunuşu içimde tuhaf bir duygu uyandırdı. Bakışlarımı kaçırdım.

"İyiyim."

"Size evden çıkmayın demiştik." dedi Atlas kızlara.

"Sansar'ı merak ettik." dedi Vuslat yaramazlık yaparken babasına yakalanmış küçük bir kız çocuğu gibi. Sonra Atlas'a yaklaşıp ıslak kıyafetlerini inceledi. "Neler oldu böyle?"

"Uzun hikâye, kızlar." dedi Ali Amca kapıyı açarken. "Sizi kaçıranların kim olduğunu bir duysanız... Neyse hadi içeriye girin."

İçeri geçtiğimizde, üzerime Atlas'ın siyah bir tişörtünü ve siyah eşofman altını giyip aynada kendime baktım. Bende böyle giyinsem, karizmatik olurdum.

"Çok yakışmış." dedi Atlas üzerimdeki kıyafetleri görünce. O da üzerine kuru bir şeyler giymişti.

Oturma odasında oturan kızların yanına gittiğimde Selim olanları anlatmaya çoktan başlamıştı. Kısaca ben de anlattım ama kafam hâlâ karışıktı. Bizi kaçıranların arasında Düşünce Mahkûmları da vardı ki bu oldukça kafa karıştırıcıydı. Bir de beni bağladıkları yer vardı ki orası ayrı bir durum.

Ali Amcanın söylediğine göre balkonun aşağısı büyük bir çakmak oluyordu ki az kalsın Atlas ile orada haşlanıyorduk. Selim ile beraber binanın arkasında buldukları yerdeki demir bir koldu bizi kurtaran. Ali Amca demir kola asılıp çektiğinde tavandaki paneller açılmış, bunun sayesinde kurulmuştuk.

"Benim aklıma takılan," dedi Havuç Kafa düşünceli bir tavırla. "Doktor sana bizi bulmanı ve eğer hep beraber kabul etmezsek tedavi olmayacağını söylediğinden bahsetmiştin. Bu, doktorların diğer Düşünce Mahkumlarından haberi olmadığını mı gösteriyor?"

"Bilmiyorum." dedim. "Ama bundan kesinlikle doktora bahsetmek yok. O heriflere fazla güvenmiyorum."

"Çocuklar," diye seslendi Ali Amca içerideki odalardan birinden. "Hadi yatın artık. Geç oldu."

"Biz gidelim." dedi Vuslat. "Birkaç saat sonra güneş doğacak zaten."

"Bize gidelim." dedi Havuç Kafa, Vuslat'a. "Akşam yemeği için bize geleceksin zaten."

İkisi daha yerlerinden kalkarken Atlas fırlamış araba anahtarlarını kapmıştı.

♣Sena

Sanki dün gece kimse ölümün eşiğinden dönmemiş gibi oldukça doğal bir şekilde bizim evde toplanmış yemek hatırlıyorduk kızlarla. Ya da sadece Vuslat ile ikimiz hazırlıyorduk çünkü Selin bu konuda pek iyi sayılmazdı.

"Selin," dedi Vuslat domates doğramaya çalışan Selin'in yanına gidip. "Biraz daha küçük doğramaya çalış. Yoksa onu ağımıza sokamayız."

Eğilip Selin'in doğradığı domateslere bakınca kahkaha attım. "Selin o ne ya?"

Vuslat da benimle beraber gülmeye başlayınca Selin ikimizin de saçını çekti.

"Ah!" Vuslat kafasını çekti. "Yuh, Selin! Saçımı kopartsaydın."

"Bir kere daha dalga geçerseniz onu da yaparım."

Yok yok, Sansar haklıydı. Bu kız resmen cadıydı cadı.

Düşünce MahkumlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin